Sağlık Sen Genel Başkanvekili Durali BAKİ il divanında yapmış olduğu konuşmada;

İstanbul 1 Nolu şubemizde Diyarbakır Şubemizde Konya Şumeizde Van Şubemizinde temeli sağlam, temelinde samimiyet inanç var.Şu kongre gerçekleşsin orada kavga gürültü olacak bölünme olacak hem sağımızdaki hem solumuzdaki sendikalara buradan nema olmadığını teşkilat göstermiştir.Dün dünde kaldı cancagızım yeni hedeflere yeni planlara  koşmak lazım dedik arkadaşlarımız başkasını destekleyebilir başkasına oy vermiş olabilir Metin Memiş de bu teşkilatın yetiştirmiş olduğu ender insanlardan bir tanesidir katkısı olmuştur destegi olmuştur bu günden itibaren bizim kardeşimizdir yoldaşımızdır bizim arkadaşımızdır hiç kimseye söz sözlemeye fırsat vermedik hiç kimsenin laf söylemesinede gönlümüz razı gelmez.Önümüzdeki dönemde birlik ve beraberliğimizi kenetleyerek hedeflere birlikte koşacagız dedi.

Sağlık-Sen Genel Başkanı Semih DURMUŞ İstanbul 1 Nolu Şube ve Üniversite Hastaneleri Şubesinin Afyonda yapılan il divan toplantısında yapmış olduğu konuşmada şunları söyledi:

Ahde vefa sahiplerine selam olsun.

Erdem yolcularına, hakikat yolcularına selam olsun.

Millete hizmet yolunda cefaya talip olanlara selam olsun.

Büyük Sağlık Sen ailesinin güzide temsilcileri, hanımefendiler, beyefendiler. 6. Olağan Genel Kurulu demokrasi şöleni  sonrası ilk buluşmamıza, hoş geldiniz, safalar getirdiniz.

Dava arkadaşlarım, hepinizi en derin sevgi, saygı, hürmetlerimle selamlıyorum. 

 Bu onurlu, bu kutlu, bu özverili hak, adalet, ekmek, emek, demokrasi mücadelemizi başlatan, başta Memur-Sen’imizin kurucu genel başkanı şair ve bilge sendikacı merhum Mehmet Akif İnan’a, 81 ilimizde Memur-Sen’imiz ve Sağlık Sen’imiz için emek sarf etmiş olup, ahiret alemine göç etmiş, burada ismini sayamadığım abilerimize, ablalarımıza, kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum.

Değerli dostlar,

 Sizlerin yoğun desteğiyle “öze dönüş, geleceğe yürüyüş değişim hareketini” başlattık. Daha iyi ve daha güçlü bir Sağlık Sen’i inşa etmek için yola çıktık.  Gündemde önde, hizmette öncü, araştırmacılıkta lider, erdemli ve aktif bir Sağlık Sen için yürüyüşü başlattık. Bu kutlu yürüyüş, tüm bir grubun, bir kesimin değil tüm teşkilatımızın yürüyüşüdür. 

Bu büyük yürüyüş fetretten çıkış yürüyüşüdür. Durağanlıktan çıkış, aksiyonerliğe yöneliş, erdemli geleceğe varma eylemidir.

Değerli dostlar, sendikacılık yapıyorMUŞ gibi yapmak yapmamaktan daha kötüdür. Çünkü mış gibi sendikacılık sendikacılığın çürümesine, istikamet kaybetmesine, işlevsizleşmesine zemin hazırlıyor. Biz sendikacılıktaki tüm “mış ve muşları” kaldıracağız. 

Toplu sözleşme yapıyormuş gibi yapmayacağız, gerçek bir toplu sözleşme için kolları sıvayacağız. 

Teşkilat eğitimi yapıyormuş gibi yapmayacağız, ehil eğitici ve uzmanlarla nitelikli bir teşkilat eğitimi yapacağız. 

Değerler sendikacılığı yapıyormuş gibi yapmayacağız. 

Değerler sendikacılığını önce nefsimizde, sonra yönetimde, sonra da teşkilatlarımızda hayata geçireceğiz. Yapmadıklarımızı anlatma dönemini kapatacağız inşallah.

Önemli olan, sendikamızı aynı noktada sürekli yukarı doğru sıçrayan  bir yapıdan İleri ve doğru yöne sıçrayan bir yapıya dönüştürmektir. Doğru olan; kötüden iyiye, yanlıştan doğruya, çirkinden güzele, niteliksizlikten  kaliteliliğe sıçramaktır. 

Değerli dava arkadaşlarım, sendikamızda bir başka problem rutinleşme sorunudur. Öze dönüş ve geleceğe yürüyüş mottomuz artık vizyon ışığımzıdır, sendikacılığı rutinden kurtaracağız. Sağlığın, çalışma hayatının ve Türkiye’nin gündemine belirleyecek, etki edecek, yön verecek en önemlisi insanımıza faydalı olacak, sağlık sistemine katma değer üretecek düşünülmüş, tasarlanmış ve planlanmış faaliyetler yapacağız.

