Kahveci; "Yürüyüşçülerin önüne gübre dökmek ahlaksızlığın tek dişi kalmış canavarlığıdır"

Zonguldak Eğitim İş Şube başkanı Metin Kahveci adalet yürüyüşüne katıldı. yaptığı yazılı basın açıklamasında;

"Ülkemizde temel hak ve özgürlüklerin kısıtlandığı son zamanlarda hak, hukuk ve adalette nasibini almaktadır. Ülkemizin kuruluş iradesinde cumhuriyetin felsefesini benimseyemeyenler bu güne kadar ellerinde ne gelmişse yapmışlardır. Özellikle Atatürk düşmanlığı ve ilkelerine karşı hasımlığın sonucunda ülkemiz hızlı bir şekilde gericileşmeye ve bölücüleşmeye doğru savrulmaktadır.  Bu durumu yaradanlar hep siyasi iktidar olmuş  en  çok zararı da 2002 yılından sonra gelen bu iktidar olmuştur. Bu duruma bir de 15 Temmuz darbe girişimini koyduğumuzda yaratılan  havanın atmosferinde at izi ,it izine karışması  ayrı bir handikap yaratmaktadır. Darbe girişiminin öncesinde ( her türlü darbe girişimini kınadığımızı belirterek ) adaletin kimler tarafından  verildiği nasıl mağduriyetlerin yaşandığını hepimiz biliyoruz. Silivri'de ve diğer yerlerdeki hukuk skandalların karşısındaki bedellerini canlarıyla ödeyenlerin durumlarını açıklamamıza gerek yok. 6 yada 5 yıl yatanların  suçsuzluğu kanıtlanmasına rağmen tazminatlarını  alanda yok. Şu ana  kadar devletten tazminatlarını alamadıkları  gibi  içerde yattığı zulümler yanlarında kar kalmıştır.  O zaman  bu ülkede haksız yere yatanlar suçlu suçsuzları ayırt edemeyenler vb durumlara baktığımızda bu ülkede hak hukuk adalet var mı diyeceğiz. 15 Temmuz süreci sonrası  ve OHAL dönemini de eklediğimizde durumun vahameti ortaya çıkmaktadır.  Bu dönemde haklı, haksız ayırt edilmezken açığa alma, ihraç vb da endişe  ve kaygının şiddetini artırmıştır. Biz bile Zonguldak'ta bizatihi olarak yaşayarak görüyorsak bir başla deyişle özel izinin dışında İşçi Anıtında toplanma yada siyah çelenk koyma gibi eylemler engelleniyorsa ve  askıya alınıyorsa hangi özgürlüklerden  hangi demokrasiden bahsedeceğiz.  Bu açıdan bakıldığında yaşadıklarımızı önümüze koyarsak  Ankara'dan başlatılan  herkese adalet yürüyüşü haklılığını ortaya koymaktadır.

 Bu yürüyüş mağdur olan herkesi kapsadığı açıkça görülmektedir. Bu yürüyüşte Atatürk Türkiyesini kabul edenler ve bayrağımızın altında  vebu yürüyüşü tertipleyenlerin hukukunun dışında hiçbir kimse farklı  bir anlayışı temsil etmemiş ve farklı davranmamaktadır. Bu yürüyüşü bölücü unsurlarla ve gerici unsurlarla sulandırmak isteyenler önce 15 yıllık  AKP iktidarında kim nerde nasıl poz verdiklerinebakacak ,kimnerede hangi etkinliği, çadır  mahkemelerine vb iyice bakacak daha sonra  gerçekleri görmeye ve aynaya bakmasını önermekteyiz. Elbette bu ülkede devletin maaşını alarak devleti arkadan hançerleyen her kim varsa bölücü , Fetocu  ,artniyetlilerin hepsinin bağımsız mahkemelerce yargılanıp atılmasından yanayız. Birisi bankadan 5 milyon kredi çekiyor ona bir şey yapmıyoruz,siyasi sorumlular, belediye başkanları ve gazetecilerini kastediyoruz diğer yandan ev kirasını bankaya yatırdı diye kamudan atıyoruz. Nerde bur da adalet?  Havuz medyası,troykalar, niyeti kötü insanların sahte oyunlarla bu yürüyüşü karalamaya çalışsa da  nafile çalışmalardır. Artık bu oyunları kimse yememektedir. Çünkü bu yürüyüşte çok sayıda   milletvekili de yürümekte ve koordine etmektedir.  Vekilimiz Ünal Demirtaş'ta  bu  koordinasyonda bizzat yer almakta   epeyce  efor sergilemektedir. Bu yürüyüşte yanlışa yer yoktur.

Ama ne yazıkki dinimiz gereği olarak yoldan geçen  kişilere Tanrı misafiri olarak kabul edilirken   Düzce de Belediye arabasından yürüyüşçülerin konakladığı yere gübre bırakılması ahlaksızlığımızın tek dişi kalmış canavarlığıdır.

       Eğitim İş ve Birleşik Kamu İş olarak  bu yürüyüşte PKK tarafından şehit olan öğretmenlerin haklarını ve kamu çalışanlarının sorunlarını ifade etmede adalet  için yürüdük . Özellikle okullarda öğretmen ve idarecilerin elleri kolları bağlı olmaktaki adaletsizlik durumlar, diğer taraftan öğrencilerinkahraman ,veliler ise kral olmaktadır. Azcık bir husumette öğretmenler kendilerini mahkemede duvarlarında görmektedir. Mahkemede sağ olsun  öğretmenleri acımadan cezalandırmaktadır. Nerde bur da adalet diyoruz? Yeterli disiplini  almayan öğrencilerin terbiyesiz davranışlarını gören veliler  bu suçun öğretmenden olduğunu bilerek ‘' seni okutan hocanın anasını avradına'' başlayarak küfürleri yağdırıyor. Halbuki veliler bilmiyor ki öğretmen ve okul idaresinden  öğrencilere karşı yaptırım gücü yok. Bu yaptırımın alınması sonucunda bu ülkede terbiyesiz bir nesil  yetiştiği gibi uyuşturucu engaje olmuş bir gençlik gelmektedir.  Oysa okullarda öğretmenlere ve okul idaresine belirli yetkiler verildiğinde ne uyuşturucu bağımlısı bir gençlik nede terbiyesiz bir gençlik göremeyeceksiniz. İşte tam da bunun için, eğitim için, geleceğimiz için  hak ,hukuk adalet, adalet diyoruz." ifadelerini kullandı. 

Editör: TE Bilisim