CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş, kanun teklifi ile ilgili şu açıklamayı yaptı:
"EĞİTİMİN EN ÖNEMLİ UNSURU, ÖĞRETMEN!
AKP iktidarları boyunca uygulanan yanlış, tutarsız ve ayrımcı eğitim politikaları
nedeniyle bugün Türkiye eğitimde, pek çok ülkeye göre geri sıralarda yer almaktadır.
Taşıdığı önemle bağdaşmayacak şekilde, sürekli Bakan değiştirilen, devlette
devamlılık esasının hiç uygulanmadığı alan eğitimdir. Bu nedenle yıllar içinde, eğitim
hayatı, artan sorunlar, düşen başarı oranları ve zorlaşan çalışma koşulları ile
gündeme gelmiştir. Eğitimin en önemli unsur öğretmendir. Eğitimi yap boz tahtasına
çeviren AKP, her alanda ayrımcılık yaptığı gibi öğretmenleri de ayrıştırmış, eğitim
hayatına sözleşmeli, ücretli öğretmen gibi yeni kavramlar ekleyerek, öğretmenleri
bölmüştür. Aynı işi, aynı şekilde yapan çalışanlar arasında yarattığı ücret, sosyal
güvenlik, iş güvencesi açısından uçurumlar yaratan taşeron sistemi eğitim alanına
da, bu kavramlarla girmiştir.
AYLIK ÜCRET, ASGARİ ÜCRETİN ALTINDA!
Sözleşmeli öğretmenlerin 6 yıl boyunca eş ve özür durumuna bağlı olarak tayin
hakları yoktur.Sözleşmeleri her yıl yenilendiği için  iş güvenceleri yoktur. Rapor
süreleri, evlilik, babalık ve ölüm izinleri kadrolulara göre daha kısadır. Kıdem ve
kademe ilerlemeleri 4 yıl sonra kadrolu atamaları yapıldığında mümkün
olabilmektedir. Tüm bunlar aslında bir öğretmenin verimli ve aktif çalışmasını teşvik
etmekten daha çok mesleği bırakmaya yönlendirecek uygulamalardır.Ücretli
öğretmenlerin ise iş güvenceleri yoktur.Okul idareleri tarafından görevlerine son
verilebilmektedir. Maaş alamayan ücretli öğretmenlere, girdikleri ders saati başına
ücret ödenmektedir. Ücretli öğretmenlerin çoğu, asgari ücretin altında 1000-1.500 lira
aylık ücret almaktadırlar. Yaz tatilinde,yarıyıl tatilinde,bayram tatillerinde ve hava
şartları nedeniyle yapılan  tatillerde ücret ve sigorta kesilmekte,sigorta primleri ise
aylık toplam ders saat sayısına göre ödenmektedir. Buna göre ücretli öğretmenler,
ayda en fazla 16-17 gün sigortalı olabilmektedir. Hiçbir tazminat hakları bulunmayan
ücretli öğretmenlere kırtasiye, promosyon gibi ödemeler de yapılmamaktadır.
Geleceğimiz olan çocuklarımızı emanet ettiğimiz öğretmenlerimizin bir kölelik düzeni
içinde Anayasaya aykırı olarak asgari ücretin altında bir ücrete mahkum edilmesi
kabul edilemez.

