2013 yılından bu yana, ülkemizin bütün yerleşim birimlerindeki toplu ulaşım araçları sahipleri, köy dolmuşları sahipleri ve taksi esnaflarını ilgilendiren “tahdit” konusu bugün Karadeniz Ereğli’nin gündeminde hala yer sahibi.

Konuyla ilgili düzenleme resmiyete kavuşana kadar, aralarında Zonguldak ve ilçelerinin de yer aldığı tüm toplu ulaşım araçları, köy dolmuşları ve taksiler, kendilerine yerel yönetimler ya da trafik komisyonları tarafından “tahsis” edilen yer veya duraklarda ticari yaşamlarını sürdürüyordu. Bu hakka sahip olabilmek için uyulması gereken kurallar ve ödenmesi gereken bazı paralar da yok değildi elbet. 

Örneğin 2019 Yerel İdareler Seçimleri’nden hemen sonra bazı yerleşim birimlerinde belediyelerin halk otobüsleri, köy dolmuşları ve taksi duraklarından elde ettiği durak işgaliye bedelleri ile ruhsat yenileme işlemleri için alınan paraya yapılan fahiş orandaki artışlar haber gündemlerinin ilk sırasını oluşturmuştu.

2019 yılına gelindiğinde de 25 Haziran tarihi bu konuda önemli bir adımın atıldığı gün olarak kayıtlara geçti. Başta İstanbul olmak üzere birçok kentte bulunan ticari araç, toplu ulaşım araçları ve köy dolmuşları gibi servis araçlarının plakalarına da tahdit getirildi. Servis araçları da, ticari taksi ve hatlı minibüsler gibi kendilerine özel plakaya sahip olmaya başladı. Servis Taşımacılığı Yetki Belgesi ve Servis Taşımacılığı Kart’ları tahditli plakaya devredilmiş ve süresiz hale getirilmişti. Tahditli plakaya sahip araç sahipleri için turizm taşımacılığının yapılması yasaklanırken bunun dışında tüm taşımacılık işlemlerini gerçekleştirebilmeye başladılar.

Tahditli Plaka Nedir?
Uygulanan nüfus politikasıyla birlikte ülkenin nüfus sayısı gün geçtikçe artıyor. Nüfusun artması ile birlikte, köyden kente gerçekleşen göçlerin de büyük şehirlerin kalabalığını yoğunlaştırdığı gözleniyor. Bu durum, özellikle ulaşımda sıklıkla tercih edilen toplu taşıma araçlarında kendini daha net gösteriyor. Yolcuların artması ile birlikte toplu taşıma araçlarının ve bu sektörde çalışan kişi sayısının artması da kaçınılmaz bir sonuç haliyle. İşte bu sektördeki bireylerin taleplerinin düzenlenebilmesi için çeşitli yasalar uygulanmaya başlandı. Bunlardan birisi de plaka tahdidi. 
Toplu taşımacılık sisteminin geliştirilerek bireylerin en üst düzeyde ulaşım hizmeti alabilmesinin sağlanması, korsan taşımacılık ve plaka karaborsacılığı gibi usulsüzlüklerin önlenmesi, ayrıca çalışan şoför esnafının haklarının korunmasının sağlanması amacı ile dolmuş, minibüs, taksi, servis gibi araçlara verilen plaka sayısının sınırlandırılmasına tahdit” deniyor. Bu tahdidin ticari araçlar tarafından yaptırılması zorunlu. Yaptırılmaması halinde tahditsiz araçlar hakkında cezai işlem uygulanıyor.

Tahdit uygulaması Ankara, İstanbul, Samsun, Kocaeli, Bursa, Antalya, İzmir, Eskişehir, İzmir, Zonguldak, Tekirdağ ve Çorum’da var.
Bütün bu illerin genelinde tahditli plaka uygulaması başlamış olmasına rağmen, Zonguldak’ın en büyük ve en kalabalık ilçesi olan Karadeniz Ereğli’de başlatılamadı.
Pekiyi neden?

