Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı hakkında yapmış olduğu haberlerde ortaya bir kanıt koymadan iddiaları gerçekmiş gibi yazan Tığ’a kınama cezası verildi. 

Basın Konseyi’nin kararında; “Gazetecinin görevi olayları araştırıp gerçeği ortaya çıkarmak, bozmadan ve çarpıtmadan kamuoyuna ulaştırmaktır. Şikâyete konu köşe yazılarının hem içeriği hem üslubu; şikâyetçi hakkında ortaya atılan iddiaların gerçek olup olmadığına ilişkin hiçbir araştırma ve sorgulama yapılmadan gelişigüzel yazdığını göstermektedir. Yazar kanıtını ortaya koymadan bu iddiaları kesin gerçekmiş gibi sunmuştur” ifadelerine yer verildi.

BASIN KONSEYİ’NDEN OY BİRLİĞİ İLE KINAMA!  

Müzakerenin tamamlanmasının ardından oylamaya geçilirken Yüksek Kurul, şikâyet edilen köşe yazılarının bazılarındı, Basın Meslek İlkeleri’nin “Kişileri ve kuruluşları eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşüren, aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilemez” şeklindeki 4’üncü;
“Kişilerin özel yaşamı, kamu çıkarlarının gerektirdiği durumlar dışında, yayın konusu yapılamaz” şeklindeki 5’inci;
“Soruşturulması gazetecilik olanakları içinde bulunan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğuna emin olunmaksızın yayınlanamaz” şeklindeki 6’ncı maddelerinin ihlal edildiğini OYBİRLİĞİ ile saptamış, şikâyet edilen hakkında yine OYBİRİLĞİ ile ‘KINAMA’ kararı almıştır.
Şikâyet edilen Pusula gazetesi sahibi ve yazarı Ali Rıza Tığ hakkında, Basın Meslek İlkeleri’nin 4, 5 ve 6’ncı maddelerini ihlalden OY BİRİLĞİ ile KINAMA kararı alınmasını karar verilmiştir” denildi.

BASIN KONSEYİ, ŞİKÂYET EDİLEN PUSULA GAZETESİ YAZARI ALİ RIZA TIĞ HAKKINDA ‘KINAMA’ KARARI VERDİ
Zonguldak’ta yayınlanan günlük Pusula gazetesinde, 16.8.2022 tarihinden başvurunun yapıldığı 4.10.2022 tarihine kadar Çaycuma Belediyesi ve Belediye Başkanı Bülent Kantarcı hakkında yayınlanan Ali Rıza Tığı imzalı köşe yazılarında Basın Meslek İlkeleri’nin ihlal edildiği iddiasıyla şikâyette bulunulmuştur.
Şikâyetçi olan Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı’nın vekili Av. Buket Celep tarafından 7.10.2022 tarihinde yapılan başvuruda, Zonguldak’ta yayınlanan Pusula gazetesinin, müvekkili Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı ve ailesi ile Çaycuma Belediyesi ve bağlı şirketleri aleyhine sistematik olarak yayın yaptığı savunulmuştur. Söz konusu gazetenin sahibi ve yazarı Ali Rıza Tığ imzalı ve bazıları hakkında Çaycuma Sulh Ceza Hakimliği’nin erişim engeli kararı verdiği 16 köşe yazısı linki ve ekran görüntüsü eklenen başvuruda özetle şu ifadelere yer verilmiştir:
“Müvekkilim ile Başkanı olduğu Çaycuma Belediyesine bin türlü iftira ve kelime oyunu ile itibar suikastı yapmaya çalışan Pusula gazetesi sahibi Ali Rıza Tığ, müvekkilimin kişilik haklarını ihlal etmekte, şeref ve haysiyetine saldırmakta, toplum nezdindekini itibarını sarsmak, karalamak kastıyla gerçeğe aykırı bilgiler yaymaktadır.
Kamu yararını ilgilendirip ilgilendirmediğine bakmadan müvekkilimin özel hayatının gizliliğini defalarca ihlal etmiştir. Müvekkilimin kamusal görevi haricindeki özel hayatına ve kişilik haklarına da saldırmıştır. Bu şekildeki yayınları tarz haline getirmiş bir kişidir. Özel hayatıyla ilgili mahrem bilgilere ulaştığını iddia ettiği kişilere açıkça şantaj da yapan bu şahsın, bu fiilleri nedeniyle pek çok mahkemesi ve aldığı ceza bulunmaktadır.
Çaycuma Belediyesi aleyhine seri halde ileri sürdüğü iddiaların tamamı asılsızdır. Belediyenin yaptığı tüm iş ve işlemler, mal alımı ve kiralamalar, personel görevlendirmeleri, ihaleler hukuka uygundur, eksiksiz hepsinde kamu yararı gözetilmiştir. Onlarca denetimden alnının akıyla çıkmış, pek çok iş ve işlemi bizzat incelemeyi yapan müfettişlerce diğer belediyelere örnek gösterilmiştir.
