Yerel tarihçi, maden mühendisi Ekrem Murat Zaman, Zonguldak Kömürspor'un efsane futbolcularından Zonguldakspor'un ve Zonguldak'ın Hamit Aga'sı Hamit Sertbaş'ın hayatını Elmas TV için araştırıp yazdı. Ekrem Murat Zaman Hamit Sertbaş'ın hayatını anlatmak için önümüzdeki günlerde ayrıca Elmas TV'ye konuk olacak...

İŞTE O ARAŞTIRMA...

Doğup büyüdüğü yer olmasa da, kenti her yönüyle tanıdı ve tanıttı. Bu kent için düşünce, duygu, görüş yarattı. Sportif ve kültürel alanlarda Zonguldak'ı temsil etti. Kent için emek ve ürün verdi. O; Kömürspor'un futbolcusu ve hocası, Zonguldakspor'un ve Zonguldak'ın Hamit Aga'sıydı.

Cumhuriyet öncesinin açılarıyla doluydu Hamit ağanın anıları… Geçmişten günümüze tarih yansıtan, spor tarihine ışık tutan bu belgelere rahmetli Kemal Köksal sayesinde ulaşıyoruz. 1973 tarihli "Zonguldak Bölge Sporunda 50 yıl" adlı kitap ana kaynağımız.

Hamit Aga'nın çocukluk yıllarda (yani 1915'den sonra) kurulan Darüleytam'da, Birinci Dünya Savaşı sonrasında öksüz ve yetim kalan çocuklar giderek çoğalmaya başladı. Bu olgu, Osmanlı'da "Darüleytam" olarak anılan yetim yurtlarının açılmasına neden oldu. İlkokulu burada bitiren çocukların meslek edinmeleri sağlanıyordu. 

Bu öksüz çocuklardan biri de Yusuf oğlu, Bayburt - 1910 (1326) doğumlu Hamit Sertbaş'tır.

Hamit Sertbaş doğum yeri olan Bayburt'tan; önce Amasya'ya, oradan Samsun'a ve daha sonra da İstanbul'a gönderildikten sonra nihayet tekrar Samsun'a döndüğünde 14 yaşındaydı.

Futbola çocuk yaşa (1924 yılında), Samsun Darüleytam 'da başlanış olduğu ilk lisansından anlaşılmaktadır.

Hamit Sertbaş'ın futbola başladığı tarihlerde, Osmanlı Başkentinin (Dersaadet İstanbul'un)  birçok semtinde ve İzmir'de, cemiyetler kanununa göre kurulan spor kulüpleri yeni örgütlenmekte, şehir içi özel karşılaşmalar ve turnuvalar yapılmaktaydı.

Hamit (Aga) Sertbaş'a ait Samsun Darüleytam Kulübündeki, Türk İdman Cemiyetleri İttifakı onaylı lisans, 1924.

27 Kasım 1921 tarihinde İstanbul'da bir araya gelen 14 kulüp temsilcisiyle İdman Cemiyetleri ittifakı oluşturuldu.   16 Ocak 1924 tarihinde,  Cumhuriyet Hükümeti'nin aldığı 170 sayılı karar ile Türk sporunun ilk teşkilatı olarak kabul edilen  "Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı" kamu yararına hizmet eden bir dernek olarak belirlendi.

Hamit Sertbaş'ın böyle bir dönemde, Samsun Darüleytam ‘da başlayan spor yaşamı İstanbul'daki askerliği sırasında (1927 yılında) Beykoz kulübünde futbol oynayarak devam etmiştir.. 

Hamit Sertbaş (Ortada), 1927 yılında Beykoz Kulübünde.

Askerlik dönüşünde ise önce bir yatak ve yorgan karşılığı Bafra Kızılırmak kulübüne transfer olan Hamit Sertbaş, Bafra Kızılırmak ile Cumhuriyet Kızılırmak kulüplerinin birleşmişiyle oluşan Bafra Gençler Birliği futbolcusu olur. Hamit Sertbaş'ın, futbolculuğu 1929 yılında Bafra Gençler Birliği takımında devam eder.

Bafra Gençler Birliği'ndeki Üç yıl futbolculuktan sonra, 1932 yılında Samsun İdman Yurdu'nda girer. 

Hamit Aga da 1934 yılından sonra yine Bafra Gençler Birliği takımında top koşturur. 

3530 sayılı yasanın kabulünden sonra Zonguldak'ta spor yaşamı, ‘Maden Mektebi'nin'   spor sahasına (1939 yılında) yapılan şimdiki Şehir Stadına aktarıldı. Spora, 1940 yılı Ağustos ayından itibaren faaliyette bulunan Ereğli Kömürleri İşletmesi (EKİ) yetkilileri tarafından düzenlenen bölgeler arası futbol, güreş, tenis ve voleybol karşılaşmalarıyla devam edildi. 1942 yılında Kemal Halim Gürgen'in, İstanbul'dan Zonguldak'a gelişinden sonra EKİ'ye bağlı Kömür Spor Kulübü kuruldu.1945 yılında Kömürspor, Beden Terbiyesine tescillendi.

