Türkiye’de ilk Kovid-19 vakasının görüldüğü 11 Mart’tan bu yana dört ay geçti. Geride kalan 120 günlük salgın tablosunu değerlendiren uzmanlar, Temmuz ayı için hedeflenen “100 vaka” sayısının çok uzağında kalındığını belirtti.

Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, “Eylül ortasına kadar toplum olarak en disiplinli şekilde kurallara uyarsak vaka sayısı 100’ün altına iner. Önümüzdeki iki aylık süreyi çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor” diye konuştu.

İstanbul Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Haluk Eraksoy ise “Son 40 günlük süreyi, yaz fırsatını iyi değerlendiremedik. Önümüzdeki 40 günü iyi değerlendirip, 100 vaka sayısının altına düşmek bizim elimizde” dedi.

BEKLENEN OLMADI

Salgındaki artış hızı bakımından 11 Nisan’da tepe noktayı gören Türkiye’de 24 Nisan kırılma günü olmuştu. Bu tarihte ilk kez iyileşen hasta sayısı yeni vaka sayısının önüne geçerken, 10 Mayıs itibarıyla vaka artış hızı yüzde 1 seviyesine geriledi.

Yaz ayında vaka sayısının 100’ün altına inmesi hedeflenirken, Haziran ayında başlayan normalleşme süreci ile birlikte beklenen tablo gerçekleşmedi. Hem yeni vaka sayısı hem yoğun bakımda tedavi gören hasta sayısı Mayıs’ın ikinci yarısına göre artış gösterirken, ülke genelinde 12 Haziran’dan bugüne kadar günlük vaka sayısı bin 195 ile bin 24 arasında seyretti ve vaka artış hızı da yüzde 1 seviyesine sabitlendi.

Geride kalan 120 günlük salgın tablosunu değerlendiren uzmanlar, Temmuz ayı içinde hedeflenen “100 vaka” sayısının çok uzağında kalındığının altını çizdi.

YANILGIYA DÜŞTÜK

Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, 120 günlük tabloyu şöyle değerlendirdi: “Yeni normalleşme dediğimiz sürece girerken, toplum olarak ‘Virüs bitti, her şey normale döndü’ yanılgısına düştük. Maske ve sosyal mesafede uyarılarımıza rağmen aksamalar olduğunu görmeye devam ediyoruz.

Düğün, asker uğurlama, taziye, hasta ziyareti gibi bazı alanlarda sıkıntılarımız var. Özellikle 20-30 yaş gençlerimiz virüsten etkilenmeyeceklerini düşünüyorlar ama bu son derece yanlış bir algı.

Sosyal mesafe ve maske kuralını AVM’ye girerken uygulayıp taziye evinde veya misafir ağırlarken uygulamadığımız noktada sıkıntılar baş gösteriyor. Maske ve sosyal mesafe kuralının her alanda uygulanması gerektiğini öğrenmediğimiz sürece vaka sayıları bir türlü istediğimiz rakamlara gerilemez.”

TOPLU ORTAM RİSKTİR

Prof. Dr. Kara, şu bilgileri paylaştı: “Her toplu ortam risklidir. Mesafe ve maske kuralına uyulmadığı noktada ciddi sıkıntılar yaşarız. Dünyanın en basit kuralını söylüyoruz, ‘Maskeni tak, insanlarla aranda 1.5 metre mesafe bırak.’ Bir de İstanbul başta olmak üzere nüfus yoğunluğu çok yüksek kentlerimiz var.

Kalabalık kentler salgını yönetme açısından ciddi engeller çıkartıyor. Akdeniz toplumu olmanın da getirdiği alışkanlıklar söz konusu. Sosyal teması seviyoruz. Bu durum İspanya ve İtalya için de geçerli. Son iki, üç gündür yeni vaka sayısında azalma eğrisi söz konusu. Eylül ortasına kadar toplum olarak en disiplinli şekilde kurallara uyarsak vaka sayısı 100’ün altına iner.

Bizim hedefimiz Temmuz ortası bu rakamı yakalamaktı. Sonbahar, solunum yolu enfeksiyonları başlayacak. Önümüzdeki iki aylık süreyi çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Virüsün dezavantajlı diye tanımladığımız yaz dönemini, en az hasar ve kurallara uyarak geçirmek yerine günlük vaka sayısı maalesef sabitlenmiş seyrediyor.”

GRİP SALGINI UYARISI

Türk Tabipleri Birliği’nin raporunda Kovid’de birinci dalganın sürdüğü ve sonbaharda ortaya çıkacak Influenza (grip) salgınının etkisiyle ciddi sıkıntıların yaşanabileceği aktarılarak şu ifadelere yer verildi: “Influenza aşıları şimdiden hazırlanmalı ve başta risk grupları olmak üzere ücretsiz yapılması sağlanmalıdır. Sağlık çalışanlarının Influenza ve Kovid-19 ayrımını tereddüte düşmeden yapabilmeleri için tanı testlerinin artırılması ve ücretsiz olarak temin edilmesi sağlanmalıdır. Okulların açılması için radikal önlemlere ihtiyaç bulunmaktadır.”

Editör: TE Bilisim