“BUNU BÜTÜN TÜRKİYE’YE YAYGINLAŞTIRMAMIZ LAZIM!”

Kullandıkları cürufun çevreye zararı olmadığını belirten Ege Doğa Geri Kazanım Anonim Şirketi Genel Müdürü Durmuş Oral; “Maden mühendisiyim, meslekte 41. yılım. Bu 41 yılın 12 yılı geri kazanımda geçti. 25 yıl devlete çalıştıktan sonra, altın madeni ve geri kazanım üzerine uzmanlaştım. Firmamız Ege Doğa Geri Kazanım Anonim Şirketi. Firma merkezimiz İzmir. Biz bu sektöre 2005 yılında başladık, Demir Çelik Fabrikasında üretilen çelik üretimi esnasında cüruf çıkar, bu kaçınılmazdır. Demir-Çelik sektörünün en büyük problemi, bu cürufları bertaraf etmekti. Biz de 2005 yılının cürufunu çektik İzmir’de fakat ne yapacağımızı da bilmiyorduk. Batı dünyası bu işleri bertaraf etmeye 1930-1940 da başladı. Biz bu sektörde çok çok geç kaldık. 2005 yılında ilk cürufu aldık, stokladık fakat ne yapacağımızı bilmiyoruz. Çok büyük meblağlar harcayarak, ÜRGE yani üretim geliştirme çalışmasıyla yaptık. Onu denedik, bunu denedik, deneye deneye uzmanlaştık. Bu konuda Türkiye’de 2 büyük firma var fakat en detaylı çalışmayı yapan biziz. Biz İzmir’de Demir-Çelik Fabrikalarının baş belası olan cürufu alıyoruz ve bunu kendimize göre methodlar geliştirdik, bunları ayrıştırıyoruz ve bunu sıfır atık haline getiriyoruz. Ve buna ne yapıyoruz? İlk önce içindeki metalleri ayırıyoruz, metal olmayanlara ayrı cihazlarımız var onlara ayırıyoruz, geri kalan malzemeleri sınıflandırıyoruz. Çimento fabrikası, kilit parke, beton, karayolu alt yapı, alt temel, üst temel malzemeleri, asansör denge ağırlığı, beyaz eşyada ağırlık, kuruma kumu vb. çok değişik yerlerde uzun uğraşlar sonucu deneye deneye neticelendirdik ve bu sektörlerde kullanıyoruz. Neticede Demir-Çelik Fabrikalarının büyük problemi olan atığı, biz sanayiye kazandırıyoruz ve bizim çevre ödülü almamız lazım diye düşünüyorum. Son derece çevreciyiz. Tabi ki her türlü faaliyetin çevreye olumsuz zararı muhakkak var. Berberin de var, bisküvi fabrikası, fırın hepsinin var. Amacımız bunları minimuma indirmek, büyük problem olan bu cürufu değerlendirmek. Daha önce siz de bilirsiniz Ereğli Demir-Çelik Fabrikası bu cürufları denize döküyordu. Hatta bir yan sektör gelişti, denize dalarak hurda toplayarak geçimini sağlayanlar vardı. İskenderun Demir-Çelik Fabrikası denizi dolduruyordu, Aliağa bölgesinde cüruf atacak yer bulamıyorlardı. Geniş bir dağ vadi alanı alıp orayı doldurmayı düşünüyorlardı eğer biz devreye girmeseydik. Daha sonra biz devreye girdik, daha önce bize alın götürün ne yaparsanız yapın diyen Demir-Çelik Fabrikaları şuan bizden para istiyor, para verirseniz veririz diyor çünkü değerli hala geldi. Biz Türkiye’de buna çok geç kaldık. İngiltere, Almanya sanayi ülkeleri 1930-1940 yıllarında başladı bu sektöre. Bir örnek vereyim, İzmir Büyükşehir Belediyesi ilk başta bakın biz bunu denedik ÜRGE çalışmayla yaptık, bu malzemeyi alan yollarınız asla bozulmayacak, biliyorsunuz yollara giren tonlarca kamyonet nedeniyle yollar çökmüştür, tekerlek izleri vardır. Eğer ki bu malzeme alt temel ve üst temel de kullanılırsa, yol ömür boyu çökmez, beton dökmüş gibi olur. İkna ettik İzmir Büyükşehir Belediyesini, 1 milyon ton bedava ürün verdik, buyurun alın deneyin dedik. Şuan her yıl milyon ton milyon ton kullanıyor. Bunu bütün Türkiye’de yaygınlaştırmamız lazım. Bilinçli şekilde yaygınlaştırmamız lazım. Bizim kullandığımız cüruflar tehlikeli atık grubunda değildir, tehlikesiz atık grubundadır. Daha sonra isterseniz sizlere kodlarını verebilirim, içinde herhangi bir tehlikeli atık yoktur” dedi.

