Saadet Partisi merkez ilçe başkanı Recep Horozoğlu, Kıbrıs Barış Harekatı'nın 44. yıldönümünü kutladı. Horozoğlu yaptığı açıklamada; "Kıbrıs Zaferi üzerine Erbakan'ın tarihi rolünü tekrar hatırlatmakta fayda var. O dönemde Kıbrıs'ta Rumlar Müslümanlara büyük zulümler yapıyorlardı. Müslüman Türkler, "Mücahitler" olarak direnişe geçmişlerdi ancak Kıbrıs'taki Rumlar Yunanistan'ın desteği ile ağır silahlarla köylere, şehirlere saldırıyorlardı. Kıbrıs Müslümanları Türkiye'den yardım istiyorlardı ancak o zamana kadar herhangi bir adım atılmış değildi. İnönü'nün Başbakan olduğu dönemde Kıbrıs'a askeri müdahale için izin çıkmasına rağmen herhangi bir girişimde bulunulmuş değildi. Batı ülkeleri Türkiye'yi ağır kıskaca almıştı, İnönü'den sonra Süleyman Demirel tek başına iktidarda iken de Kıbrıs için herhangi bir şey yapmamıştı. Ancak şimdi hükümette Erbakan vardı. Nihat Erim'in; "Biz İsmet İnönü ekolünden yetişmiş kimseleriz, İsmet Paşa sağlığında bize, Amerika'dan yazılı muvafakat gelmedikçe sakın çıkartma yapmayın diye tembih etmişti. Bu itibarla çıkartmayı tasvip edemem" ifadesinde kendini bulan kompleks elbette Erbakan'da yoktur. O; "bana ne Amerika'dan" diyebilen onurlu bir Müslüman liderdir.

Kıbrıs Zaferi büyük bir zaferdir. Kıbrıs, sadece tarihsel durumu ya da stratejik açıdan eşsiz konumu nedeniyle değil, manevi anlamda da çok büyük bir mesaj olmuştur. Çünkü 200 yıldır sürekli toprak kaybeden İslam Coğrafyası 200 yıl aradan sonra yeniden ilk defa toprak kazanmıştır. Bu sadece Türkiye için geçerli değildir. Bütün dünya genelinde ilk defa Doğu, Batı'dan Kıbrıs ile toprak almıştır. Bu durum bütün İslam dünyasında ve Doğu âleminde büyük heyecana sebep olmuştur.

Bu çıkartma ve zafer neticesinde Kıbrıs Türklerinin can güvenlikleri, hak ve hürriyetleri korunmuş oldu. Kıbrıslı Rumlar ve Yunanlılar da gerekli dersi almış oldu. Diğer bir önemli hususta Kıbrıs ta peygamber efendimiz Hz. Muhammet (sav.) süt halasının (Hala Sultan) kabri vardır.

MİLLET VİCDANINDA HESAP VEREMEZLER

"Kıbrıs bir yük ve dış politikada bir engel görülmemelidir. Kıbrıs bir kambur değildir, bir fırsattır. Bu yüzden yapılacak işler de bellidir. Türkiye, adadan asker çekmekten öte bölgedeki askeri varlığını artırmalıdır. Askeri varlığımız her geçen gün azalıyor. Ada'da muhakkak hava üssü kurulmalıdır. BM planları, sözde çözüm konferansları ile oyalanmakla değil, dost ülkelerin KKTC'yi tanıması için gerekli adımların atılması gerekiyor. Aksi takdirde vizesizlik hayali kurarken, Lefkoşa ve Gazi Magosa'ya vize ile gidebiliriz. Bu da gözden uzak tutulmalıdır. Ne tarih önünde ne de millet vicdanında hesap veremez"

Kıbrıs zaferi mutlaka bir milli bayram olarak kutlanmalıdır. Çünkü yukarıda da belirtiğimiz gibi cumhuriyet tarihimizde bir ilk gerçekleşmiştir. Bütün dünya genelinde ilk defa Doğu, Batı'dan Kıbrıs ile toprak almıştır. Bu durum bütün İslam dünyasında ve Doğu âleminde büyük heyecana sebep olmuştur. Son olarak bu şanlı Kıbrıs zaferinin 44. yılını kutlar, savaşta şehit düşenlere Allahtan rahmet gazilerimize de hayırlı ömürler dilerim" dedi.

Editör: TE Bilisim