Belediye Başkan Yardımcısı Şenol Şanal'ı görevden almasının ardından eleştirilerin hedefinde olan Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, basın toplantısı düzenledi. Meclis Üyesi Atınç Kayınova'nın hakkında ihraç talebiyle  dilekçe verdiği, İl başkanı Ahmet Altun'un sert açıklamalarla eleştirdiği Akdemir, belediye binası encümen odasında düzenlediği basın açıklamasında;

"BAŞINDAN BERİ KARŞIYDIM" 

 "Şenol arkadaşımızı kendi tasarrufumla görevden aldım. Aslında kendisi bu göreve gelirken karşıydım. 'O zaman bu başka bölünmelere neden olur' diyerek karsı çıkmıştım. Seçim oldu. O akşam bölündük. Kendisi esnaflıktan geldiği için buradaki hiyerarşi konusunda sorunlar yaşadık. Son bir aya kadar belediye ve bürokrasinin işleyişi konusunda konuşabiliyorduk. Şenol Bey gidiş saatleri pek uygun değildi.                       

En son bayram nedeniyle gönderdiğimiz çikolatayı geri gönderdi. Bana kin besliyordu. Demek ki bizimle, benimle çalışmak istemiyor. Şenol Şanal'ın görevden alınma surecinde herkesin her şeyden haberi vardı. Hem il hem ilçe başkanları her şeyin farkındadır. 'Onlar haberimiz yok' diyorlarsa onların görüsüdür. Şenol Beyin kapısının kilitlenmesinin, kilidinin değiştirilmesinin nedeni özel eşyaları olduğu içindir. Bana vatandaşlarımız görev vermiş, birilerinin istifa cağrısı ile istifa edecek değilim" dedi.

"Bir aydır hiç odamızın kapısını açmadı"

Herkesin görev paylaşımı içerisinde hareket ettiğini belirten Akdemir, Şanal'ın bir aydır makam kapısını çalmadığını ilgisiz olduğunu ifade ederken, "Arkadaşlarımız bu geçen süre içerisinde farklı yorumlar yapsalar da, 3 yılı doldurduk. Biz Şenol Bey'in, halkla bizim aramızda bir köprü görevi görmesini istedik. Olması gereken de budur. Benim yardımcılarım, halkla ve daire müdürleri aramızdaki diyalogu sağlıklı şekilde yürütmemiz için var. Başlangıcından sonuna kadar bir fikir ve görüş ayrılığımız oldu. Kendisinin işini yapması, çalışkanlığı konusunda asla yorum yapmam, oralara girmem. Köprü vazifesi görmesini istemiştik. Baştan çok güzel, heyecanlı gitti. Ancak sonradan çeşitli değişiklikler gördüm. Kendisi esnaf, esnaf olduğu için devlet adabının, devlet terbiyesinin, çalışma hayatının kurallarını kavrayamadı. Olumsuz şeylerde sabah çağırırdık, akşam çağırırdık, defalarca kendisiyle konuşurduk, nasıl olması gerektiğini anlatırdık. Ağabey-kardeş gibi oturduk, sohbet ettik. Son bir aya kadar anlatmaya çalıştık, sohbet ettik. Biz Belediye Başkan Yardımcılarımızla ve diğer belediye müdürlerimizle iş bölümü yaparız, çalışmaları konuşuruz. Şenol Bey, bir aydır hiç odamızın kapısını açmadı ve bizimle hiçbir irtibata girmedi. Ben de kendisini hiç çağırmadım ve ‘Neden böyle davranıyorsun?' diye sormadım. Geliş ve gidiş saatleri uygun değildi. Bir gün ‘olabilir, bir işi çıkmıştır' dedim, ‘sahadadır' dedim. Ancak en son belediyemiz içerisinde bayramlarda daire müdürlüklerine Özel Kalem kanadıyla çikolatalar göndeririz. Bunu söylemekte de bir beis görmüyorum. Daire müdürleri ve Başkan Yardımcılarımız bunları gelen misafirlerimize ikram ederler. Şenol Şanal Bey'e gönderdiğimiz çikolata kendisi tarafından geri iade edilmiş. Bu hoş bir şey değil. Ben bundan ‘demek ki benimle çalışmak istemiyorsun, benimle iş birliği yapmak istemiyorsun' anlamı çıkarttım. O zaman bu işi burada keselim. Ne kurum zarar görsün, ne ben, ne de siz zarar görün. Belediyemizde kurumsal kimliği, çalışkanlığı, sevgi ve saygıyı sağlamak zorundayız. Bir başkan olarak bunu yapmak zorundayım. Demek benimle çalışmayı uygun görmüyor. Benimle çalışmayı uygun görmüyorsa, benimle irtibat kurmak istemiyorsa, ‘biz de görevini bu şekilde yaparız' dedim. Kendi yetkimi kullandım. Kişiliğiyle ilgili hiçbir sorunum yok. Ağabey-kardeş ilişkimiz vardı. Bunu devam ettirir veya ettirmez, bunu bilemem. Benim nezdimde asla hiçbir sorun olamaz. Biz bir defa CHP üyesiyiz" şeklinde konuştu