Her türlü ahlaki ve insani değerin dışındaki saldırıya karşı hukuka sığınmaktan başka bir seçeneği olmayan müvekkilimin başvurduğu Çaycuma Sulh Ceza Mahkemesi, 10 adet yayına erişim engeli getirmiştir. Mahkemenin erişim yasağı aldığı yazılarda dile getirdiği hususları ısrarla yazmaya devam ederek, adeta yasalara meydan okumaktadır.”
Başvuruda şikâyet edilen hakkında Basın Meslek İlkeleri’ni ihlalden ‘kınama” kararı alınması talep edilmiştir.
UZLAŞMA ÖNERİSİ: 
Şikâyet başvurusu, şikâyet edilen Pusula gazetesi sahibi ve yazarı Ali Rıza Tığ’a 13.10.2022 tarihinde PTT aracılığı ile gönderilmiş, posta ‘alındı’ belgeleri gelmiştir. 
Şikâyet edilen gönderdiği yazılı yanıtta, şikâyet başvurusundaki iddiaları reddetmiştir. Taraflar arasında uzlaşma sağlanamamıştır. 
ŞİKÂYET EDİLENİN YANITI        : 
Şikâyet edilen Ali Rıza Tığ, e- mail ile 19.10.2022 tarihinde gönderdiği yazılı yanıtta, şikâyetçi vekilinin yaptığı başvuruda kendisine yönelttiği tüm iddiaları reddetmiştir.
Şikâyetçi Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı’nın halen ortağı olduğu inşaat şirketinin çalışanlarını belediye şirketlerinde işe aldığı, bunlar üzerinden belediye şirketlerine araç kiraladığı ve ihalelerle ilgili yazdıklarının kendisinin değil, belediye ile iş yapan müteahhitlerin iddiaları olduğunu savunmuştur. Ancak bunları neden iddia değil de kesin gerçek olarak yazdığına açıklık getirmemiş; iddiaların gerçek olduğuna ilişkin yanıtında bir kanıt da göstermemiştir. Şikâyet edilen sadece, şikâyetçinin danışman olarak işe aldığı ve temizlik işlerinde kamyon şoförü gösterdiği iki personeli, kendisinin bu konudaki yazıları üzerine ‘kadroya geçirmek zorunda kaldığını’ belirtmiştir.
Şikâyetçinin eşine şiddet uyguladığına ilişkin mahkeme kararı bulunduğunu, dünyanın her yerinde bir belediye başkanının böyle bir eyleminin haber değeri olduğunu söyleyen Ali Rıza Tığ, bunu yazdığı köşe yazısına ‘özel hayat’ gerekçesiyle mahkeme kararıyla erişim engeli getirilmesini de eleştirmiştir.
Şikâyet başvurusunda kendisine ‘şantajcı’ olduğu ve bu nedenle ceza aldığı iftirası atıldığınıileri süren Ali Rıza Tığ, “Gazetemize ve şahsıma yönelik böyle bir dava açılmamıştır. Aldığımız cezalar ise yayınladığımız fıkraların müstehcen bulunması nedeniyle Basın İlan Kurumu tarafından verilen cezalardır” demiştir.
GENEL SEKRETERLİK GÖRÜŞÜ     : 
Şikâyet konusu köşe yazıları, Zonguldak’ta yayınlanan yerel Pusula gazetesinde 16.8.2022 ve 4.10.2022 tarihleri arasında yayınlanmıştır. Bu yazıların tamamında ya da bir bölümünde şikâyetçi Bülent Kantarcı ve başkanı olduğu Çaycuma Belediyesi konu edilmiştir.
Çaycuma Belediyesi’nde ihale, araç kiralama ve personel alımı gibi konularla ilgili çeşitli iddiaların ortaya attığı köşe yazılarında, şikâyetçi Belediye Başkanı Bülent Kantarcı hedef alınmıştır. Şikâyet edilen yazar, şikâyetçinin Belediye Başkanı olarak sadece kamusal göreviyle ilgili eleştiri ve iddialarda bulunmakla yetinmemiş,, özel hayatı ve aile yaşamına yönelik sistematik şekilde ağır suçlamalarda bulunmuştur.
Şikayet edilen yazarın, “Karısını dövünce oğlundan dayak yiyen belediye başkanı”, “Belediye Başkanı ile müteahhit sevgilisi”, “Kaymakama yalan söyleyen ilçe başkanı”, “Yakaran kadın, mühendis Gülfem mi”, “Diploman kadar yüksek biri değilsin”, “Eşini döv, uzaklaştırma al, kadın kooperatifini ziyaret et”, “Belediye Meclisi üyesi bedavadan çocuk sahibi oldu”, “Bülent Kantarcı’nın eşine şiddet uyguladığı ortaya çıktı” başlıklı köşe yazılarına Çaycuma Sulh Ceza Hakimliği’nde erişim engeli getirilmiştir.