Madencilerin tribününü doldurduğu, içlerinden yetenekli gençlerin formasını giydiği bu kulüp, işçi ve madenci kimliğinin gurur kaynaklarındandı.Kömür işletmelerinin bütün tam zamanlı çalışanlarının (yaklaşık 30 bin işçi) zorunlu üye yapıldığı Kömürspor kulübü, 'işçi millî takımı gibi görülüyordu. 

Bu nedenledir ki Kömürspor takımı, karaelmas karakterin folklorunu yarattı.

Kömürspor takımı, 25.2.1942, Refik (kaleci), Şükrü, Şekip Kulaksızoglu, Seyfi Demirtaş, Muhlis, Dal Mehmet, Rıdvan, Kadir, Şerif, Erdoğan, Hamit Sertbaş.

Takım arkadaşı Kaleci Refik, 1943 yılında yaptığı "Tenis raketi tamir eden çocuk"  tablosunu ve Hamit ağanı karikatürünü Hamit ağaya hediye etmişti. İki değerli tabloyu, şimdi Hamit aganın torunu Sarp Keçeli odasında gururla saklıyor.



Zonguldak'ta Hamit Aga olarak anılan Hamit Sertbaş da, bu folklorun önde gelen kahramanlarındandır. 1941 yılında Bafra'dan Zonguldak'a futbolcu olarak geldiğini ve kendisinin EKİ Ticaret Müdürü Cemal DURUSOY tarafından karşılandığını anılarında yazar. Kömürspor takımının (kırmızı – beyaz olan takım renkleri) o geldikten sonra kırmızı lacivert forma ile sahaya çıkmaya başladığını belirtir.1941 yılından 1955 yılına(45 yaşına) kadar Kömürspor'da meşin yuvarlağın peşinden koşar. Hamit Aga'nın Kömür Spor Gençlik Kulübü'ndeki son lisansı yukarıda görülmektedir.

Hamit Sertbaş'ın oğlu (evlatlığı ve tek varisi)İsmet KEÇELİ'den aldığımız bilgiye göre; Hamit Sertbaş, Samsun'da evlenir. Eşiyle birlikte Zonguldak'a gelir ve liman yolu sokakta,Kömürspor Kulüp Binasının arkasında 2 odalı bir EKİ evine yerleşir. Evlatlık edindiği (kayınbiraderinin küçük oğlu, 12 Nisan 1960 doğumlu) İsmet'i de daha sonra yanına getirir.

İsmet, 6 yaşına kadar gerçek annesini yengesi, halasını da annesi biliyordu.  Hamit Aga, (15 Mayıs 1967'de)  eşini kaybedince, İsmet de annesini kaybeder. İsmet, annesi bildiği halası vefat edene kadar Zonguldak'ta yaşar. Hamit Aga, eşiTesmiye Hanımı Bafra'da aile mezarlığına defin eder. Sonrasında Hamit Aga tek başına ona bakamayacağını söyler ve gerçek ailesinin kim olduğunu öğrendikten sonra yaşamını Bafra'da sürdüren İsmet, İstanbul'a 17 yaşında yüksek tahsil için gider.

Kömürspor'da faal futbol yaşamını 1955 yılında bitiren Hamit Aga,  Kömürspor'dan hiç kopmadı. Türk futbolunun müstesna isimlerinden biri olan Hamit Aga, futbolculuktaki başarısını Kömürspor'un kulübünün demirbaşı olarak taçlandırdı. Kömürspor ve Zonguldakspor'un Antrenörü, yardımcı antrenörü, genç takım hocası olarak Zonguldak'ta spora katkısını hep sürdürdü. Bir dönem için Dinyakos'unkramponlarının en ünlü tamircisiydi. Ömrünün sonuna kadar hoca, malzemeci, kısacası Zonguldakspor'un her şeyi olarak yaşamını sürdürdü. Aynı zamanda Yayla Sineması kantinini de işletirdi. Kantin işletme geleneği kömürspor'dan geliyordu. Sinema yayla okulundan önce Kömürspor'daydı. Hamit Aga, Kömürspor'un malzeme ile kantin ve salon sorumlusuydu.

