Boğaziçi Üniversitesi emekli öğretim üyesi Erden Soytürk, her yıl karavanı ile kuzeyden güneye ülkenin tüm sahillerini dolaşıyor. Haziran ayında İstanbul'dan yola çıkıp Ege ve Akdeniz sahillerini turlayan Soytürk, şimdi de Batum'da sonuçlanacak Karadeniz turu yapıyor. Aynı zamanda bir yazar olan Soytürk, mitoloji ile çağdaş hikâyeyi bir araya getiren bir teknikle yol öyküleri yazıyor. "Tosun" adını verdiği karavanıyla yaptığı yolculuklarda ürettiği öyküleri "Tosun'un serüvenleri" adıyla bir kitapta toplayacak olan Soytürk, gezi notlarını, birkaç cümle ile olsa da sosyal paylaşım sitesindeki hesabından takipçileriyle de paylaşıyor. Paylaşımlar çoğu zaman tahrip edilen doğal ve tarihi değerlere yakılan iç yakıcı ağıtlar haline dönüşüyor.

HEM GEZİYOR, HEM YAZIYOR

Gezip dolaştığı kentlerin tarihi ve kültürel dokusu ile ilgili araştırmalar yapıp bunlardan öyküler de türeten Soytürk, şimdi de, Karadeniz'de bir dönem hüküm sürdüğü söylenen mitolojik kavim Amazonlarla ilgili öyküler kaleme alıyor. Pek çok tarihi kaynakta geçen ve Anadolu'da, özellikle de Karadeniz'de yaşadığı iddia edilen Amazonlar, tarihin, en acımasız kadın savaşçıları olarak tanımlanıyor. Görev yaptığı yıllarda Türkiye'nin teleskop, büyüteç, lens, prizma gibi optik araçları yapamıyor olmasını kendine dert edinen Soytürk, Boğaziçi Üniversitesindeki görevi sırasında, bunu mümkün kılmak amacıyla, Kandilli Rasathanesine, bir optik araç üretim laboratuvarı kurmuş. Ancak kendisi ayrıldıktan bir mğüddet sonra laboratuvar devre dışı bırakılmış. 

FİLYOS OYA GİBİ İŞLENMELİYDİ

Gezisi sırasında, kentlerde yaşanan olumlu olumsuz değişimleri de not eden Soytürk, 5 yıl önceli gelip gördüğü ve "Oya gibi işlenmesi gereken bir güzelliğe sahip" dediği Filyos için, sosyal medya hesabında, "Filyos'tan demiryolu geçiyor. Sürpriz. Küçük, sevimli, ev pansiyonculuğu yapılacak bu beldenin sahiline 6 katlı, 800 metre uzunluğunda bir otel ve rezidansa ruhsat veren, deniz rüzgârının kasabaya girmesini engelleyen zihniyeti kınıyorum" demiş. Geçerken inceleme fırsatı bulduğu Çatalağzı için yorumu da şu şekilde olmuş: "Kömür, santraller ve bacalar beldesi Çatalağzı. Kabataş'ın elektrik veya makine mühendisi olmaya meraklı öğrencilerini buraya getirmek isterdim. Kaçı yoluna devam ederdi dersiniz?"

ÇAYCUMA'NIN TARİHİ DOKUSU KEŞKE KORUNABİLMİŞ OLSAYDI

Çaycuma'ya da kendisi gibi Kabataş Erkek Lisesi mezunu Belediye Başkanı Bülent Kantarcı'yı ziyaret için gelen Soytürk, kendisiyle, bir karavan kampingin kurulması konusunda görüş alışverişinde bulunmuş. İlçede çevre gezisi yaparak incelemelerde bulunan Söytürk, gözlem ve önerilerini Karadeniz turu sonrasında Başkan Kantarcı'ya bir rapor halinde sunacağını söylüyor. Sosyal medya hesabında yayımladığı Çaycuma fotoğrafının altına yazdığı notta, "Çaycuma Belediye Başkanı da Kabataşlı. Çok çalışkan, ciddi birisi. Karavan turizmi için bir alan ayırıyor. Bu alanları gördüm. Bu konuda bir rapor hazırlayacağım. Umarım faydalı olur" diyor. Gezip gördüğü Çaycuma'nın geçmiş yöneticilerce doğal ve tarihi dokusunun tahrip edilmesinin son derece yanlış olduğunu da söyleyen Soytürk, "Çaycuma çok modern bir kent olmuş. Modernize edilmiş. Ancak insanlar geçmiş dokusunu koruyan, özgün renklerini koruyan kentleri daha çok tercih ediyor. Keşke bu doku korunabilmiş olsaydı" diyor. Soytürk yolculuğuna Kastamonu-Sinop sahillerinde devam ediyor.

Editör: TE Bilisim