Kahramanmaraş Merkezli 10 şehri kapsayan, yüzyılın faciası olarak nitelendirdiğimiz depremin yaralarını tüm ülke olarak sarmaya çalışırken bazı bürokrat ve yöneticilerin yapmış olduğu işler gerçekten utanç verici!

Bunlardan bir tanesi de Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer depremzedelere vermiş olduğu kahvaltı sonrası yaşandı.

Ülke olarak depremin acılarını saralım derken, Bülent Ecevit Üniversitesi tarafından, Zonguldak’a gelen depremzedelere verilen kahvaltıda ki görüntü; “Siz de hiç vicdan, sizde hiç utanma yok mu?” dedirtti.

Depremzedeleri yere oturtmuşlar, önlerine plastik tabakta konulan bir kahvaltı ve başlarında ayakta konuşan Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer!

Gerçekten pes doğrusu!

Yakıştı mı bu görüntü Üniversitemize?

Yakıştı mı bu görüntü şehrimize?

Depremzedeler yerde otururken masada oturan Gençlik Spor İl Müdürü Hakan Yüksel ve BEÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hakan Şenol Kutoğlu’na ne demeli?

Orada o kahvaltıyı yapmaktan hiç rahatsız da mı olmadınız?

“Rektör Bey, bu görüntü hiç uygun oldu mu?” diye de mi soramadınız?

Yazıklar olsun ne diyelim!

Üniversitede ki olaylar zinciri burada da bitmiyor ki?

Tam bir skandal zincirlemesi!

Bu depremzedeleri yerde oturtarak başlarında masada yemek yiyen Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, 6 Şubat’ta yaşanılan deprem sonrası Özel Kalem Müdürlüğü’nde görevli yöneticisine depremzedeler için yardım kampanyası başlatılması konusunda emir vermiş.

Yardımlar 10 Şubat’a kadar toplanmış.

Senatosunu toplayan Rektör Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, yardımların deprem bölgesine ulaştırılması için tırlara mazot gerektiğini belirterek Senato üyelerinden parasal olarak mazot desteği istemiş.

“Herkesin de ne kadar vereceğine bakacağım, Onan göre haaa!” diye de söylenmiş.

Paralar toplanmış ve aradan geçen 3 gün sonra başka bir sebeple senatosunu toplayan Özölçer; “Arkadaşlar yardım tırlarımız bölgeye ulaştı. Yalnız, yanlış bir iş yaptık! Mazot parası toplattım ama mazotu başka yerden hallettim. Sizlerden topladığım para 190.000 veya 200.000 TL bunu size geri iade edecek değilim. Bu parayı Üniversitenin Vakfına girdi yapacağım. Sizden Vakfa istesem bu kadar toplayamazdım.” diyerek toplanan paraları üniversitenin vakfına aktarmış.

Ya böyle bir şey olabilir mi?

Bari nezaket gereği, ”Arkadaşlar toplanan parayı AFAD veya Kızılay’a sizin adınıza yatıracağım. Allah iyiliklerinizi kabul etsin” desene…  

Depremzedeler için 1 kuruşa bile ihtiyaç varken, toplanan parayı üniversitenin vakfına yatırmak ne demek?

Gerçekten ben anlam veremedim.

He bu arada, bu vakıftan bazı medya kuruluşlarına maddi destek sağlanarak bir takım işler yapılıyormuş iddiasıda gündemde! 

Hangi İsimlere ne için, neler veriliyor az çok öğrendik!

Yeri ve zamanı geldiğinde onlarıda aktaracağım.

Merak etmeyin!

Konunun yakın takipçisiyiz.

KIZILAY!

Bundan 1 yıl önce Zonguldak Kızılay yöneticilerinde ki kokuşmuşluk, haklarındaki yolsuzluk iddialarından sonra Kahramanmaraş Merkezli depremin ardından Kızılay Genel Merkez yöneticileri de  iyice sorgulanmaya başlandı.

Biz böyle yazınca bazı kesim bizlere kızıyor.

“Siz Kızılay düşmanı mısınız?” diye!

Bizim derdimiz Türk milletin göz bebeği, en büyük yardım kuruluşumuz olan Kızılay’ı karalamak veya lekelemek değil.

Bizim derdimiz milletin yardımlarını kendi malı gibi hunharca ziyan eden, burayı kendilerine kar amaçlı kullanan yöneticilerle.

Kızılay hepimizin ama burayı yönetenlerde ki arsızlığı veya yapılan yolsuzlukları da söylemeyelim mi?

Yazmayalım mı?

Kim ne derse desin, kim kızarsa kızsın!

Kızılay yöneticilerinde tepeden tırnağa köklü bir değişim yapılmalıdır.

Kızılay’ın kendi resmi tanımına göre; tüzel kişiliğe sahip, özel hukuk hükümlerine tâbi, kâr amacı gütmeyen, yardım ve hizmetleri karşılıksız olan ve kamu yararına çalışan bir gönüllü sosyal hizmet kuruluşudur.

Tanımda ne diyor?

Kâr amacı gütmeyen!

Ya kardeşim deprem anında sen elindeki çadırı gece gündüz eleştirdiğin AHBAP Derneği’ne satmak ne demek?

Madem stoğunda var böyle bir çadır?

Desene AHBAP yöneticilerine; “Elimizde gerektiği kadar çadır var, yeri söyleyin biz gönderelim! Sizin elinizdeki para ile de başka bir ihtiyaç karşılayalım” diye…

Hani biz birdik!

Hani biz bütün olunca güzeldik.

Yine diyorum amacım Türk milletinin göz bebeği olan Kızılay’a zarar vermek değil ama bu yöneticilerle olmuyor kardeşim, olmuyor!

Bu yöneticilerin birçoğu araçlarıyla bir yere gittiğinde aracı bile stop etmiyorlar ki, klima çalışsın!

Yazın sıcaklamasınlar, kışın üşümesinler diye.

Kim Kızılay’dan haksız kazanç edip, kim bu milletin yardımlarını kendi çıkar ve amacına kullanıyorsa…

Allah belasını versin, Allah onları ıslah etsin!

Daha ne diyebiliriz ki?

MİLLETVEKİLİNİN, FETÖ İTİRAFÇISI OLAN İMAMI!

Geçtiğimiz günlerde “Milletvekilinin FETÖ itirafçısı imamı” başlıklı bir köşe yazmıştım.

He işte o imam geldi bizi buldu.

Milletten 4000 Euro değil, 4900 Euro toplamış!

Tabi belgesinin olmadığını belirtti.

Herkes onu tanıyormuş ama biz yeni tanıdık.

Neyse bu konu hakkında yeni gelişmeler var onları da ilerleyen günlerde size aktaracağım.

Müftü Bey ile bir görüşelim de!