Zonguldak'ın Çaycuma ilçesine bağlı Filyos beldesinin Belediye Başkanı Ömer Ünal, Filyos Belediye Düğün Salonu'nda düzenlediği basın toplantısı ile bir süredir Demir Ailesi ile yaşanan sıkıntıları ve öldürülmekle tehdit edilmesi ile ilgili açıklamalarda bulundu. Filyos Ateş Tuğla Fabrikası'nın yönetimini elinde bulunduran Demir Ailesi'nin isteklerini yerine getirmediği için sahibi oldukları yayın organları aracılığıyla belden aşağı vurarak, yalan-yanlış yayınlar yaptığını öne süren Belediye Başkanı Ünal, "Filyos, hepimizin bildiği gibi eskiden, bölgenin Zonguldak'ta amatör müsabakalarının en güçlü takımına sahipti. Filyos'ta stadımızın olmayışı, Filyos'ta futbolu bitme noktasına getirmiştir. Belediyeyi aldığımızdan bugüne kadar Filyoslu gençlerimizin spor yapabilecekleri yerleri, meşguliyetlerini giderecekleri yerler için mücadele veriyoruz. Filyos'umuzu futbolda eski günlerine geri getirebilmek için çalışmalarımızı sürdürdük. Mevcut sahamızın yarısı Ateş Tuğla Fabrikası'nın tapulu ruhsatı içerisinde, bundan bir yıl kadar süre önce bir toplantıda Sayın Milletvekilimiz Özcan Ulupınar'a, Filyos'umuzun bir futbol sahasına ihtiyacı olduğunu söyledim. Sayın Milletvekilimiz Ulupınar, Filyos'a gelerek, incelemelerde bulundu ve neticesinde dönemin Zonguldak TSO Başkanı Salih Demir'i aradı. Telefon görüşmesinin ardından bir gün sonra randevu alarak görüşmeye gittik. Görüşme neticesinde olumlu konuşmalar oldu, kendi TV kanallarında, gazetelerinde ‘Demirlerden anlamlı bağış' diye yayınladılar. Akabinde Sayın Özcan Ulupınar, Demir Ailesi'ne teşekkür etti. Aradan uzun süre geçmesine rağmen hiçbir ilerleme kat edemedik. Defalarca kendilerini aradık, fakat hiçbir yazılı ya da sözlü cevap alamadık. 28 Kasım 2016 tarihine kadar cevap alamadık. Bize bu tarihte bir yazı gönderdiler. Yazıda bizden istedikleri yerlerle ilgili bilgi ve belgeler göndermişler. Bize imar tadilatı sunmuşlar. Bizden istedikleri imar planı tadilatında futbol sahası yerine kafalarına göre birçok yerin imarı üzerinde tadilat istemişler. Yapılacak bu tadilatlarda inşaat yapma yerleri, ticaret yeri, konut yeri başta olmak üzere bizden istediği bununla da kalmamış, Filyos'ta hiç yapılmayan ve yapılması mümkün olmayan işleri istemişler" ifadelerini kullandı.

"KİM RANTÇI, KİM DEĞİL, HALKIMIZIN TAKDİRİNE BIRAKIYORUM"

Herkesin yasalar çerçevesinde hareket etmesi gerektiğine dikkat çeken Ünal, "Benim ailem imar planına yansıyan yeşil alanları ve yolları belediyeye bedelsiz terk etti. Biz bunu Filyos Ateş Tuğla'dan istedik, başımıza gelenleri görüyorsunuz. Yani herhangi biri bunu terk edecek, ama onlar terk etmeyecek. Kim rantçı, kim rantçı değil, halkımızın takdirlerine bırakıyorum. Biz onların ifrazlarını kabul etmedik. Kendilerine yazı ile bildirdik. Görüşmeler aramızda devem ederken, Çaycuma Kaymakamlığı'ndan randevu istiyorlar. Beni de çağırdılar, gittim. Biz ‘anlaşma olsun' tarafındayız. Bizden ısrarla bir yeşil alanın imara açılmasını istediler. Bizde ‘başka bir alan ile takas etmek şartı ile imara açalım' dedik. Bize günlerdir bilgi vermediler. Ama onlar bu zaman zarfında boş durmuyorlar. Bizden taviz alamayınca, Kaymakama da cevap vermeden bazı girişimlerde bulunmuşlar. ‘Futbol sahası olan kısmı belediyeye bir metre yer vermeden Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü'ne devir edin, bir de lisenin arkasında az bir yerleri var, orayı da Milli Eğitim Bakanlığı'na devir edin' dedik. ‘Bizde sizin imar tadilatlarınızı kabul edelim, üçe bölelim' dedik, ‘Olmaz' dediler. Yani sonuçta anlaşma olmadı" diye konuştu.