ANAYASAYA AYKIRI!
Anayasa'nın"Ücrette Adalet Sağlanması" başlığı altında,madde 55'te:"Ücret emeğin
karşılığıdır. Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve
diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır."düzenlemesi
getirilmiştir. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi 23.maddesinde:"Çalışan herkesin,
kendisine ve ailesine insanlık onuruna yaraşır bir yaşam sağlayan ve gerektiğinde
her türlü sosyal koruma yolları ile de desteklenen adil ve elverişli bir ücrete hakkı
vardır"denirken, Avrupa Sosyal Şartı'nın, İkinci Bölümünün "Adil Bir Ücret Hakkı"
başlıklı 4'üncü maddesinde; ‘‘Tüm çalışanların, kendileri ve ailelerine iyi bir yaşam
düzeyi sağlamak için yeterli adil bir ücret alma hakkı vardır'' düzenlemesi getirilmiştir.
Bugün ülkemizde, normal ve makul bir uygulama gibi ücretli öğretmenliğe ısrarla
devam ettirilmesi Anayasa,İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ve Avrupa Sosyal
Şartı'na açık bir aykırılık teşkil etmektedir.
EŞİT İŞE,EŞİT ÜCRET!
Kadrolu,sözleşmeli ve ücretli öğretmen olarak ayrılan, görevleri insan yetiştirmek olan
öğretmenlerimiz,21 yy'da sosyal ve özlük hakları bakımından kölelik düzeninden
farksız bir sistemin içinde sorunlarla boğuşmaktadır.MEB,eğitim fakültelerindeki artışı
övünç kaynağı olarak ifade ederken,öğretmen olarak atanmayı bekleyenlerin
sayısının 1  milyonu aştığını söylemekte ancak tek bir somut çözüm önerisi
getirmemektedir. Eğitim sistemindeki taşeronlaşmanın,kadrolu,sözleşmeli,ücretli
öğretmen ayrımının ortadan kaldırılarak tüm öğretmenlerin eşit işe,eşit ücret ve aynı
sosyal haklara sahip oldukları bir sistemin uygulamaya geçirilebilmesi için atılacak
adımların ivedilikle belirlenmesi gerekmektedir.
İHTİYAÇ 109 BİN, ALIM 25 BİN!
MEB Bütçe raporuna göre öğretmen ihtiyacı 109 bindir.38 bin sözleşmeli, yaklaşık 65
bin kişi de ücretli öğretmenlik yapmaktadır. Ataması yapılmayan öğretmen sayısı 455
bin 119'dur.MEB,5 bini ücretli öğretmenlerden olmak üzere 25 bin sözleşmeli
öğretmen alımı yapacağını açıklamıştır. İş güvencesi, geçim kaygısı ve aile
bütünlüğünü sağlamak gibi  ciddi sorunlarla boğuşmak zorunda bırakılan
öğretmenlerin mesleklerinde yüksek bir performans sergilemelerini beklemek,
çocuklarımıza yeterli eğitimi ve öğretimi verdiğini düşünmek  hayalcilik olur."
PARA, ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİNDEN DAHA MI ÖNEMLİ!
TBMM Başkanlığına, öğretmenlerin sorunları ile ilgili bir meclis araştırma önergesi
sunan CHP'li Demirtaş aynı zamanda, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz'ın
yanıtlaması istemi ile de soru önergesi verdi.CHP Zonguldak Milletvekili Ünal
Demirtaş, önergesinde şu soruların yanıtlanmasını istedi;
1)Eğitim sistemindeki taşeron yapıyı yok ederek tüm öğretmenlerin eşit özlük ve
sosyal haklara sahip olduğu bir sistem için herhangi bir çalışmanız var mıdır?

2) Öğretmenlerin ekders karşılığı ücretli olarak çalıştırılması uygulamasına ne zaman
son verilecektir?
3)Bakanlık olarak ücretli öğretmenlerin görevlendirmelerinde İl-ilçe Milli Eğitim
Müdürlüklerine gönderdiğiniz, kriterlere ilişkin bir tebliğiniz var mıdır?
4)109 bin öğretmen açığı olmasına rağmen neden sadece 25 bin öğretmen ataması
yapılmaktadır?
5)Sözleşmeli öğretmenlere eş durumu tayin hakkı verilecek midir?
6)Öğretmen Performans Sistemi ile ilgili basına yansıyan taslak, bakanlığınız
tarafından mı hazırlanmıştır?
7)Önergenin yanıtlandığı gün itibariyle, kadrolu, sözleşmeli ve ücretli öğretmen sayısı
ne kadardır?
8)Her biri ayrı ayrı belirtilmek kaydıyla, haftada 30 saat derse giren bir kadrolu,
sözleşmeli ve ücretli öğretmenin aldığı ortalama maaş/ekders ne kadardır?
9)OECD ülkeleri içinde Türkiye, öğretmen maaşları, çalışma koşulları ve sosyal
haklar bakımından kaçıncı sıradadır?
10)Öğretmenlerin anayasanın öngördüğü asgari ücretin altında  ücretli olarak
çalıştırılması,  hangi yasal dayanağa göre yapılmaktadır?
11)Kadrolu olarak atama yapmak yerine sözleşmeli ya da ücretli olarak
görevlendirme yapılmasının nedeni MEB'in "ekonomik" olma kaygısından mıdır?
Para, çocuklarımızın geleceğinden daha mı önemlidir?
12)Kamuda taşeron işçiliğinin kaldırılması için adımlar atılırken, kayıt dışı olarak
nitelenebilecek ve son derece güvencesiz, Anayasaya aykırı koşullarda çalışan
ücretli ve sözleşmeli öğretmenliği kaldırmayı ve bu öğretmenleri kadroya almayı
düşünmüyor musunuz?

Editör: TE Bilisim