Şikâyet konusu yazılardan “Astronot kadın mı, erkek mi olacak”, “Başkanın işe gitmeden maaş aylan kadın personeli mesai alıyor mu”, “Ustası, kalfası, eski araçları belediyede”, “Atatürk Devlet Hastanesi’ne yine aynı müfettişler geldi”, “Bülent Kantarcı hakkında iddia yağıyor”, “Valiye şikâyet, Hatice’ye değil neticeye bakalım” ve “Zonguldak’ta faklı, Çaycuma’da farklı kanun mu var” başlıklı yazılar halen yayındadır.
Şikâyet edilen gazeteci Ali Rıza Tığı, Zonguldak’ta yerel bir gazetenin sahibi ve yazarıdır. Bölgesinde olup bitenleri gazetesinde haber olarak yayınlaması görevi olduğu gibi; köşe yazısına konu ederek yorum yapması, kanaat açıklaması ve eleştirmesi onun ifade özgürlüğüdür. Yazarın, şikâyetçi ve başında bulunduğu belediyeyi sık sık gündeme getirmesinde, neredeyse iki günde, üç günde köşe yazısına konu edip eleştirmesinde, ifade özgürlüğü sınırları aşılmadığı sürece sorun yoktur. Yargının bazı köşe yazılarına erişim engeli getirmesi de Yüksek Kurul’un şikâyet edilen yazılarda Basın Meslek İlkeleri’ne uygunluk denetimi yapmasının dışında bir konudur.
Genel Sekreterlik tarafından tek tek incelenen şikâyet konusu köşe yazılarından “Bülent Kantarcı hakkında iddia yağıyor” başlıklı yazıdaki “Herkese zorluk çıkaran Bülent Kantarcı, kendi keyfi olduğu zaman her türlü yasayı zorluyor. Çünkü ağaya içecek mekan lazım… Benim ağam işini bilir”;
“Başkanın işe gitmeyen maaş alan kadın personeli mesai alıyor mu?” başlıklı yazıdaki “Belediye şirketine çok sayıda kadın almış…. Başkan kadına fazla mesai yazdı mı? İşe gitmediği halde maaş almasına takılmadım, Başkan ile takıldığı süre için ayrıca para aldı mı oraya takıldım”;
“Karısını dövünce, oğlundan ayak yiyen belediye başkanı” başlıklı yazıdaki “Ortasından çay geçen ilçenin belediye başkanı eşini dövüyor, haberi alan oğlu İstanbul’dan gelip babasını evire çevire dövüyor. Bodrum’da bir ay tatile gidip öğretmen sevgilisinin yanında sürdürüyor tedavisini… Bu Başkan öyle bir başkan ki oğlu babasıyla konuşmuyor. Torununu görmeye gittiği zaman oğlunun evden çıkmasını bekliyor…. Rahmetli babası sağ olsaydı ‘Ben sana belediye başkanı olamazsın demedim, adam alamazsın dedim’ derdi… Aslında karşımızda başarılı bir belediye başkanı değil, ruh hastası var”;
“Atatürk Devlet Hastanesi’ne yine aynı müfettişler geldi” başlıklı yazıdaki “Hatta eski personelinin kızlarını bile işe almış…. Yüksek inşaat mühendisi olan Bülent Kantarcı böyle ‘alçak işler’ yapmaz” ifadeleri şikâyetçiye yönelik etik açıdan sorunlu ifadelerdir.
Gazetecinin görevi olayları araştırıp gerçeği ortaya çıkarmak, bozmadan ve çarpıtmadan kamuoyuna ulaştırmaktır. Şikâyete konu köşe yazılarının hem içeriği hem üslubu; şikâyetçi hakkında ortaya atılan iddiaların gerçek olup olmadığına ilişkin hiçbir araştırma ve sorgulama yapılmadan gelişigüzel yazdığını göstermektedir. Yazar kanıtını ortaya koymadan bu iddiaları kesin gerçekmiş gibi sunmuştur. Başvurudaki iddialara gönderdiği yanıtta da sadece aile içi eski bir olayla ilgili dava dosyası numaralarından söz etmekle yetinmiştir.
Şikâyet edilen köşe yazılarının tamamında, şikâyetçinin kamusal görevini eleştirme görüntüsü altında, aile içi ilişkileri, eşi, çocukları, torunu ve vefat eden babası konu edilerek olay bağlamından koparılmıştır. Güncel olmayan geçmişte aile içinde yaşanan bir olay yeni olay gibi sunularak, şikâyetçinin aile yaşamı sorgulanmış, özel hayatın gizliliği ihlal edilmiştir. Yazarın köşesinde gerçeklik, güncellik ve kamusal yarar gözetmeden kaleme aldığı bu köşe yazıları, şikâyetçiyi hakkında sistematik şekilde bir kötüleme kampanyasına dönüşmüştür.