"YAZDIKLARININ ARKASINDA DURSUNLAR"

Demir Medya'nın internet sitesinde çıkan haberlerin okunma oranlarına ve yapılan okunma hilelerine dikkat çeken Ünal, "Bu arkadaşlar, bu zamana kadar kendilerini aslan terbiyecisi zannetmiş, ama şimdi Filyos halkı adına kendilerine karşı gerçek aslan çıktı. Gerçek aslanı da eğitemeyeceklerini anladıkları için bu tip yollara başvuruyorlar. İlk yazıyı Erhan Çakmak yazdı. Aradım ‘Seni kast etmedim' dedi. Gazetecilik, tetikçilik değildir, yazdığının arkasında duracaksın. Yayınları sürekli devam ediyor. Filyos Ateş Tuğla Yönetim Kurulu üyelerini aradım. ‘Siz böyle bir habere onay verdiniz mi?' diye sordum. Haberleri bile yok. Yazdıkları haberlerin okunma oranı on günde o kadar az ki, sonunda sahtekarlık yapıp son yazıyı 12 bin 810 kişi okumuş. Burada bile sahtekarlık var. 15 günlük haberi ortalama 200 kişi okumuş, 12 saatlik haberi de binlerce kişi okumuş. Onlar bana belden aşağı vurmasaydı, açıklama gereği bile yapmayacaktım. Benim gazete gazete dolaşıp kendimi aklamaya çalıştığımı yazıyorlar. Filyos halkının hakkını korumak ucuz kahramanlıksa, kimse kusura bakmasın, biz pahalı kahramanlık yapıyoruz" şeklinde konuştu.

"ARABULUCU ARKADAŞLARIMIZ ARACILIĞIYLA TEHDİTLER GELDİ"

Kendisinin koruma istediği yönündeki haberlere de cevap veren Ünal, "Biz onlarla görüşmeler yaparken, arabulucu arkadaşlarımız oldu. Onlar aracılığıyla bize ‘öldürecek, vuracak' gibi tehditler geldi. Ancak bu isimleri de vermek istemiyorum. Çünkü onları korkutacaklar. Ama gerekirse söylerim" ifadelerini kullandı.

"BELDEDE TÜM BİNALARIN FİZİKİ YAPISI AYNIDIR"

Filyos beldesi sınırları içerisindeki binaların kat sayılarının aynı olduğuna, Demirlerin ise gökyüzüne kadar kat istediğine dikkat çeken Ünal, "Benim için ‘Kendi binasında kat artışını nasıl izah edecek?' diyorlar. Filyos sınırları içinde tamamı bana ait olan bir tane bina yoktur. Sahildeki binadan bahsediliyor. Orası benim ortak olduğum bir şirkete aittir. Bu bina yapılmadan önce yanıma Sürül İnşaat tarafından bir bina yapıldı. Altında bodrum katı asma kat ve dört normal katı ve çatısı var. En son diğer binalarda aynı şekilde... Benim ortak olduğun binada bir metre fazla bulsunlar, ben Belediye Başkanlığından istifa ederim. Bu inşaatlara verilen imar izni, 2012 yılındaki imar tadilatından kaynaklanıyor. Bizim bu arsayı alış tarihimiz 2013. Ondan sonra kat artışı vb. hiç bir şey yapılmadı. Bunlarda ‘çamur at izi kalsın' mantığı var" diye konuştu.

Güpgüpoğlu Ailesi'ne verilen arsalar ile ilgili de konuşan Ünal, "Eski otel ve düğün salonunun olduğu yeri Güpgüpoğlu'na ihale ettik. Tamamı 2 bin 710 metrekare. O tarihte satış bedelimiz 1 milyon 520 bin 200 lira. Bu ihalede kalmış, tamamı belediye tarafından tahsil edilmiştir. Ancak imarda ‘artık parsel' dediğimiz olay vardır. Yol kenarlarında artık parseller kalmış. Yola cephesi olan 30 ya da 40 metrekarelik bir-iki tane imar tadilatı yaptık. Hepsi budur. O binanın da yüksekliğinde hiçbir artı değer yoktur. Şimdi birisi gelip Filyos'a otel yapmak istesin, onun karşısındaki yeri satın alıp belediye müracaat etsin, Belediye Başkanı kim olursa olsun vereceği ruhsat aynıdır. Güpgüpoğlu'na da verdiğimiz budur. Ancak büyük otellerde ilave olarak İmar Kanunu gereğince tesisat katı olarak bir kat fazla verilir. Bunu Demir Ailesi de çok iyi bilir. Çünkü kendi otellerinde de vardır. Kıyı kenar çizgisinde yapımına müsaade etmişiz. ‘Avanta almışız' diyerek bize pislik atıyorlar. Yine bilgileri yok. Kısmi yapılaşma kararı Resmi Gazete'de yayınlamış. Belediye Meclisimiz bununla ilgili kararı 2012 yılında almış ve Kaymakamlığa bildirmiştir" dedi.

