Son 5 yıldır inşaat sektörünün en durgun ve kötü dönemini yaşadığını belirten Hamzaçebi; İnşaat sektörü yaşlaşık 300 kaleme hitap eden bir sektördür. İşçinin, memurun, emeklinin alım gücü tamamen düşmüşken, kredi kullanma şansı ortadan kalkmışken nasıl daire alma şansı olacak? Şartlarını çok zorlayanlar belki ev alabiliyor” dedi.
Bugün iktidar sahiplerinin yanlış ekonomi yönetimlerinin cezasını halk olarak bizler çekmekteyiz diyen Hamzaçebi Mühendislik sahibi İnşaat Mühendisi Turgut Hamzaçebi, konuşmasına şöyle devam etti:
HERŞEY ZAMLANDI
“İnşaat sektörü inişli-çıkışlı bir sektördür ama bu sefer iniş çok uzun sürdü. Para değerimiz değer kaybetti. Dolar ve EURO yükseldi, enflasyon arttı, krediler durdu. Bunlarla beraber herşey zamlandı. İnşaatta kullanılan malzemeler nerden baksanız yüzde 300 zam geldi. Dolayısıyla ev fiyatlarıda yükseldi. Zaten vatandaş geçim derdine düştü. Kredide kullanamayınca memurun, emeklinin, işçinin ev alma şansı tamamen kayboldu. Bu durum bizleride ekledi. Ben yıllardır yapı müteahhitliği yapmaktayım. Daire yapıp satmaktayım. Özellikle pandemiden sonra satışlarda büyük durgunluk yaşandı. İnşaat sektörü ülke ekonomisinin dinomo sektörlerinden bir tanesidir. İnşallah 2024 yılında yetkililer bu duruma bir çözüm bulurlar.
HER SEKTÖRDE ÇÖKÜŞ KAÇINILMAZ OLDU
Ülkemiz bugün bir türlü sona erdirilemeyen terör belası ile birlikte, bozulan ve düzelmesi çok zor olan ekonomik kriz ile boğuşmaktadır. Bu gidiş millet olarak hepimizi dert yumağının içine sokmuştur. Halkımız geçim derdine düşmüş, son günlerde artan terör belasına kaybettiğimiz canlar yüzünden de moral men çökmüş durumdayız. Çöken moralimizle birlikte; enflasyon artışının durmaması, akaryakıta üst üste gelen zamlar, vergi, harç, ceza oranlarının arttırılması, Çimentoya ve nakliyeye gelen zamlarla beraber iğneden ipliğe her şeyin zamlandığı düşünüldüğünde her sektörde çöküş kaçınılmaz olmuştur. Bilindiği gibi yarattığı katma değer ve istihdam olanaklarıyla, benim de içinde olduğum İnşaat Sektörü ülke ekonomilerinde kaldıraç görevi üstlenmektedir. İnşaat sektörü İstihdam kabiliyeti en yüksek sektörlerin başında gelmektedir. Yüzlerce meslek dalını ilgilendiren, istihdam ve üretim sürecini büyük ölçüde etkileyen, 300 den fazla alt sektörü harekete geçirme özelliği olan bu sektör ekonomide de lokomotif sektör rolünü oynamaktadır.
ZAMLARLA BELİ BÜKÜLEN HALKIN ALIM GÜCÜ DÜŞTÜ
Bu gün geldiğimiz noktada; TL'nin Dolar ve Euro karşısında kaybettiği değer ve üst üste demirden betona, çimentodan kirece, akaryakıttan hububata, velhasıl iğneden ipliğe her şeye peş peşe gelen zamlar, doğal olarak zaten beş yıldır çöküş yaşayan inşaat sektörünü çok daha olumsuz etkilemiştir. Yapı sektöründe uğraşan bir kişi olarak artık, işçinin, memurun, emeklinin aldıkları maaşları artı ikramiyeleri ile konut sahibi olamayacaklarını bilmekte ve görmekteyim. Bütün bunlara üstlük zaten dengesi bozulmuş olan piyasa, artık çekle, senetle iş yapamaz duruma gelmiştir. Konut inşaatlarında da fiyatlar daha da yükselmiş, zamlarla beli bükülen halkımızın alım gücü iyiden iyiye düşmüştür. Kredi imkânları da bu kötü gidişle birlikte ortadan kalkmıştır. Yetkililerin bu duruma tedbir alması, halkı rahatlatacak plan ve projeleri uygulamaya koyması gerekirken 6 Şubat 2023 de yaşanan deprem felaketi ile her şey durma noktasına gelmiştir.
YANLIŞ EKONOMİ YÖNETİMİNİN CEZASINI HALK OLARAK BİZLER ÇEKMEKTEYİZ
Bugün iktidar sahiplerinin yanlış ekonomi yönetimlerinin cezasını halk olarak bizler çekmekteyiz. İşçisinden memuruna, köylüsünden kentlisine kadar hepimiz geçmiş yılları arar duruma geldik. Düzelecek diye beklerken herşey daha da kötüye gitmektedir. Dertlerimiz bir iken binlere ulaşmıştır. Bizler artık yeni yıla yeniden yeşerecek umutlarla girmek istiyoruz. Bizi yönetenlerden halkın dertlerine yönelmelerini, devletimizin temel değerlerine sahip çıkmalarını, haktan, hukuktan ve adaletten yana olmalarını bekliyoruz.”