Şikâyetçi toplumda tanınan siyasetçi olarak, kamusal görevleriyle ilgili ağır ve sarsıcı eleştirilere katlanmak durumunda olsa da, aile yaşamına ulu orta saldırılmasına ve özel hayatın gizliliğinin ifşa edilmesine katlanmak zorunda değildir. Şikâyet edilen köşe yazılarında şikâyetçinin aşağılanması, kişilik haklarının, siyasi kariyerinin ve toplumdaki saygınlığının hedef alınması; kanıtı ortaya konulmadan suç isnadında bulunulması açık şekilde etik ihlali oluşturmuştur.
Açıkladığımız bu nedenlerle, şikâyet edilen köşe yazılarında Basın Meslek İlkeleri’nin “Kişileri ve kuruluşları eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşüren, aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilemez” şeklindeki 4’üncü; “Kişilerin özel yaşamı, kamu çıkarlarının gerektirdiği durumlar dışında, yayın konusu yapılamaz” şeklindeki 5’inci; “Soruşturulması gazetecilik olanakları içinde bulunan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğuna emin olunmaksızın yayınlanamaz” şeklindeki 6’ncı maddelerinin ihlal edildiği kanaatindeyiz. Şikâyet edilen hakkında Basın Meslek İlkeleri’nin 4, 5 ve 6’ncı maddelerini ihlalden ‘KINAMA’ kararı alınmasını öneririz.
YÜKSEK KURUL’UN DEĞERLENDİRMESİ :
Basın Konseyi Yüksek Kurulu, 23.11.2022 tarihinde yaptığı toplantısında şikâyet başvurusunu görüşmüştür. Genel Sekreterlik raporunun sunumunun ardından Yüksek Kurul’da dosyanın müzakeresine geçilmiştir.
Söz alan üyeler, şikâyet edilen yazarın belediye başkanı olan şikâyetçi ile yönettiği kurumunu seri halinde köşe yazılarına konu yapmasında sorun olmadığını dile getirmişlerdir. Köşe yazarının eleştiride bulunma, yorum yapma ve kanaat açıklama özgürlüğü olduğunu kaydeden üyeler, ancak şikâyete konu köşe yazılarının çoğunda şikâyetçiye yönelik kanıtı gösterilmeden iddialar ortaya atıldığı; suç isnadında bulunularak eleştiri ve ifade özgürlüğü sınırlarının aşıldığı konusunda ittifak etmiştir.
Genel Sekreterlik raporunda ihlale ilişkin tespitleri genelde isabetli ve yeterli bulan üyeler, şikâyet edilen yazarın özellikle aile yaşamı ve çocuklarıyla ilişkilerini sistematik şekilde yazı konusu yaparak şikâyetçinin özel hayatının gizliliğini ve kişilik haklarını ihlal ettiğini savunmuşlardır. Üyeler, gazetecinin olayları araştırıp sorgulayarak gerçeği ortaya çıkartmak ve kamuoyunu doğru bilgilendirmekle görevli olduğunu; şikâyet edilenin mesnetsiz iddialarla kaleme aldığı köşe yazılarının şikâyetçiye yönelik kötüleme kampanyasına dönüştürerek kamusal yararı değil, itibar suikastını hedeflendiğini vurgulamışlardır.
SONUÇ :
Müzakerenin tamamlanmasının ardından oylamaya geçmiştir. Yüksek Kurul, şikâyet edilen köşe yazılarının bazılarındı, Basın Meslek İlkeleri’nin “Kişileri ve kuruluşları eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşüren, aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilemez” şeklindeki 4’üncü;
“Kişilerin özel yaşamı, kamu çıkarlarının gerektirdiği durumlar dışında, yayın konusu yapılamaz” şeklindeki 5’inci;
“Soruşturulması gazetecilik olanakları içinde bulunan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğuna emin olunmaksızın yayınlanamaz” şeklindeki 6’ncı maddelerinin ihlal edildiğini OYBİRLİĞİ ile saptamış, şikâyet edilen hakkında yine OYBİRİLĞİ ile ‘KINAMA’ kararı almıştır.
Şikâyet edilen Pusula gazetesi sahibi ve yazarı Ali Rıza Tığ hakkında, Basın Meslek İlkeleri’nin 4, 5 ve 6’ncı maddelerini ihlalden OY BİRİLĞİ ile KINAMA kararı alınmasını karar verilmiştir.

Editör: TE Bilisim