"BİZE ‘70 YILLIK FABRİKAYA RUHSAT MI SORUYORSUNUZ?' DEDİLER"

Filyos Ateş Tuğla Fabrikası'nın işyeri açma ve çalıştırma ruhsatının olmadığını fark ettiklerini belirten Ünal, "Bu konularla ilgili koruma için talep ederken, aklıma Filyos Ateş Tuğla'nın işyeri açma ve çalışma ruhsatı olup-olmadığı geldi. Ruhsatın benden önce verildiğini biliyordum. Zabıta arkadaşlar gittiler ve ‘70 yıllık fabrikaya ruhsat mı sorulur?' şeklinde bir tepki ile karşılaştılar. Özel İdare'ye sordum, 2011 yılında müracaat ettiklerini, fakat almadıklarını öğrendim. Buranın ruhsatını kimin vereceğini araştırdım. Bizim tesis ‘gayri sıhhı resmi müessese'ye giriyor. Kapasitesi 75 tonun altında ateşe dayanaklı tuğla vb. kaba seramik ürünlerin üretildiği tesisler. Günlük kapasite 75 tonun altında ise, ruhsatı belediyeden, değilse Özel İdare'den alacaksın. Günlük 43 ton civarı üretim yapıyor, yani ruhsatı belediye verecek. Resmi olarak fabrikaya ruhsatı olup-olmadığına dair yazı yazdık. Cevap bekliyoruz. Orada çalışan arkadaşlarımızı bize karşı kışkırtıyorlar. Fabrikayı boşaltıp, ikinci derece sit alanını imara açıp, güzel güzel apartmanları dikecekler. ‘Başkan kapattırdı, biz ne yapalım?' diyecekler. Fabrikada çalışan bütün işçiler, bizim kardeşimiz ve onların yanındayız. Kimsenin ekmeği ile oynamayız. Kim olursa olsun kanunu uygun hale getirmek zorundayız. En yakın arkadaşımın dükkanını ruhsatı olmadığı için mühürledim" şeklinde konuştu.

"İSKUR ÇALIŞANLARI FABRİKA DIŞINDA ÇALIŞIYOR"

Fabrikadaki işçi sayısının Demir Medya'nın yazdığı gibi 100 kişi olmadığına da dikkat çeken Ünal, "Fabrikada 40 civarında işçi çalışıyor. En son 25 kadar İŞKUR'dan aldılar. Onların da ne iş yaptıklarını ben burada söylemek istemiyorum. İŞKUR'dan Filyos Ateş Tuğla'da çalışan arkadaşların nerede, ne iş yaptıklarını araştırsınlar. Çalışma ve İş Kurumu Müdürlüğü'nün bu konuya dikkat çekmesini istiyorum. İŞKUR işçileri nerelere boya yapmaya gidiyorlar? Kimlerin özel olarak evlerinde boya-badana yapıyorlar? Onların kast ettiği malum ve nitelikli gazeteciler kim, bilmiyorum. Beni arayan bir-iki gazeteciye biraz bilgi verdim, o kadar."

"BORÇ DEĞİL, HİSSE DEVRİ PARASI"

Demirlerden borç para değil, hissesinin devir parasını aldığını söyleyen Ünal, "2005 veya 2006 yılında fabrika krize girmiş. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nca borç ödenmezse, satışı yapılacak. Zamanın TSO Başkanı bize rica etti. 2006 yılında Belediye Başkanı değilken, 100 bin Dolar değerinde yüzde 2'lik hisse aldık. Bizden önce Mehmet Acar hissesini sattı. İsmail Recai Şanlı, Zeki Yurtbay, Mithat Gülşen hepsi hisselerini 100 bin Dolara Demirlere sattı. Ben onların yönetimini beğenmeyip, buradan çıkmak istedim. Bana 340 bin liralık dört tane çek verdiler. Bahsettikleri para, hisse devri karşılığıdır. Muhasebecim vasıtası ile onlardan borç aldığımı söylemişler. Benim muhasebecim devletin kayıtlarında bellidir. Benim 80 milyonluk Türkiye'de en son borç para isteyeceğim insan onlardır" açıklamasında bulundu.

"DEMİRDEN KORKSAK, TRENE BİNMEZDİK"

Erdoğan Demir'in şahsi telefonundan kendisine mesaj attığını belirten Ünal, mesajları basın mensuplarına göstererek, "Elimde Erdoğan Demir'in 340 bin liralık çeki hisse devri karşılığında verdiklerine dair mesajlar var" dedi.

Ünal, ayrıca, savcılıktan koruma talep ettiğini ve verildiğini doğruladı. Yakın koruma isteyip-istemediği yönündeki soruya ise Ünal, "Biz yüz yüze gelen insanlardan korkmayız. Demirden korksaydık, trene binmezdik. Ancak kalleşlik var ya, çekindiğimiz budur. Sizler ne demek istediğimizi anlıyorsunuz. Bu zaman zarfında bana destek veren tüm kişi ve kurumlara teşekkür ediyorum. Bundan sonra fazla konuşmaya gerek yoktur. Takdir halkındır" dedi.

Editör: TE Bilisim