Milletvekili yaptığı açıklamasında “ülkede gerçek enflasyon %38’lere ulaşmışken, açlık sınırı 2 bin 439 TL, yoksulluk sınırı 8 bin 437 TL olarak açıklanırken, milyonlarca çalışana reva görülen rakam 2.825 TL oluyor” diyerek tepki gösterdi. Açıklanan asgari ücretin, asgari vicdanın eseri olduğuna işaret eden Yavuzyılmaz şunları söyledi: “Bugün gerçekleştirilen toplantı sonrasında Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, 2021 yılı için geçerli olacak asgari ücretin yüzde 21.56 artışla AGİ dahil 2 bin 825 TL olacağını açıkladı. Ülkede gerçek enflasyon %38’lere ulaşmışken, açlık sınırı 2 bin 439 TL, yoksulluk sınırı 8 bin 437 TL olarak açıklanırken, milyonlarca çalışana reva görülen rakam 2.825 TL oluyor. Bu rakamları belirleyenlerin çarşı pazardan, vatandaşın halinden, sokağın gerçeklerinden haberi yok. Ekonomik desteksiz pandemi tedbirleri nedeniyle esnafımızın kepengini açamadığı, dükkânını açabilenlerin ise kısıtlamalar nedeniyle iş yapamadığı, yüzbinlerce çalışanın işini kaybettiği bir dönemi yaşıyoruz. Ak PARTİ iktidarları döneminde, genel maaşa dönüşen asgari ücret, adeta sefalet ücreti halini aldı. Bugün, Türkiye’de asgari ücretin yüzde 20 fazlası ve altında ücret alan yaklaşık 10 milyonu vatandaşımız buluyor. Buda bütün ücretli çalışanların neredeyse yarısı demek. Açıklanan ücret, neredeyse dört kişilik bir ailenin sadece temel gıda ihtiyaçlarının açıklandığı açlık sınırı kadar. Üstelik vatandaşın temel gıda maddelerine her hafta zam üstüne zam gelmeye devam ediyor. Halka bu asgari ücreti reva görenlerin herhalde evlerinde tencere kaynamıyor ya da bu arkadaşlar bir başka ülkede yaşıyor. Vatandaşın bu geçim açmazına birde faturalar dahil oluyor. 2018 ve 2019 yıllarında elektriğe yüzde 73, doğalgaza yüzde 57 zam yapıldı. Salgın sürecinde olmamıza karşın hükümet 1 Ekim 2020’den geçerli olmak üzere elektriğe fiyatlarını yüzde 5.75 artırdı. Son iki yılda yapılan yüzde 57’lik zam dikkate alındığında reel olarak bu zammın daha yüksek olduğu görülecektir. Ekonomi bu kadar kötü yönetilmeseydi, hükümete yakın müteahhitlere milyarlar aktarılmasaydı bu rakam bu kadar böyle acınası olmayacaktı. Bakın, son 5 yılda, Yap-İşlet-Devret projeleri için yandaş şirketlere sadece ödenen 18 milyar 434 milyon dolar kur farkı tutarı ile Asgari ücretin 3.500 TL olması mümkündü. Ülkede bir kısım bürokratlar aylık 100 bin TL üzerinde maaşlar alırken, bu maaşlar Sayıştay Denetim Raporlarıyla ispat edilirken, vatandaşa reva görülen asgari ücret, asgari vicdanın eseridir. Tablo bu kadar vahimken açıklanan bu asgari ücret tek kelimeyle, insanları açlık ve sefalete mahkûm etmektir.”