Kanunun yürürlüğe girdiği 2019 yılında, düzenlemenin bu yerleşim birimlerinde hayata geçirilmesi için görevli ve sorumlu kuruluşlardan biri olan Türkiye Noterler Birliği, konuyla ilgili yazılı girişimlerini Karadeniz Ereğli Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası Başkanlığı ile başlattı. Birlik tarafından istenen ve ilçedeki odaya kayıtlı tüm ticari araç şoförlerinin listelerinin talep edildiği bu yazışmalara, Cevdet Civelek başkanlığındaki dönemin oda yönetimi zamanında cevap vermeyince Zonguldak genelinin aksine Karadeniz Ereğli tahdit listesine giremedi. 
Zonguldak merkezde uygulama var, Alaplı’da uygulama var; ama Karadeniz Ereğli’de yok.
Dolayısıyla da Karadeniz Ereğli’deki tüm ticari şoförler, hatta köy minibüslerinin sahipleri bu açıdan bakıldığında “tahsisli” gruba giriyor. Yani yerel yönetim kendilerine bir yer ve bir ruhsat tahsis ediyor, onlar da bu tahsislerine göre hayatlarını idame ettirmeye çalışıyorlar.
Araçlarının ticari plakalarının da hiçbir önemi kalmıyor.
Siz bakmayın ticari plakaların fahiş denebilecek oranda pahalı olduğuna!
Bugün her biri Esnaf Kredi ve Kefalet Kooperatifi üyesi olabilecek konumda olan bu esnafların, diğer yerleşim birimdeki meslektaşları kadar gücü yok.
Örnek verelim:
Bir köy dolmuşu esnafı ya da bir taksi esnafının, Esnaf Kredi ve Kefalet Kooperatifi’ne kredi başvurusu yaptığını düşünelim.
Kooperatif, öncelikli olarak esnafın aracının muhtemel fiyat değerini öğrenir. Diyelim ki esnafın aracının değeri 200 bin lira. Bir de o aracın ticari plakası var haliyle… Hiç uzatmadan o plakanın da 500 bin lira değere sahip olduğunu varsayalım. Demek oluyor ki Karadeniz Ereğli dışındaki diğer Zonguldak ilçelerinde buna benzer bir esnaf 200+500 lira dolayında, yani yaklaşık 700 bin lira kadar kredi kullanabiliyor. Karadeniz Ereğlili esnafın ise, ticari plakası tahditli olmadığı için böyle bir şansı yok; o sadece aracının o günkü değeri kadar kredi kullanabiliyor; zira yerel yönetimin kendisine tanıdığı durak hakkı ya da ticari hak tahsisi yarın bir gün iptal edilebilir; bu tahsis şoför esnafının elinden alınabilir.
Hatta, belki abartılı kabul edebilirsiniz ama- belediye bile ilçe genelindeki taksi esnaflarının, köy minibüsleri duraklarının tahsislerini iptal edebileceği gibi, aynı duraklara istediği kadar yeni plaka tahsis edilmesine de karar verebilir.
Halil Posbıyık’ın canı sıkılırsa; “Sümer Taksi Durağı’na 30 yeni plaka tahsisi kararı veriyorum.”, diyebilir.
Özetle, bugün Karadeniz Ereğli’de görev yapan ticari araç sahiplerinin gelecek garantisi asla yok. Onların gelecekleri birilerinin dudakları arasında gizli.

İşte yukarıda özetlemeye çalıştığım ve Cevdet Civelek ile ekibinin sorumsuzluğundan kaynaklanan bu hak gaspının ortadan kaldırılabilmesi ve Ereğlili şoför esnafının da tahditli plakalar arasında yer alabilmeleri için Zonguldak Valisi Mustafa Tutulmaz ve Karadeniz Ereğli Esnaf Kredi ve Kefalet Kooperatifi Başkanı Mehmet Azman olanca güçleriyle gayret gösteriyorlar. Bu girişimlerin kısa zaman içinde olumlu sonuçlanması, hayatlarımızı bazen kendilerine emanet ettiğimiz bu esnaflar adına hepimizin de beklentisi.