Kapuz Plajı'nda bira içtikleri için karakolluk olan iki kadın doktorla ilgili Zonguldak Belediyesi'nin CHP'li Meclis üyesi Dr. Atınç Kayınova çok önemli bir açıklamada bulundu...

İŞTE O AÇIKLAMA...

"Sosyal Demokrat olduğu iddiası ile Mart 2014'de Zonguldak ilinin özgürlükçü, laik, demokrat, adil insanlarından oy alarak Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)'ni temsilen Belediye Başkanlığı koltuğuna oturan Muharrem Akdemir'in, kamuoyunun ve CHP'nin bu ildeki uzun erimli çıkarlarını kollama adına yanıtlamasını beklediğim soruları aşağıda sıralıyorum.

Üzüntü ile belirtmek isterim ki bu soruları partim ve ülkem adına benden önce sorması ve kamuoyu ile yanıtlarını paylaşması gereken en az 4 insan var bu şehirde. Ne yazık ki şu ana kadar bu yönde en ufak bir adım atan olmadı. Muharrem Akdemir'in üyesi ve temsilcisi olduğum partimin ideolojisi ile ters düşen davranışlarını ve söylemlerini sorgulayan, yaşanan özgürlüklerin kısıtlanması, hukuk dışı tutum ve işlemler, hedef gösteren, ötekileştiren süreç ile ilgili ne biz meclis üyelerine, ne de halka yönelik aydınlatıcı herhangi bir açıklama duyamadık.

Çok nettir ki "plajda bira içiyor" diye insanların gözaltına alındığı rejim olsa olsa teokratik düzen olur. CHP'den seçildiğini,  demokratik süreçleri aşarak seçildiğini, tüm Zonguldak halkını temsil ettiğini unutan ve her fırsatta ulusal siyasi otoritenin baskısına boyun eğerek kendisini seçen halkın ihtiyaçlarına değil de küçük sermayenin beklentilerine yönelik icraatlar sunan Muharrem Akdemir'in son becerisi de insanların özgürlüklerinin sınırlanmasına aracı olmak ve göz yummak olmuştur.

İki yetişkin insana yönelik, belki de sırf kadın oldukları için, toplum önünde küçük düşürücü bir şekilde "çevreyi rahatsız eden sarhoşlar" şeklinde yapılan açıklamalar, gerçek dışılığının yanında, kişilik haklarını ihlal eden ve hatta özgürlüklerine müdahaleden daha başka bir şey değildir. Özgürlüğünü kaybeden toplumda tüm hakların askıya alındığını konuşmaya bile gerek yoktur.  Bu ceza ve gözaltı işlemi baskıcı duruşun ayak sesleri olarak maalesef Zonguldak'ta ortaya çıkmıştır. Hiç de basit olmayan bu olayın sahip çıkanı da yine maalesef kendisinden sosyal demokrat belediyecilik hizmeti beklenen Sayın Muharrem Akdemir olmuştur.

Olay ulusal medyaya düştüğü andan itibaren Zonguldak'tan sorumlu CHP Milletvekili Ali Şeker şahsımdan konu hakkında bilgi istemiş ve tarafımca öğrendiklerim aktarılmıştır. Olayın iç yüzü ortaya çıktıkça da kökünde CHP ve ideolojileri ile uyumsuz söylem ve icraatlar içinde olan Muharrem Akdemir'in her zamanki şahsi uygulamalarının olduğu görülmüştür.

Seçim dönemi yaklaştıkça ilginç bir şekilde Sayın Akdemir CHP'nden uzaklaşmış ve sosyal demokrasi ilkelerini göz ardı eden, yasaları yok sayarak halkı değil sermayeyi kollayan, güçsüze sırt çevirip güçlüden yana tavır alan, insanların en temel ihtiyaçları üstünden rant oluşturan kitlelere hizmet eden bir yola girmiştir. Bu söylem ve icraatları örgütün en üst kademesinde de artık en ince ayrıntısına kadar bilinmektedir. Bugünlerde sessiz kalanlar, görevlerini, sorumluluklarını unutup kendi delegelerini seçmeye koşullananlar, günlük çıkarları için, koltuk sevdaları için tüm bu yaşananlara göz yumanlar, çok yakında bu tutumları ile yüzleşmek zorunda kalacaklardır. Önündeki yem için birbiri ile savaşırken arkasındaki yumurtayı kaptıran bu kadrolarla Zonguldak'ta CHP'nin bir yol alamayacağı da tekrar bu vesile ile o şahıslarca ispat edilmiştir.    