“CÜRUF PROPLEMİNİ KOMPLE ÇÖZELİM”

Ereğli yeni bir tesis kurduklarını ve daha faaliyete başlamadıklarını belirten Oral; “Biz bu uzun çalışmalar sonunda anca İzmir Bölgesinde geri dönüşümü yaptık. Daha sonra İskenderun da yaptık. Ereğli’de de Demir-Çelik olunca buraya da girdik. İhaleler oluyor, bu ihaleye biz de girdik çünkü lisanslı firmaların girmesi gerekiyor ki her insan alamaz. Lisansları olması lazım, belgeleri olması lazım, TSE uygunluk belgesi olması lazım, her şeyin belgeli olması lazım ve biz de uzman bir kuruluş olarak Ereğli’ye geldik, ihaleye girdik ve kazandık ihaleyi. Erdemir’den cürufu getirip değerlendirmeyi düşünüyoruz ve bunu yaparken hem kendimiz para kazanmaya çalışacağız hem de yöreye faydası olsun. Çok ciddi, çöken yollar, sağlam dolgu isteyen yerler, bataklık arazideki alt temelleri doldurursak, suyu yedikçe malzeme betonlar sert olur, sökemezsiniz. Biraz zorlanacağız bunu anlatmakta, epey zaman alacak ama biz yılmayacağız gayret edeceğiz. Kamu kuruluşlarına, özel kuruluşlara bunu anlatarak, kullanımını arttıracağız bu bölgede. Artık Erdemir’in cürufu problem olmaktan çıkacak. Biz de bu amaçla bu bölgeyi aldık, kendi tapulu yerimiz şuan da prosedürleri tamamlıyoruz, Çet raporumuzu aldık, uygunluğumuzu aldık, diğer çok az bir prosedürümüz kaldı. Şuan da ön tesis kurduk ama bekliyoruz şuan da herhangi bir faaliyet yapmıyoruz, belgeleri aldıktan Sonra burada faaliyete başlayacağız. Bir de şunu söylemeliyim, biz her vatandaşa, her kuruma açığız. Buyursunlar gelsinler anlatalım. Bizim görmediğimiz bir şey varsa, bir yanlışımız varsa uyarsınlar, biz hemen tedbiri almaya açığız. Ki ne olabilir bizim; toz, gürültü, atık su. Bunlar bizim kırmızı çizgilerimiz, çevresel açıdan bir vatandaş olarak bizim görevimiz bunları olumsuz hale getirmemek, bunlara o yüzden hassas duracağız. Her vatandaşa açık, kulaktan dolma bilgiler değil, buyursunlar biz anlatalım, belli kısımları anlatalım, bilgilendirelim, bu cüruf problemini komple çözelim. Hem biz kazanalım, hem yöredeki hizmetimizi arttıralım. Oldukça faydalı olacak” İfadelerine yer verdi.

“ERDEMİR’DEN ÇIKACAK TÜM CÜRÜFLARI SANAYİYE, GERİ DÖNÜŞÜME KAZANDIRACAK GÜÇTEYİZ!”

Erdemir’den çıkacak cürufu tamamen geri dönüşüme kazandıracak güçte olduklarını belirten Oral; “Çevreye zarar vermeyelim, daha da çevreci bir davranışla Erdemir’in bu problemini çözecek kapasitede ve güçteyiz. Erdemir’de çıkacak tüm cürufları sanayiye, geri dönüşüme kazandıracak güçteyiz. Bizim bu bölgedeki ihtiyaç ne kadarsa onu karşılayacak güçteyiz, Erdemir’in tüm cürufunu geri dönüştürecek kapasitemiz var. İhale aldıkça bunlara kapasitemiz müsait, tamamen karşılayacak güçteyiz artık denize dökülmeyecek. Avrupa 1930-1940 da ne yapıyor onu da söyleyeyim. Biliyorsunuz bizde de çok sel baskınları oldu, köprüler yıkıldı. Avrupalı bu cürufu alıyor, nehirlerin kenarlarına döküyor, Avrupa aslında bizden çok daha önce çevre konusunda bu olaylara başladı. Nehirlerin kenarına dökülen cüruf direkt sertleşip beton haline gelir, artık nehirler araziyi parçalayamaz. Bu cürufun en güzel özelliklerinden birisi bu. Çimento da kullanılıyor, bir çok yerde kullanılıyor, bütün metalleri kazanıyoruz, ülkeye döviz kazancı yapıyoruz çünkü bizim ülkemizdeki hurda miktarı bize yetmiyor. Gemilerle çok büyük rakamlarda ülkeye hurda getiriyoruz” dedi.

“BU TESİSLE BİRLİKTE İSTİHDAM DA SAĞLAYACAĞIZ”

Tesisin faaliyete geçmesiyle birlikte Ereğli’de iş istihdamın da sağlanacağını belirten; “Biz üretime geçtiğimiz zaman burada 150 civarında işçi çalıştıracağız. 4 kişiden hesaplarsak ailesi ile birlikte bu sayı 600 kişi olur. Sadece istihdam bu değil, bunun yan gelirleri var. Sanayi, bakkal, market, kiralık ev, tamirci bunların hepsini koyduğumuz zaman ciddi bir istihdam elde etmiş olacağız. Bu Ereğli’nin, Zonguldak’ın menfaatine olacak bir durum olacak. Neticede biz çevreyi koruyan bu konuda, geri dönüşümde en profesyonel firmayız. Ekibimizde çevre mühendisi, makine mühendisi, maden mühendisi, metalürji mühendisi ve her türlü ekip ve elamanımız var. Profesyonel olarak çalışıyoruz. Her şeyimizi yasaya uygun yapmaya çalışıyoruz, şuan evrakları yaptıktan sonra Erdemirle de çalıştığımız zaman buyurun tekrar tekrar gelin, her vatandaş gelsin, bakalım, konuşalım, oturalım, bilgilendirelim, atladığımız bir şey varsa uyarsınlar beraber yapalım. Bazı kısır şikayetler oluyor, ticari amaçlı farklı boyutları var onlara girmek istemiyorum. Bunları artık geçelim ve bu işi gayet düzgün bir şekilde yapalım” dedi.

Editör: TE Bilisim