“Tabii, belediye başkanı öyle bir dolmuş ki bugüne kadar, rahmetli babamın ismini de kullanarak beni ve diğer arkadaşları hedef alarak ‘Gel dışarı görüşelim’ dedikten sonra önümde Cengiz Güneş yürüyordu. Yılmaz Partlak ile konuşuyorlardı. Benim yalan beyan verdiğimi falan söylüyordu. Ve bunları benim onun arkasında olduğumu bilmeden söylüyor. Ben de ona ‘Yüzüme karşı konuşsana, benim neyim yalan’ dedim. Bana kes sesini diye karşılık verdi. Ben de tabi bir gün önce kendi arkadaşlarına saldırdıkları için ‘Beni onlarla karıştırma’ deyip münakaşaya başlarken arkamdan yumruk geldi. Arkadaş da o anı bekliyormuş herhalde. Dışarıda görüşelim dedikten sonra talimat mı aldı artık bilmiyorum, arkamdan yumruk geldi. Olay bu. Diyorlar ki önce Sertan Kuzu Cengiz Güneş’e müdahale etti. Hayır Cengiz Güneş benim aleyhimde konuşurken ben misafiri oldum. Biz zaten, ‘benim yüzüme karşı konuş’ dedikten sonra tartışmaya başladık. Ama tabii bu olayın başlangıcı içerideki hedef alınmamızdır.”
“Ereğli halkı gelip bu meclisleri izlesin. Her gazeteci anlatamaz orada olanları. Gazeteciler ilan parası alıyor. O yüzden de konuşamıyorlar. Bazıları bu olayları çarpıtarak dışarı anlatıyor. Çünkü ilan paraları kesilecek. Bunlar dışarı çıktı mı AK Partili olur MHP’li olur, DSP’li olur... Ama mecliste bir tanesinin Halil Başkan’ı eleştiren bir noktası oldu mu? Konuşan yok. Sadece çok az bir gazeteci konuşuyor bunu. Çünkü herkes bu işi ilan parası, ekmek parası için yapıyor. Ekmek parası önemlidir ama, onur kavgası, memleket kavgası daha önemlidir.”