CHP üyesi ve Meclis Üyesi sıfatlarımın yüklediği sorumluluk ve yetki ile halka özgürce hesap verebilecek bir insan olma kaygısı içinde, aşağıdaki soruları Sayın Akdemir'e sormam bu şartlarda zorunluluk olmuştur.

Sayın Akdemir;

  1. Plajda kendi halinde bira içmek suç mudur? Bırakın suç olmayı yasak mıdır? Ya da sarhoş olmak suç mudur? Kanunda geçtiği şekli ile "saldırgan sarhoşluk suçtur" kuralı üstünden gidersek bu iki genç insanın bir şehrin, hatta bir ülkenin önünde sarhoşlukla suçlanmasından, özgürlüklerinden alıkonulmalarından, fişlenmelerinden, teşhir edilmelerinden rahatsızlık duydunuz mu? Her seferinde söylediğiniz bir "eğitimci" olarak yanıtınız nedir?
  2. Bu şehrin her sokağı var olduğundan bugüne çok sarhoş insan görmüştür. Kimse kimseyi bu olayda olduğu kadar fişlememiş, ötekileştirmemiş, teşhir etmemiş, özgürlük kısıtlamamıştır. Tam tersi sarhoşluk yaşayan insanlara yardım eder bu şehrin insanı. Suç işlemek isteyen zaten sarhoş olmadan da suçunu işler bu şehirde. Tutulan tutanaktaki hali ile de görüleceği üzere sarhoşlukla hiçbir ilgisi olmayan bu özgürlük kısıtlamasının birincil sorumlusunun yetersiz idareciliğiniz olduğunu düşünüyor musunuz?
  3. Anılan Kapuz plajının çalıştırılması ile ilgili Milli Emlak Müdürlüğü ile imzaladığınız bir protokol var mıdır? Eğer yok ise bu alanı "Milli Emlak Müdürlüğü" adına çalıştırmış oluyor musunuz? Bu sebeple mi alkol içimi olayında özgülüklerden değil de baskıdan yana tavır koydunuz?
  4. Aynı plajda 10 mt. yan tarafta alkol satışının olduğu restoran mevcuttur. Girişte "dışarıdan alkol getirmek yasaktır" yazan ama içeride hiçbir yerde "alkol içmek yasaktır" yazmayan bir yerde, hatta personelinizin bile alkollü çalıştığı yönünde halkın gözlemleri ve söylemleri var iken, ortada zabıtanızın 155'i araması haricinde kayıt altına alınmış bir şikayet de olmadığı halde yapılan bu keyfi davranışın sebebi nedir?
  5. Bu alandaki restoran yasal mıdır? Bu restoranın Belediyeniz ile sözleşmesi var mıdır? Bu restoranın sözleşmesinin 17.06.2017 tarihinde 10 yıllık süresinin bittiği doğru mudur? Bu restoranla sözleşmeniz yok ise halen o alanda nasıl çalışmakta, kim çalıştırmakta, kira vb. ödemelerini kim, neye göre, kime ödemektedir?
  6. 06.2017 tarihi itibarı ile ve halen Encümen ya da Belediye Meclisi üstünden bu alanla ilgili alınmış bir karar olmadığına göre ve bu restoran da hala orada çalıştığına göre Zonguldak Belediyesini hangi yasa ve kurallarla yönettiğinizi kamuoyuna açıklar mısınız?
  7. Olmayan sözleşme ile çalışmasına ses çıkarılmayan bir restoran varken dışarıdan yiyecek içecek getiren insanlarla derdiniz nedir?
  8. Zonguldaksporu bu işe alet etmeye çalıştınız mı? 17.06.2017 tarihinden yaklaşık 10 gün önce, plajın Milli Emlak Müdürlüğü'ne devir işlemleri sürecinde, bu şehrin en değerli kurumlarından olan Zonguldakspor'u bile işin içine karıştırmaya çalıştınız mı? Bu yolda dönemin valisini bile yanıltmayı çabaladınız mı? Zonguldakspor Kulüp başkanını arayıp kim için, neden yardım istediniz? Taraftara verdiğiniz mesajlarla kamuoyu baskısı oluşturup Meclis Üyelerini zorlamaya çalıştınız mı? Belediye Meclisi'nin ahlaklı, dürüst insanlarını çirkin oyunlarınıza katmaya çalışıp, usulsüzlüğe imza atmayan insanları vali ve kamuoyuna Zonguldakspor düşmanları diye şikayet ettiniz mi? Tüm bunları yaparken oradaki restoranı mı korumaya çalıştınız? Sayın Akdemir halkı yanıltma konusunda göstermiş olduğunuz çabayı halka hizmet konusunda neden göstermiyorsunuz?
