“Gazeteci; Bir kamu yöneticisine, kurum yetkilisine, siyasi parti yöneticisine bir soru sorarken o kişinin bağlı olduğu kurum veya siyasi partinin faaliyetleri hakkında soru sormalı. Gazeteci; Kendi çıkar ilişkileri ekseninde “para karşılığı” haber yapmaz, “para vermeyenleri” de “yalan-yanlış haber ve yorumlarıyla” rencide edecek bir duruma düşürmez” diyen Özdemir sorunun arkasındaki art niyeti tahmin ederek; “Böyle bir sorunun sorulması ne gazetecilik temel ilkelerine yakışıyor, ne de insani duygulara” diyerek duruma sert tepki gösterdi.
İŞTE ÇETİN ÖZDEMİR’İN “BÖYLE SORU MU SORULUR” BAŞLIKLI O KÖŞE YASISI
Gazetecilik; Mesleki anlamda en güzel, en heyecanlı, en zor ve en onurlu mesleklerden biridir.
Gazetecilik; Toplumun çıkar ve menfaatleri, kamu adına yapılan toplumsal duyarlılığı pekiştiren bir meslektir.
Gazetecilik; Hiçbir kişi, kurum ve siyaseten çıkar ilişkileri içinde olmadan, toplumu aydınlatma, bilgilendirme anlamında önemli iş kollarından biri olarak sayılabilir.
Gazeteci; Hiçbir şekilde duygularıyla ve çıkar ilişkilerini kullanarak yapılmayacak, mesleki edebi de kollayarak toplumu bilgilendirme-bilinçlendirme görevini ifa eder.
Gazeteci; Bir siyasi partinin il Başkanına soru sorarken, o il başkanının ailevi sorunlarını veya aile içi sorunları hakkında bir soru yöneltmez-yöneltemez, yöneltirse mahremiyete girer ve gazetecilik temel ilke, hak ve özgürlüklerini ihlal eder.
Gazeteci; Tarafsız olmalı, mesleki temel kurallara da mutlaka uymalıdır.
Maalesef Zonguldak’ta gazete ve gazeteci sayısı o kadar fazla ki, her önüne gelenin gazeteci olduğu, bir memlekette yaşıyoruz.
Zonguldak il ve ilçelerinde o kadar fazla gazete var ki, sayılarını kimse bile bilmiyor.
Yazılı basın dışında internet gazeteciliği de Zonguldak’ta çok yaygın.
Zonguldak’taki gazetecilere bakıldığında; gazetecilik okulunu okumayan veya gazetecilik mesleğinin temelinden gelmeyen çıraklık, kalfalık, ustalık ve muhabirlikten gelmeyen ama bakıyorsunuz bu şehirde gazetecilerin yüzde 90’ı ne bu mesleğin okulunu okumuş, ne de gazeteciliğin temelinden gelmiş değil.
Eğitim anlamında ya bu mesleğin okulunu okuyacaksınız, ya da bu mesleğin mutfağından geleceksiniz.
Zonguldak’taki gazetecilere “5 N, 1 K nedir?” diye bir soru yöneltseniz yüzde 95’i bilmez.
Haber yazım konusunda da bir sınava tabi tutsanız bunların çoğu sınıfta kalır.
Haberde “giriş, gelişme ve sonuç” diye bir kavramı bile bilmezler.
Ancak bir siyasi partinin en yetkilisine, il başkanına, kurum yöneticisine öyle sorular soruyorlar ki, anlamsız, içeriksiz, gereksiz ve boş sorular soruyorlar.
Sözü nereye getireceğim;
AK Parti İl Başkanı Muammer Avcı gazetecilerle hem tanışmak, hem sohbet etmek, hem de partisinin yaptıkları çalışmalarla ilgili bir sohbet toplantısı yapmış.
Bu toplantıda elbette gazeteciler bazı sorular da sormuş.
Çalışmalarla ilgili bilgi de almışlar.
Ama bir gazeteci öyle bir soru sormuş ki, “böyle de soru olur mu?” cinsinden.
Bir gazeteci; “eski eşiniz milletvekili adayı olacak” diye bir soru yöneltmiş Avcı’ya, o da “özel konuları konuşmuyoruz ” diye bu soruyu yanıtsız bırakmış, doğrusu da bu.
Aile içi yaşanan bazı sorunlar olsa da, böyle bir sorunun sorulması ne gazetecilik temel ilkelerine yakışıyor, ne de insani duygulara.
Her ailede bazı sorunlar yaşanabilir, her ailede sıkıntılar olabilir, her evliliğin ömür boyu sürecek diye bir anlayış da olmadığına göre, böyle bir sorunun da sorulması yanlış ve basitlikten ibarettir.
Bir gazeteci ne böyle bir aile mahremiyetini düşünmeden böyle bir soru sorabilir, ne de aile içi sorunların yazılmasına müsaade edebilir.
Böyle aile içi sorunlar ne sorulur, ne de yazılırsa bu o gazetecinin çıkar ilişkilerine ters gelen bir yöntemi tercih ettiğini gösterir.
Maalesef Zonguldak’taki gazeteciliğin geldiği durum bu.
Hatırlatmak istedim.

Editör: TE Bilisim