CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 15 Haziran'da Ankara Güvenpark'tan, 2 bin kişi ile Türkiye de "adaletin " yeniden tesisi için başlattığı, "ADALET YÜRÜYÜŞÜ" 9 Temmuz Pazar günü, İstanbul Maltepe'de 2 milyon kişinin katıldığı mitingle ile tamamlandı.

CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş, 432 kilometre ve 25 gün ile dünya demokrasi tarihinin en uzun mesafeli  ve en uzun zamanlı  "Adalet Yürüyüşü" sonrasında yazılı bir basın açıklaması yaparak, "Adalet Yürüyüşü"ne katılan, emek veren, görev alan ve kalbi Maltepe' de olan herkese teşekkür etti.

CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun cesur, onurlu ve erdemli adımlarıyla korku duvarlarının aşıldığını vurgulayan Demirtaş, 9 Temmuz'u " Yeni bir adım, tarih, doğuştur" diye niteledi.

Ünal Demirtaş'ın açıklaması şöyle:

ALTIN HARFLERLE YAZDIRDI

Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu inanç ve kararlılıkta, 15 Haziran'da Türkiye'de "adaletin " yeniden getirilmesi için Ankara Güvenpark'ta iki bin kişi ile başlattığı, dünyanın en uzun mesafeli, en uzun süreli, en barışçıl, en anlamlı yürüyüşünü iki milyon kişiyle yapılan büyük bir mitingle başarı ile tamamlanmıştır. Adalet yürüyüşü ve miting, dünya demokrasi tarihine adını altın harflerle yazdırmıştır.

432 kilometrelik yolu, her gün çoğalan yol arkadaşlarımızla birlikte büyüyen bir umutla ve kardeşlik içinde, kırıp dökmeden yürüdük. Bu yürüyüşte başta Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere, görev alan emek veren tüm parti yöneticilerimize, milletvekillerimize, belediye başkanlarımıza ve tüm partililerimize, yürüyüşe katılan  siyasi parti liderlerine, sivil toplum örgütlerine, 40 derece sıcakta, yağmur çamur demeden adalet yürüyüşüne  katılan her görüşten ve her kimlikten vatandaşlarımıza ve adalet yürüyüşüne fiilen katılamasa da kalbi Maltepe de olan ve adalete susayan  tüm vatandaşlarımıza sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.  

Yürüyüşün her aşamasında adalet yürüyüşçülerinin güvenliğini sağlayan, görevlerini en iyi şekilde ve başarı ile yapan emniyet mensuplarımıza, polisimize, jandarmamıza da teşekkürlerini sunuyorum.

9 TEMMUZ, TÜRKİYE İÇİN BİR UMUTTUR

Büyük bir coşku ve katılımla yapılan Maltepe mitinginde, Türkiye'de adalet isteyen her görüş ve kesimden milyonlarca vatandaş, Türkiye için umutları tazelemiş, iktidarın hak, hukuk tanımaz zalim  uygulamalarına karşı sessiz kalmayacaklarını  "HAK,HUKUK,ADALET" sloganıyla haykırmıştır.

Türkiye de adaletin yeniden tesisi için hiç bir çıkarı olmadan yürüyen milyonların İstanbul Maltepe Meydanı'ndan seslendirdiği adalet özlemi, korku duvarlarını yıkmıştır.

Türkiye de adaleti yok eden, yargıyı siyasallaştıran, milli iradeyi yok sayıp, Gazi Meclisi etkisizleştiren, darbenin siyasal ayağının ortaya çıkmasını engelleyen,  OHAL'i kaldırmayan, en temel insan hak ve özgürlüklerini kısıtlayan zalim iktidara karşı mücadelemiz, Türkiye de adalet ve demokrasi yeniden tesis edilinceye kadar devam edecektir. 9 Temmuz, yeni bir adım, yeni bir tarih, yeni bir doğuştur. Bu durum karşısında iktidardan taleplerimiz şunlardır;

1- "15 Temmuz darbe girişimini bir kez daha açık ve kesin bir dille lanetliyoruz. 249 şehidimizin aziz hatırası ve 2301 gazimiz için Fetullah Gülen Terör Örgütü'nün siyasi ayağı ortaya çıkarılmalı ve gerçek darbecilerden hesap sorulmalıdır.

2- Bir sivil darbeye dönüşen OHAL uygulamaları yasama, yargı ve yürütme gücünü tek kişide toplamıştır. OHAL derhal kaldırılmalı ve hukuk düzeni evrensel ilkelere uygun olarak yeniden tesis edilmelidir.

3- Demokrasinin, can ve mal güvenliğinin vazgeçilmez kuralı olan yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı sağlanmalıdır. Adil yargılanma hakkı eksiksiz bir şekilde uygulanmalıdır. ‘Kolektif suç' gibi insan haklarına aykırı uygulamalardan vazgeçilmelidir.

4- OHAL mağdurları adeta ‘sivil ölüme' terk edilmiştir. Mağdurların yargıya erişim ve sosyal güvenlik haklarını kısıtlayan tüm uygulamalara hukuk devletinin gereği olarak son verilmelidir.

5- 15 Temmuz darbe girişimiyle veya onun arkasındaki örgütle hiçbir ilişkisi bulunmayan, ama sırf hükümete muhalif görüldüğü için bütün haklarından yoksun kılınan akademisyenler ve diğer kamu görevlileri görevlerine iade edilmelidir. Anayasa Mahkemesi'nin içtihatları dikkate alınarak, tutuklu milletvekilleri derhal serbest bırakılmalıdır.

6- 150'nin üzerinde gazetecinin hapiste olduğu bir ülkede demokrasiden söz edilemez. Sadece mesleklerini yaptıkları için tutuklanan gazeteciler derhal serbest bırakılmalı, medya üzerindeki tüm baskılara son verilmelidir. Düşünceyi ifade özgürlüğünün önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır.

7- OHAL koşullarında, serbest tartışmanın yapılamadığı bir ortamda ve üstelik ‘devletin bütün imkânları seferber edilerek' gerçekleştirilen Anayasa değişikliği gayrimeşrudur. Bu bir ‘mühürsüz seçimdir'. Türkiye gayrimeşru bir anayasa ile yönetilemez, yönetilmemelidir

8- Din ve vicdan özgürlüğünün güvencesi olan, insan haklarına dayalı demokratik, laik, sosyal hukuk devleti güçlendirilmeli, liyakat esası kamuda göreve başlama ve yükselmede esas alınmalıdır. Eğitimde laiklik ilkesinin aşındırılmasına son verilmeli ve toplumsal adaletsizliği yeniden üreten eğitim politikaları değiştirilmelidir.

9- Toplumsal barışımızı bozan tüm antidemokratik uygulamalara eşit yurttaşlık temelinde son verilmelidir. Toplumsal adaletsizliğin en vahim görünümlerden biri olan kadınlara karşı ayrımcılığın önüne geçilmeli, kadınların özgürlük alanları korunmalı, kadın hakları toplumsal hayatın her alanında uygulanmalıdır.

10- Adalet uluslararası ilişkilere de hâkim olmalıdır. Türkiye coğrafyasındaki tüm halklara, tüm kimliklere kardeşçe, adilane yaklaşan, barışçıl ve uluslararası hukuka saygılı bir dış politikaya dönüş yapmalıdır"

 

Editör: TE Bilisim