Zonguldak Valisi Erdoğan Bektaş, basın mensupları ile bir araya gelerek çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Vali Bektaş’ın açıklamaları şu şekilde:

“Zonguldak’a gelen herkes diyor ki bu şehir nerede. Şehrin merkezi nerede? Bu işin bir ele alınması gerekmiyor mu? İnşallah alacağız. 100 sene sabrettik. Valilik binası yıkılsın bu binaları yapmak için ne kadar para harcandı. Yapa yıka değil yapa yapa gitmeli. Ben koyarım projemi Manolya Parkı, camiyi nereye yapacağımı, lavuar alanına ne yapacağız mı, Gazipaşa’yı nereye kadar uzatacağımı önüme koyarım param yoksa yavaş giderim. BU gün yaptığım yarın önüme engel diye çıkmamalı. Burada acele karar verip yapalım çok uzadı bu iş deyip geçi yaparsın ama yanlış şeyi yıkman lazım.

Şehir planlaması işi senin benim bildiğim işler değildir. Şehir planlamacılarının bildiği işlerdir. Bu işin mektepleri var. O adamlar geliyorlar. Belki diyecekler valilik binası kalsın konsepte. Belki de valilik binasını yıkalım diyecekler. Yap yık nereye kadar? Kaynak kendi içerisindedir. Bu ekonomi kendi şehrini yapar. Ama biz önce kafaları toparlamamız lazım. Sorunları kağıtta çözeceksin sonra yapmaya başlayacaksın. Ben şehircilik eğitimi almadım. Planlama ve şehircilik profesyonel iştir. Bu şehri planlamayan yanlış yapmış. Şantiye ve liman ihtiyaçlarından yola çıkılarak kendiliğinden işçi barakalarının değiştiği bir şehir merkezinden bahsediyoruz. Orada işte bu şehri planlamak gerekiyordu. Buraya bu şehri ilk kuranların amacı kömürü yükleyip satmaktı. Şimdi sen o zaman bu saatten sonra diyorsun ki bu kadar adam yaşıyor. Şehrin ihtiyaçları var. Minibüsçünün de taksicinin de herkesin ihtiyaçları var. Bunların düşünülmesi gerekiyor. Birbiriyle bağlantılı olması gerekiyor. Bir defa Zonguldak’ın en önemli sorunu bu. Şöyle bir şansımız var. Biz burayı düzgünce planlarsak bu şehrin bir anda yıldızı parlar. Her problem bir hazine gizler. Herkes kafa kafaya vermiş. Çalışıyor. Herkes diyecek ki 100 yıl da olsa bu memleketin geçmişi var. Kelebeğin Rüyası o bölgelerde film çekildi. Burayı turizme kazandırılabilir. Bir hikayesi var, geçmişi var. Bu maden işi kömürü madeni çok daha özel bir geçmiş. Çok değerlendirilebilir.

Bu işin sahibi aslında şehrin belediyesidir. Valilik limandaki çekeklerle uğraşmaz. Bu belediyenin işidir. Derenin nereye akacağı denize akmayacaksa nasıl akmayacağı şehrin belediyesidir. Ben haddimi bilirim. Niye çekekleri valilik yıktı. Manolya Park niye Özel İdare’ye kaldı. İşin sahibi belediyedir. Merkezi idare de bu işin muhatabı Şehircilik Bakanlığı’dır. Bizim yaptığımız belediyeye yardımcılıktır. Ama belediye gönüllü Allah yüzümüze baktı en çalışkan arkadaşımız belediye başkanı seçildi. Biz, bakanlık ve TOKİ’de ona yardımcıdır. Yani onun için ben yaparsam olmaz. Ben bütününe bakacağım. Ama şehir merkezinde ticaret bulvarı oluşturmak, otoparklara yer bulmak, şehir için trafik düzenini ayarlamak polisin de değil belediyenin işidir. Bu güne kadar TTK yapmış, valilik yapmış belediye yapmamış. Ben yaparsam yanlış bir şey olur. Belediye yaparsa sahibi yaptığı için yanlış da olsa düzeltebilir.

Zonguldak’ın coğrafyası zor. Altında madenler çalışmış arazi kayıyor. Bu iş zor bir olduğu için başarılı olunamamış. Bütün bunlar zor olmuş. Ama şimdi el ele verirsek bu şansı kullanır bu şehri bölgenin yıldızı yapabiliriz. Bu ihtimal var. Ben bunu görüyorum. Şehir plancılarını iki kez getirdik. Bu şehir olur diyorlar şehir kendi kendini yapar diyorlar.

Üretim, sanayi, kümelenme, Filyos, çelik, Zonguldak merkezine baktığınızda madene ayarlı madende işçi olarak çalışma TTK’da yüksek kadrolarla geçinmeye dönük bir ekonomi. Bu bir yere kadar iş görmüş. Artık iş görmez hale gelince özellikle Özal dönemi, özelleştirmenin gündeme geldiği dönemde Zonguldak buna direnmiş. Biz eski sistemi sürdüreceğiz. Bu direnme sonuç vermiş. Aslında Türkiye’nin her tarafında özelleştirme rüzgarlarının estiği dönemde Zonguldak da özelleştirmeyi başarabilseymiş merkez atölyesi rahmetli Özal sadece TTK’yı değil merkez atölyesini özelleştirmeyi başarabilseydi Zonguldak makine üretimi üssü haline gelirdi. Zonguldak buna direndi başardı. Eski sistemi sürdürmeye çalıştı. Zonguldak’a bir sanayi ve üretim modeli gelmedi. Zonguldak’ta türkiyenin en eski makinecileri, maden mühendisleri var. Çok çetrefilli bir coğrafyadan kömür bir zor bir madeni satmayı başarmış bir şehir. Sanayileşmeyi başaramamış. 10 sene önceki öyle şartlarda görmeyi beklemek fazla bile.

Karabük Filyos’a mecbur. Filyos Zonguldak’ın dolayısıyla Zonguldak Filyos’suz olmaz. Filyos’u en çok kullanacak olan kim Bartın. Filyos tekrar üç vilayeti bir araya getirdi. Liman, endüstri bölgeleri, lojistik, demiryolu hatları, BAKKA havzası Ankara-Konya koridoru Akdeniz’e kadar Karadeniz’e açılan en büyük limanı. Koca bir coğrafya Filyos’a bir potansiyel ortaya çıkarıyor. Bakıyorum Bartın için bir strateji benim görevim değil ama etkiliyor. Gidiyorum Bartın’lılar ile görüşüyorum. Filyos ortak paydasından yola çıkarak Erdemir-Kardemir varlığı taşkömürü varlığı bu bölgede bir çelik vadisi, çelik havzası konusunda öne çıkmıştır. Üç il BAKKA çerçevesinde bir kavramla dünyanın gündemine oturabilir mi? Profesyonellere görev verdik. Çalışıyorlar. Zonguldak maden makineleri kümesi diye bir kümelenme mantığıyla üretim bir sanayi ve üretim modelini Zonguldak’a koymamız mümkün. Onun altyapısı var. Böyle bir şey en azından kendi madenlerimiz için bütün makineleri üretebiliriz. Zonguldak’taki bütün geçmiş ve tarihi maden makinelerini bir meydan okumaya yönlendirebiliriz şeklinde çalışıyoruz. Teknopark ile de çalışıyoruz.”

Editör: TE Bilisim