İnanış Gazetesi'nden Turhan Oral Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez'in Zonguldak temaslarını yorumladı…
İşte; "ENERJİ BAKANI UMUT VERDİ" başlıklı o yazı.
"Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Bakan olduktan sonra ilk kez Zonguldak'a geldi. Ancak Dönmez, Zonguldak'a yabancı değil, öğrenciliği zamanında ve son dönemde müsteşar olarak görev yaparken de maden ocağına girmiş.
Kendi bakanlığına bağlı Türkiye Taşkömürü Kurumu'nu (TTK) yakından tanıyan Bakan Dönmez, TTK Genel Müdürü Kazım Eroğlu'ndan brifing aldı.
Adalet ve Kalkınma Partisi İl Başkanlığında, Maden Şehitleri Anıtı ziyaretine ve Karadon Müesssesi Gelik İşletmesini ziyaretinde açıklamalarda bulunan Bakan Fatih Dönmez herkesin merakla beklediği TTK'ya işçi alımı konusunda şunları söyledi.
"Sayın Cumhurbaşkanımız söz vermişti. Biz onun sözünün gereğini en kısa sürede yerine getireceğiz."
"Cumhurbaşkanımız seçimlerden önce TTK'ya 1500 işçi alımıyla ilgili söz vermişti. O söz bizim için talimat halindeydi. Arkadaşlarımız çalışmalarını sürdürüyor. O süreci hızla tamamladıktan sonra süratle işçi alımını gerçekleştirmiş olacağız."
"Bu konuda Taşkömürü Kurumumuz, İŞKUR ile istişare halinde, gerekli prosedürler tamamlandıktan sonra süratle o işçi alımını yapmış olacağız."
[*]
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, üretim ve istihdam konularında ise özetle şunları söyledi.
"Havzada 1,5 milyar ton kömür rezervi var. Üretim miktarımız 1 milyon ton civarında. Yıllık 30 milyon ton civarında taşkömürü ithal ediyoruz. Bunun için 3-4 milyar dolar civarında kaynak ayırıyoruz."
"Hedefimiz ithal kömürü asgariye indirmek"
"Cari açığı azaltmak için ithal ürünleri mümkün olduğu kadar yerli kaynaklardan temin etmek zorunluluğu aşikar ortaya çıkmış oldu."
"Üç bölgeyi TTK ihale etti. Özel sektör aldı. Orada da bir üretim hazırlığı ve istihdam başlayacak. TTK kendi işletmelerinde üretmeye devam edecek. Hedefimiz 5 yıl içerisinde üretimi özel sektör ve kamu ile birlikte 7 ila 10 milyon tona çıkartmak. İstihdamı da bugünün 2 katına çıkartmaktır.
[*]
Sayın Bakanın söyledikleri, başta Cumhurbaşkanı olmak üzere, ekonomi uzmanlarının kriz sonrası söyledikleriyle örtüşüyor.
Özetle; Sorun, cari açık; Çözüm, yerli üretim.
Bütün bunlar, Hükümet ve iktidar çevreleri tarafından sanki ilk kez karşılaşılan sorunlar ve yeni keşfedilmiş çözüm yollarıymış gibi anlatılıyor.
Oysa İthal İkameci Birikim Modeli denilen ve ekonomide dışa bağımlılığı azaltmayı amaçlayan ekonomik model, 27 mayıs 1960 ihtilali sonrasından 24 Ocak 1980 kararlarına kadar uygulanan ekonomik politikaların belirleyicisi olmuştur. Sonra ekonomik politikalar değişmiştir. 24 Ocak ekonomik karaları alırken Başbakanlık Müsteşarı olan Turgut Özal, Askeri darbe sonrasında Anavatan Partisini kurarak Başbakan oldu. Sonrasında Cumhurbaşkanı oldu. Özal Başbakan olmadan önce 1971-1973 yılları arasında Dünya Bankası'nda çalışmıştı.
Sonraki dönemlerde gelen hükümetler de sözde ihracatı artırma, dünyaya açılma, dünya ile rekabet, yeni dünya düzeni, küreselleşme hikayeleri ile aynı politikaları sürdürdüler.
[*]
Zonguldak maden ocakları ve demir-çelik sektörü de bu dönemden itibaren hedef oldular.
Sadece madenler değil, kağıt fabrikaları, çimento fabrikaları, Et-Balık Kurumu, şeker fabrikaları gibi ülkemiz ve millet adına üretim yapan tüm kurumlarımız hedef oldu.
Zonguldak ve bölge insanı direndi, bu politikalara karşı çıktı. Kardemir ve Madenler kapatılmadı. Erdemir yabancılara satılmadı.
Genel Maden İşçileri Sendikası önderliğinde başta madenciler olmak üzere bölge insanı tek yürek tek ses oldu.
Madenlerde üretim artışı ve verimlilik için bilimsel raporlar hazırlandı, Hükümetler bunu hayata geçirmedi ve TTK göz göre göre zarara uğratıldı, kapanmaya sürüklendi. Şimdi yeni koşulları değerlendiren yeni bir rapor hazırlandı ve bugünkü sorumluların hepsine ulaştırıldı.
Ancak Sayın Bakan bu ziyaretinde, tıpkı 2004 yılındaki Ak Parti Hükümeti'nin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı'nın Zonguldak'ta ve TBMM'de açıkladığı "kamu ve özel sektör olarak yılda 10 milyon ton üretme" hedefinden söz ediyor.
Bu konuyu da bir sonraki yazımda Sayın Bakanın açıklamalarıyla birlikte ele almaya çalışacağım.
Ya uzmanlar ekonomik krizi abartıyor, ya da Hükümet krizi küçümsüyor. Çünkü zaman verimli kullanılmıyor"

Editör: TE Bilisim