 "Biz halkımıza ve partimizin ilkelerine karşı sorumluyuz"

CHP İl Başkanı Ahmet Altun ve Merkez İlçe Başkanı Ebru Uzun'un açıklamalarına da değinen Akdemir, "CHP İl Başkanım ve Merkez İlçe Başkanım açıklama yaptılar. ‘Haberimiz yoktu' filan dediler. Hepimizin bir birinden haberi var. Biz bunları konuşuyoruz, kendilerine bilgiler veriyorum. Ancak onlar ‘haberim yok' diyebilir. Bu konuşmalar özel konuşmalarımızdır. Bizim grup kararında da vardır. Arkadaşlarımız arasında kırgınlık olacağını bildiğimiz için bir yıl veya 6 ayda bir değişiklik olması ve başka arkadaşımızın görevlendirilmesini önerdik. Kim olduğu fark etmez. Herkesin kendine göre üstün vasıfları vardır. Biz izine ayrıldığımızda meclis üyesi arkadaşlarımızı bırakıyoruz. Onlar da bütün yetkilere sahipler ve işleri yürütüyorlar. Gelişen zaman içerisinde bunu da göz ardı ettik ve arkadaşımızın göreve devam etmesini istedik. Böyle bir noktaya geldik. Bu nokta benim nezdimde çok büyütülecek bir nokta da değildir. Bizler belli bir görev anlayışı aldık ve o görev anlayışı içerisinde çalışmamız neyse onu yapmakla yükümlüyüz. Biz halkımıza ve partimizin ilkelerine karşı sorumluyuz"

"Her şeyi konuştuk ve paylaştık"

"Ben Cumhuriyet Halk Partili bir belediye başkanıyım. Bu üyelik beni, halkın seçtiği bir belediye başkanı yapmıştır, bundan daha mükemmel bir şey olamaz. Ben de bunun vakurluğunu taşıyan, bu işi en iyi şekilde yürütmeyi çalışan bir arkadaşınızım. ‘CHP'li değildir, böyledir, şöyledir' gibi herkesin kendine göre bir düşüncesi vardır. Düşüncelere saygı duyarım. O şekilde yorum yapılmışsa, haklılık payları vardır derim ve biz de kendimizi anlatmaya çalışırız. Ben Cumhuriyet Halk Partisi'nin bir askeri, bir neferi olarak buradayım. Ben hizmet anlayışı içerisinde bu görevi kabul ettim. Hizmetimi de halkım adına, partim ve ilkelerim adına gecemi gündüzüme katarak devam ettiriyorum ve ettireceğim. Bundan da gurur duyuyorum. Bizler parti içerisinde il başkanımızla, ilçe başkanımızla hem özel sohbetlerimizde hem de parti ile ilgili toplantılarımızda her şeyi konuştuk ve paylaştık. Benim hiç kimseyle bir sıkıntım olmaz. Ben dengeyi çok iyi kurmaya çalışan birisiyim. Karşıdaki arkadaşlar ne düşünür bilemem. Ben de bir insanım. Etten ve kemikten yapıldım. Benim sorunlarım yok mu arkadaşlar? Tabi ki var. Ben hiç hasta olmuyor muyum? Hastayım, sorunlarım var. Bunu da kimseye söylemedim. Karşıdaki arkadaşımız partimizin ilkelerine uymayan sözleri belediye başkanı hakkında söyleyebiliyor. Biz de bazen alınganlık gösterelim. Sen benim adıma böyle konuşamazsın diyeyim. Ben her yerde bir şey demiyorum ama hal ver hareketlerimle, tavırlarımla, devletin ve yasanın bana verdiği yükümlülüklerle gerçekleştiriyorum. Beni A veya B ilgilendirmez diyorum. Müdahale etme şansımız da olsun artık"

