Yeni Gün Gazetesi İmtiyaz sahibi ve köşe yazarı Akay Turhan, CHP'nin Zonguldak Belediyesi adayının belirlenmesi sürecini kaleme aldı. Turhan, ibrenin Tahsin Erdem ve Şenol Şanal'dan yana olduğunu yazdı.

İşte Akay Turhan'ın köşe yazısı;

Zonguldak, siyasette CHP'nin adayını açıklamasına kilitlendi.

Bakıyorum, süreç uzadıkça dengeler değişiyor.

Son edindiğim izlenim ve bilgilere göre daha önce "şansının var olduğunu" söylediğim aday adayları arasında yer alan mevcut başkan Muharrem Akdemir'in aday olarak gösterilmeyeceğini belirtmek isterim.

Özetle;

Listede son sırada!

Harun Akın, iddialı olarak gösterilse bile o listede yok.

Avukat Osman Yayla, her ne kadar listenin 3. sırasında olsa bile şansı hemen hemen yok gibi!

Yine adaylar arasında gösterilen Ali Uzun ise, rüya tacirlerinin empatisi!

Sonuç olarak;

İki isim... Tahsin Erdem ve Şenol Şanal arasından biri aday olarak açıklanacak.

Her iki isimin de hem avantajları hem de dezavantajları var.

Bunları terazi kefelerine koyarak tercihlerini kullanacak olan elbetteki CHP Genel Merkezi olacak.

Ancak;

CHP Genel Merkezi, teşkilata rağmen bunlardan bir başka adayı açıklamayacağını yanılma payım olsa bile düşünmüyorum.

Önce Harun Akın ardından Şenol Şanal ve Muharrem Akdemir isimlerinin tartışıldığı ve sonuca ulaşılamadığı yerde Tahsin Erdem'in tartışılmasını önemsiyorum.

Bu da Tahsin Erdem'in aday gösterilmesinin kuvvetle muhtemel olduğuna ışık tutar.

Hatırlarsanız, Devrek'te benzer sorun yaşanmış, Songül Malkoç örgütü dışlayarak genel merkeze başvurmuş ancak örgüt Devrek'te Malkoç'un bu girişimini eleştirerek aday olarak karar aldıkları Çetin Bozkurt aday gösterilmişti.

Benzer durum Zonguldak merkezde de yaşanıyor.

Sürecin uzaması da il, ilçe ve milletvekilleri üçgeninde uzlaşın sağlanamamasıydı.

Öğrendiğim kadarıyla bu uzlaşı da sağlanmış gibi görünüyor.

Merkez İlçe Başkanı Fikret Zaman'ın "bize başvuran üç aday adayının arkasındayız" söylemi de bunu kanıtlıyor.

Öte yandan;

Umut Başoğlu'nun kontrolündeki İl Başkanı Hakkı Güney tüm bu olup bitenler karşısında örgütün sesine değilde, biat ettiği adamların sesine kulak vererek şahsında CHP'yi seçmen gözünde itibarsızlaştırdığını da görmemezlikten gelemeyiz.

Yaşanan bu gelişmelere rağmen CHP'nin İYİ Parti'nin de desteği ile seçimi kazanmasının önünde şuan için herhangi bir engel görünmüyor.

Ancak;

CHP'nin "kurmay sınıfı" olarak geçinen aslında "küçük olsun benim olsun" zihniyetindeki kadrolarla bir hesabı olmalı.

Olmalı ki;

CHP hem yerelde hem de genelde iktidarın gerçek altarnatifi olabilsin.

Hani derler ya...

"Önce evinin önünü süpüreceksin..."

CHP'nin örgütleri ve üyeleri bu durumu gözardı etmemeli.

Kişisel siyasi beklentileri bir kenara bırakarak bu yolda katkı sağlayacak isimlere odaklanmalı,

Onların önünü açmalı...

Onların ellerinden tutmalı...

Toplumun karşısına yeni yüzlerle gelecek vaad eden gençlerle çıkmalı...

Başa dönecek olursak rahmetli Süleyman Demirel'in söylediği gibi "Siyasette 24 saat çok uzun zamandır..."

Bu sözüde gözardı etmiyorum. Ancak ibrenin Tahsin Erdem'e kaydığını da söyleyebilirim.

Editör: TE Bilisim