1974 yılında Hamit ağa ile birlikte spor mağazası açtıklarını anlatan Halil Güngördü. Bir yıl sonra Hamit Aga'ya mağazayı devrettiğini de belirtti. Burada bir parantez açıp;  "Hamit Abi, beni çok severdi. Ben de, onu severdim" diye söze başlayan, Halil Güngördü'den, Hamit Hoca'nın futboldaki ününü aktarayım; "Çok sert futbolcuymuş Hamit Hoca, Hamit Hocanın sakatladığı futbolcular İstanbul'da o zamanların ünlü masörü YorgoTagar'a gidermiş ve her giden, beni Hamit sakatladı dermiş. Bir gün Hamit Hoca da sakatlanmış. O da çaresiz gitmiş Yorgo'ya… YorgoTagar, senide mi Kömürspor'lu Hamit sakatladı demiş. Hamit Hoca,  Kömürspor'luHamit benim deyince… YorgoTagar; Sen benim en iyi dostumsun. Senin sakatladıkların hep bana geldi demiş."

Halil Güngördü gibi hayran olduğum, diğer bir beyefendi futbolcu da Daryal Yönder'dir. Zonguldak'ın ve Hamit Hoca'nın yetiştirdiği en iyi futbolculardan biridir. Hamit ağayı Daryal Abi'ye sorunca; "1970 den sonra Denizevler'deki en yakın komşum olan Hamit hocam hakkında ilk söyleyeceğim şey, onun temizliği ve titizliğidir" diye söze başladı Daryal Abi. Saygıyla andığı ilk hocasının bu özelliğini de, bir anıyla bütünledi. Lefter'in Zonguldak ziyaretinde Lefter'e, Kömürsporun tesislerini gezdirmiş Hamit Aga… Nigâr teyze de şortları ütülüyormuş o sırada. Raflardaki özenle yerleştirilmiş spor malzemelerini, MarioGabay marka formalar ile kulübün olanaklarını gören LefterKüçükandonyadis, Hamit Hoca'ya: "Sizin bu Kömürspor Kulübü'ndeki sigortalı iş ve takımın imkânlarıFenerbahçe'de yok" demiş.

"Hamit Hoca ilk hocam benim" dedi Daryal Abi. "O dönemde takımlarda genç takın diye bir kavram yoktu. Zonguldak genç karması oluşurdu sadece… Futbolu bıraktığı yıllarda (1955) Kömürspor'da genç takım kurdu Hamit Hoca. Zonguldak'tan seçerek iki takım hazırlamıştı. Takimin en küçüğü bendim. Şortu formaya kancalayacak kadar küçüktüm."

Hamit Aga'nın hayatındaki önemli isim de Rasim Güntağ'dir. Namı değer Kirli Rasim de Hamit Aga'nın Yayla Sinemasındaki yardımcılarıydı. Hamit Aga Rasim'den, Doktor Ahmet beyin telefonla arandığını söylemesini ister. Rasim'in salona girerek; "Doktor Ahmet beyi aşadan çağırıyalaaa" diye seslenir.  Bunu üzerine salondaki gülme krizi hafızalardan silinmeyen anı olarak kalır. Bu anıyı Dr. Tunç Çelebi'den dinledim ilk kez. Sonra Rasim Güntağ da onayladı olayı…

Ekrem Ataç'ın da sinemada film arasında limonata ile birlikte yenen poğaçaların ya da çubukların tadı damağında kalmış. O tadı hiç unutamam diyen Ektrem Ataç; "Oysa limonatalar Hamit Aga'nın imalatı olsa da poğaçalar ve çubuklar bizim börekçi dükkanından alınıyordu" şeklinde anlatıyor.

Bir anı da benden olsun. Sakarya'da gurup maçları oynuyorduk. Genç takımın hocası Bedri Akkaya idi.  İlk yarı 1-0 mağlup durumdaydık. Devre arasında Bedri Hoca sahada kalırken, Hamit Aga bir hışımla daldı soyunma odasına. Önüne gelene basıyordu tokadı. En çok azarı da, çok sevdiği Haflar Cahit Terzi ve İsmail Güntağ işitti. Çok kızgındı; "Oyunu siz yöneteceksiniz. Siz bunlara üç atarsınız" dedi. İkinci devre 3 attık ve maç 3-1 bitti.

Hamit Aga, 18 Nisan 1994 tarihinde Maltepe Huzur Evinde hayatını kaybetti. Senilite (yaşlılık) yazıyordu, defin ruhsatında… Kendisine "AGA, BABA" diyen insanların kentine, kömür kente defnedilmekti sağlığında vasiyeti… Ölümünden sonra cenazesini oğlu İsmet, vasiyeti gereği Zonguldak'a getirdi.Sağlık sorunları ile boğuştu yaşamının son yıllarında… Öksüzdü, ama kimsesiz olmadı.  O bir Zonguldaklı olarak öldü. Zonguldak'ta Asri Mezarlıkta yatıyor. Zonguldak'ta Binlerce gence ışık verdi. Işıklar içinde uyu, Hamit baba.

 

 

Editör: TE Bilisim