‘Adalet Yürüyüşü'ne de katıldım

Akdemir, "İlgili arkadaş bilmeden konuşuyor. ‘Oybirliğiyle seçilen' diyor. Oybirliği değil, oy çokluğuyla seçildi. Demek ki, sen yanlış biliyor ve yanlış konuşuyorsun. ‘Çalışma faaliyetlerinde benimle faaliyet kurmadı' diyor. Kendileriyle birçok yere gittik ve inceledik, fotoğraf çektirdik. Böyle bir şey söylemeye sahip değilsin, çünkü oradaki fotoğraflar da sen de varsın, beraberiz. ‘Referandumda yanımızda yok' dedi. Doğru, yanınızda değildim. Ben sahadayım. Bunu da sizinle paylaştım. Mahallelerde neler yaptığımızı siz bilemezsiniz. Ama ben sizinle bunları paylaştım. Ben ‘Adalet Yürüyüşü'ne de katıldım. Benim için onur veren ve çok zevk aldığım bir yürüyüştü. Sayın Genel Başkanım ile birlikte yürüdüm ve Zonguldak hakkında kendisiyle sohbet ettim. 10 kilometrelik yolu beraber yürüdük. Ben böyle bir anlayışı reddediyorum. Belediye Başkanı belki de hasta oldu, gelemedi. Olamaz mı? Ne yapacağız şimdi? Böyle bir kısır döngü içerisinde olmamalıyız. Ben Belediye Başkanı filan değilim, ben CHP'nin bir neferiyim. CHP'nin 6 ilkesini yürütmeye çalışan birisiyim. Eleştiriler olacak ama böyle acımasızca değil. Bana kızabilirsin, benimle anlaşamaya bilirsin. Ancak devlet görevinde kızmak, kin gitmek ve nefretle bakmak ilkesi yoktur. Orada bu işi yürütemezsiniz. Bunu bir kenara koyacaksınız"

"Birilerin istemesiyle bu işler olmaz"

Başkan Akdemir, Şenol Şanal'ın makam odasının kapısının kilitlendiğinin doğru olduğuna ve bu kararı da kendisi verdiğine dikkat çeken Akdemir, "Şenol Şanal Bey'in odasının kapısının kilitlendiği doğrudur. Ben kilitlenmesini istedim. Nedeni ise, ‘içeride özel eşyaları olabilir' düşüncesidir. Anahtarı da bina yöneticisinde duruyor. Kilit değiştirmekten başka mana çıkmamalı. Asla kişilere karşı kin ve nefretimiz olamaz. Şenol Şanal'ın görevden alınmasıyla TOKİ'de yaşanan su olayının kesinlikle bir bağlantısı ve alakası yoktur. Bu konuya girme bile girmiyorum. Hiçbir alakası yoktur. O konuyla ilgili gerekli yazışmaları daire müdürlerimiz yapmaktadır. Devlet, kin ve nefretle yürütülmez. TOKİ ile Şenol Şanal konusunun bir bağlantısı yoktur. İl ve İlçe Başkanlarımız konuşuyor, birileri de yorum yapıyor. Ben yorumlara, eleştirilere saygı duyarım. Ancak kızdığım nokta, kişiyi rencide edici tabirlerin kullanılmasıdır. Bundan nefret ediyorum ve kabul etmiyorum. Birkaç arkadaşımızın, ‘Bu alışmıştır' yönünde yorumları var. Ben hayatımda bu tür şeylere alışkın birisi değilim. Devamlı hakkımda yazı yazan bir arkadaşımız var burada. Benim nasıl bir idareci olduğumu, nasıl bir öğretmen olduğumu kendisi iyi bilir. Ben görevimin başındayım ve bunu da en iyi şekilde yürütmeye çalışıyorum. Bana halkım bir görev vermiş, bu görevi en iyi şekilde yapmaya çalıyorum. Birilerinin istifamı istemesi değil, ben ne zaman istifa edeceğimi, ne zaman etmeyeceğimi bilen birisiyim. Birilerin istemesiyle bu işler olmaz" diye ifade etti.

 

Editör: TE Bilisim