  9. Plajın içinde bulunan büfe vb. satış yerlerini kime, hangi mevzuatla, ne yöntemle, ne kadara verdiniz? Sözleşmeleri var mı? Buralardan elde edilen gelirler var mı? Belgelerini kamuoyu ile paylaşır mısınız?
  10. Bu restoranın ve oradaki büfelerin yeniden kiralanması yönünden ne gibi bir işlem yapacaksınız? Bugüne kadar neden işlem yapmadınız? Yaz sezonunun bitmesini mi beklediniz? Kamuyu zarara uğrattığınızı düşünüyor musunuz? Ne zaman yapacaksınız?
  11. Bu restoranla idari kimliğiniz haricindeki ilişkiniz nedir? Başka birçok insana yaptığınız gibi bu insanların da yasal olmayan isteklerini yaparım diyerek onları da yanılttınız mı? Hala sizin bu işleri düzeltmenizi bekliyorlar mı? Olmayınca "bunlar yaptırmadı" diye suçu üstüne atacağınız, onuru ile ekmeği ile oynayacağınız dürüst meclis üyelerinin isimlerini belirlediniz mi? Bu isimleri o restoran işletmecisine verdiniz mi?
  12. Kurumunuz içindeki kafelerinin, kaçak inşaatlarının, kaçak sularının sorunlarını çözmediğiniz için restoran sözleşmesini onaylamam / imzalamam diyen Meclis ve Encümen üyeleriniz mi var? Bu yüzden mi Meclis ya da Encümen'e bu restoranın sözleşmesinin yenilenmesini getiremiyorsunuz?
  13. Haziran 2017'de Kapuz plajından Belediye'nin yılda 250 bin TL geliri olduğunu söylerken hangi belge ve bilgilerle söylediniz? Sizin yıllık 250 bin TL geliri var dediğiniz plajın otopark ve kira gelirleri hariç, kadınlar günü ve hafta sonları sezonluk geliri 600 bin TL dolayında iken, yıllık en az 1,2 milyon TL gelirden bahsedilirken, siz rakamları kamuoyuna neden yaklaşık 1 milyon TL düşük açıkladınız? Eksik tahsilat mı var, tahsil edilen parada bir kayıp mı oluşuyor? Olası bir ihale sürecinde bu eksik değer biçmenizin kamu zararı oluşturacağı yönünde yorumlara yanıt verebilir misiniz?  
  14. Kesilen biletlerin tamamının gelir kaydedilmediği yönündeki ciddi iddialara karşılık burada idari ve mali bir düzenleme yapmayı neden hiç düşünmediniz? Sizi engelleyenler mi var?
  15. Bu plajda kamu zararı oluşturan uygulamalara müsaade ettiğiniz iddialarına yanıt verecek misiniz?
  16. Bu plajı yılda 500 bin TL'ye kiralamak isteyenlere neden vermiyorsunuz? Hem "zarar ediyor" diyorsunuz, hem de yeni sözleşme yapmıyorsunuz? Ardından değersiz gösteriyorsunuz. Bu açık bir görevi ihmal yolu ile kamu zararı duyurusu değil midir?
  17. Aynı plajda insanların fotoğraflarının çekilmesinin de ahlak dışı ve yasak olduğu gerçeği üstünden taşkınlıkları, saldırganlıkları olmayan, oturdukları yerde biralarını içen iki insanın fotoğrafını çeken ve medyaya servis yapan kişi ya da kişileri neden personeliniz durdurmadı? Bu konuyu araştırdınız mı? Durdurmayanlara yönelik ne işlem yaptınız? Bu fişleme ve teşhir işleminin sorumlusunun sizin yönetemediğiniz Belediye çalışanları olduğunun farkında değil misiniz? İşlem yapmak için ne bekliyorsunuz?
