<div><span style="font-size:16px;">Kantarcı, 5 Haziran Dünya Çevre Günü nedeniyle bir açıklama yaptı. Kantarcı açıklamasında, “Dünyanın ekolojik bir yıkımın eşiğine geldiği günlerde Dünya Çevre Günü’nü kutluyoruz. Başta kirli teknoloji ürünü sanayileşme, bilinçsizlik ve aşırı tüketim nedeniyle havamız, suyumuz, topraklarımız kirleniyor, tarım topraklarımız hızla kayboluyor, çölleşme ve erozyon tehlikesi artarken atıkların uygun şekilde bertarafında büyük sorunlar yaşanıyor. Sularımız kirleniyor, su kaynaklarının çevresi imara ya da sanayileşmeye açılarak su havzaları yok ediliyor. Nehirler, göller kurur birçok yerde susuzluk tehlikesi yaşanırken bastıran ani yağışlarla her yanı seller alıyor. Tüm bunlar yetmezmiş gibi çıkarılan imar affı ile çarpık ve kuralsız kentleşme özendirilerek, kentlerin yaşam kalitesi düşürülüyor. Küresel ölçekte yaşanan sorunlar da büyüyor. İklim değişikliği bilim insanlarının işaret ettiği bir tehlike olmaktan çıkıp herkesin hissettiği bir gerçeğe dönüşürken buzullar eriyor, yağmur ormanlarında ki tahribat artıyor. Atmosferi saran ozon tabakada insan faaliyetleri sonucunda oluşan delik varlığını korurken, atmosferde, sera gazlarının yoğunluğu tarihin en büyük boyutuna erişiyor. Korkum ve endişem odur ki, çevreye karşı duyarsızlık bu boyutta devam ederse, dünyamız görünür gelecekte yaşanamaz bir yer haline dönecek” dedi.</span></div> <div><span style="font-size:16px;"><strong>FİLYOS VADİSİ’NİN KORUNMASI GIDA GÜVENLİĞİMİZ İÇİN DE ÖNEMLİ</strong><br /> Çevreye karşı duyarsız politikalardan kendi bölgesinin de pay aldığını söyleyen Kantarcı, “Bölgemizin en değerli ekosistemi olan Filyos Vadisi’nde planlanan endüstriyel yatırımlar bizleri derin bir endişeye sevk ediyor. Bir ekolojik koridor olarak korunması zorunlu olan Filyos Vadisi’nde, kamuoyunda hiç tartışılmadan, başta yerel yönetimler olmak sivil toplum örgütlerinin görüşlerine baş vurulmadan “demir çelik eksenli’ yeni bir sürecin başlatılması içimizdeki endişeyi daha da büyütüyor. Filyos Irmağı’nın kendi çevresinde binlerce yılda, sabırla oluşturduğu toprağın tarımsal niteliği nedeniyle korunması, doğanın koruması kadar, ülkemizin gıda güvenliğinin sağlanması açısından da önem arz ediyor. Bilim insanlarının, görünür gelecekte, tüm dünyada su ve gıda krizi yaşanacağını açık bir dille ifade ettiği bir zamanda, zaten kıt olan tatlı su kaynaklarıyla tarımsal toprağı kirletecek politikalar geliştirilmesi, akılla izaha muhtaç bulunuyor” dedi.<br /> <strong>İLÇEMİZİN KARBON AYAK İZİNİN KÜÇÜLMESİNİ SAĞLADIK</strong><br /> Çaycuma Belediyesi olarak iklim dostu bir politika izlediklerini söyleyen Kantarcı, “Belediye olarak, iklimi korumak, vatandaşlarımızı her türlü kirlilikten korumak için başta ücretsiz taşımacılık olmak üzere toplu taşımayı özendiren birçok uygulamayı hayata geçirdik. Bireysel araç kullanımını azaltacak girişimlerle ilçemizin karbon ayak izinin küçülmesini sağladık. Yaptığımız her türlü standarda sahip onlarca kilometrelik bisiklet yoluyla, vatandaşlarımıza çok daha sağlıklı bir ulaşım seçeneği sunduk. Bölgede atık toplama lisansına sahip ilk belediye olarak, geri dönüşümde de önemli işlere imza attık. İlave yatırımlarla geliştireceğimiz atık su tesisi ile Filyos Irmağı’na arıtılmamış bir damla su bırakmamayı hedefliyoruz. Çaycumalıların yenilenebilir kaynaklardan temiz enerjiye kavuşması için de çalışmalara başlamış bulunuyoruz. Kuracağımız enerji kooperatifi ile enerjimizi yenilenebilir kaynaklardan kendimiz üreterek tam tam bir iklim dostu kent yaratacağız. Bu çabalarımızın herkese örnek olmasını diliyor, 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nü daha yaşanabilir bir dünya umuduyla kutluyorum” diyerek açıklamasını tamamladı.</span></div>