Sendikal hareketin, bir başka hastalığı ezberlenmiş, ezberletilmiş sendikacılık. Ezberci eğitimden bu topluma bir fayda gelmediği gibi ezberci sendikacılıktan da bir fayda gelmeyecektir. Kendini tekrarlayan, yenilik üretemeyen bu sendikacılıktan kurtulmanın yolu yenilikçi ve üretken sendikacılıktır. 

Öze dönüş ve geleceğe yürüyüş hareketi olarak, ezberlenmiş sendikacılığı rafa kaldırarak, ezberleri bozan yenilikçi sendikacılığı hayata geçireceğiz. İnşallah yeni ve üretken sendikacılıkla çalışma hayatını ve sendikal hareketi, rutinden, ezberden ve fetretten kurtaracağız.

Kişi odaklı yönetim ve yönetişim anlayışından sistem, meşveret, hukuk odaklı yönetişim anlayışını dönüş için geliyoruz. “Ben yaptım oldu” anlayışından “birlikte karar verdik, birlikte uyguladık ve birlikte sonuçlandırdık” anlayışını hayata geçirmek için yürüyüş başlattık.

Sağlık ve sosyal hizmet kolundaki problemlere şöyle bir göz atalım. Kısa bir muhasebe ve muhakeme edelim. 

Gördüğümüz en önemli sorun döner sermaye,Döner sermaye çok ciddi manada canımızı yakmaktadır.

Yıpranma payının geçmişe doğruda uygulanacak ve herkese kapsayacak şekilde yeniden düzenlenmesi gerekiyor, çözüm bekliyor.

Sözleşmelerinin tamamının kadroya alınması gerekiyor, çözüm bekliyor.

3600 ek göstergenin geleceği belirsiz, biz herkesi kapsamasını istiyoruz, çözüm bekliyor.

Sağlık personelinin çocuklarının kreş sorunlarının mutlaka çözülmesi gerekiyor,  çözüm bekliyor.

 İcap nöbeti hem ücret hem yönüyle hem insan biyolojisi yönüyle sorun olmaya devam ediyor, çözüm bekliyor.

1 milyon taşeron bir gecede kadroya alınırken, 6 bin 500 hizmetlinin kadroya geçirilmesi bir türlü gerçekleşmiyor. Bu arkadaşlarımızın VHKİ kadrosuna atanması gerekiyor, çözüm bekliyor.

 GİHS ve YHS çalışanlarının üst öğrenim zam ve tazminatlardan faydalanacakları şekilde düzenleme yapılması gerekiyor, çözüm bekliyor. 

Emekli maaşı ve emekli tazminatlarının arttırılması gerekiyor, çözüm bekliyor.

Gece çalışma tazminatı ödenmesi gerekiyor, çözüm bekliyor.

İcap nöbet ödemesi tüm nöbet tutan sağlık çalışanlarını kapsaması gerekiyor,  çözüm bekliyor.

Sağlık çalışanlarının malpraktis davalarına karşı muhatap olmaktan çıkarılması gerekiyor, bu da çözüm bekliyor.

En önemlisi sağlık çalışanlarını asosyal yaşama mahkum eden normal çalışma süresinin yüzde 50 daha fazlasını çalışmaya mecbur bırakan istihdam sorunu acil çözüm bekleyen sorunların başında geliyor. DSÖ verilerine göre sağlık bakanlığının 400 bin ebe hemşireye ihtiyacı var. Ama izim 150 bin ebe hemşiremiz var. Yani bir ebe hemşire 4 ebe hemşirenin yapması gerekeni hizmeti veriyor. Avrupa’dan 5 kat fazla çalışıyor. Bu durum insani değildir. Bu durum sürdürülebilir değildir. Bu durum aile facialarına neden olmaktadır. Çalışma süreleri kısaltılmalıdır.

Bu sorunlar sendikacılığı rutin bataklığına düşürmüş, yarım çözümlerle yetinen, ezberlenmiş sendikacılık yapan, faaliyetlermiş gibi gerçekleştirenler çözemez. İnşallah bir takvim içinde, meşveretle ve büyük kararlılıkla hepsini çözeceğiz, çözmeye gayret edeceğiz.

İnşaallah  hep birlikte bu sorunların üstesinden mutlaka geleceğiz.  “Geçmişin hasretçisi, bugünün şikayetçisi, yarının özlemcisi olmak” bizim işimiz değil. Bizim geçmişin hasretleriyle oyalanmaya, bugünün şikayetleriyle zaman kaybetmeye, yarının özlemleriyle avunmaya vaktimiz yok. 

Teşkilat olarak öyle bir iştiyakla çalışılmalıyız ki, başkaları hizmetlerinize bakıp öğüt almalı…

Öyle yararlı ve önemli adımlar atılmalıyız ki bu beldenin çocukları, kadınları, işçileri, memurları, esnafı sizden, bizim ülkemize katkımızdan gıptayla söz etmeli…

Sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının talep ve ihtiyaçları konusunda sendikamıza öyle kararlı düşeni yapmalıyız ki yolumuz hakikaten kutlu olmalı…

Allah bu teşkilatın yolunu açık etsin,

6. Olağan Genel Kurul süreci vesilesiyle hepinizi tekrar en içten muhabbetlerimle selamlıyor, saygılarımı sunuyorum.,

Kaynak: Haber657

Editör: TE Bilisim