  18. Olayda rahatsız olan kişi/kişiler yok, tam tersi rahatsız edilen iki insan varken, ortada bireysel bir şikayet yokken, Belediyeniz adına iş gören kişilerin keyfi tutumları sonucu oluşan tatsızlık üzerine, plajdan gitmek isteyen bu iki insanı zabıta ekipleriniz orada zorla tutmuş mudur?
  19. Aynı zabıtanın görevi olmayan bir konuda, sahte kaçak su işlerine başkanın talimatı ile girdiğini kamuoyu hatırlamalıdır. O zabıta şehrin sokaklarındaki keşmekeşi çözsün diye zamanın Başkan Yardımcısı tarafından görevlendirildiğinde, tüm talimatları iptal edip direk kendinize bağlamıştınız. Zabıtanızın bu şehrin gerçek sorunları ile ilgilenmesini ne zaman sağlayacaksınız? Zabıtanızı usulsüz işlere yönlendirdiğiniz iddiaları şehirde konuşulurken kendi yarattığınız bu sahte düzenin sizi ve CHP'ni düşürdüğü durumlarla ilgili iki lafınız yok mudur? Yoksa bu durumdan memnun musunuz? Bu icraatları kimin için yapıyorsunuz?  
  20. Zabıtanızın nazikçe, insanca ya da suç varsa kendisinin tutabileceği bir tutanakla çözebileceği bir olayı neden polise aktarttınız, birilerine renginizi mi gösteriyorsunuz? Polise aktarıp, iki insanı zorla sahilde tutarak polisin gelmesini isteyen personeliniz ile ilgili bu özgürlük kısıtlayıcı, yasa dışı hareketlerine yönelik belediyeniz içinde disipliner bir işlem yapmayı düşünüyor musunuz?
  21. Sarhoş olduğu iddia edilen insanların olay anında ölçülen değerleri 0 (sıfır) promil ve 0,50 (sıfır virgül elli) promildir. Saldırganlığı bırakın sarhoş bile olmadıkları açıktır. Bu miktar bırakın yüzmeye, araç kullanmaya dahi engel değildir. Zabıta bu insanların adını ne sebeple anons ederek denizden çıkmasını istemiştir? Her fırsatta ben eğitimciyim dediğiniz için soruyorum. Bu teşhir ve engellemenin varsa bilimsel ve hukuki açıklamasını yapar mısınız?
  22. İki insanın özgürlüğünün sınırlandırıldığı, gerçek dışı beyanlarla suçlu gösterildiği bu ortamı yaratan sizin beceriksiz yöneticiliğiniz midir? Yoksa bilerek ve isteyerek oradaki yatırımcıyı kollamak için seçmiş olduğunuz bir yol mudur?
  23. Manolya park, MİA planı gibi şehrin geleceğini etkileyen kararlarda şehrin sahibi kimliğinde olan bir şahıs olarak bulunmayışınızın altında ulusal siyasi otoritenin temsilcilerinin şahsınıza yönelik baskıları var mıdır? Siz bu baskılara karşı teslim olmadığınızı söyleyebilir misiniz?
  24. Olay ulusal medyada yankılanırken siz de dostlarınızla bir veda yemeğinde miydiniz? Kamu yöneticisi sıfatı ile gittiğiniz o yemekte, aynı saatlerde ülkede ve özellikle temsil ettiğiniz partinin genel merkezinde olayın ciddiyeti yönünden tartışmalar yaşanırken birisi size "o yemekte alkol içtin mi" diye sorsa ne hissedersiniz?
  25. Kendi özgürlükleri kısıtlanmış, emanetçi, teslimiyetçi bir yönetici formatında başkanlık yaptığınız bu şehrin insanlarının yolundan, suyundan vaz geçtik, artık özgürlüklerini de kısıtladığınızın farkında mısınız?
  26. Sizin idari özgürlüğünüzü teslim etmiş olmanız sebebi ile bu iki insanın üstünden Zonguldak insanının özgürlüğünün teslim alınmasına duyarsız kalmanızı sosyal demokrat belediyecilikle bağdaştırıyor musunuz?
  27. Sayın Muharrem Akdemir, başkan siz misiniz ya da siz kimin başkanısınız?"

 

 

 

Editör: TE Bilisim