Zonguldak Valiliği ve bazı sayfalarda,valiler listesi “mutasarrıf” ile başlıyor.Yani kaymakamlık ile vali arasında Osmanlı da rütbe.

Zonguldak Kastamonu`ya bağlı Bolu Sancağı’nın bir nahiyesi iken, Anadolu‘nun Kuva-i Milliye ve Müdafa-i Hukuk cemiyetlerinin örgütlenmesi ile İstanbul`da ki saray yönetimi arasında bölünme yaşandı.Şehirlerde bazıları saray taraftarı, bazıları ise Mustafa Kemal`in başını çektiği Kuva-i Milliye haraketine katılıyordu.

Hal böyle olunca; İngilizlerin himayesinde olan İstanbul Yönetimi, Anadolu`da ki hakimiyetini kaybetmemek için illere,ilçelere,nahiyelere yeni idareciler atayıp, yeni müftülerle halkın kendisinden kopmaması için uğraş veriyordu.

Bu sebep ile bir çok yerin statüsü bile değiştirilmişti.

Zonguldak kömür kenti idi ve Osmanlı için önemli bir şehirdi.Burada ki halkın istanbul Hükümeti’ne bağlılığı, bu sebep ile sağlanmalıydı.O zamana kadar pek de bu önemsenmemiş aslında.Artık Anadolu`da bambaşka bir yapılanma söz konusuydu.

Tahir Karaoguz

Tahir karaoguz 

Zonguldak Polis Müdürü

İşte bütün bu gelişmeler üzerine ,şehirde daha etkin bir makam kurmak maksaydıyla ,İstanbul Hükümeti Zonguldak`ın statüsünü değistirmeye karar verdi.

Zonguldak`ın  İstanbul`da ki saray tarafından mutasarıf yapılacağı Zonguldak`ta ki Müdafa-i Hukuk Cemiyeti`ne bildirildi.Gazeteci Tahir Karaoğuz`un hatıralarına göre; kendisi bu durumu öğrendiğinde Kastamonu`da çıkan Açıkgöz gazetesi`ne haberi yazdı.Açıkgöz gazetesi Anadolu`da halk haraketinden yana yazılar yayınlıyordu.Tahir bey`de Zonguldak`tan haberleri deniz yolu ile Kastamonu’ya ulaştırıyordu. İstanbul`dan gelen habere göre; Zonguldak mutasarrıflık oluyordu.

İstanbul Hükümeti Zonguldak`a bir mutasarrıf atayacak,ve şehrin üst düzey insanlarını da Fransızlara dokunulmaması için bir baskı kurabilecekti.Zaten şehirde o zamanlar çoğunluğu Fransız,Ermeni,Rum kökenli insanlar ağır basıyordu.Bu sebeple İstanbul Yönetimi; Zonguldak`ta olası bir isyanda yabancıların hayatlarını garanti altına almak için Fransızların şehirde tedbir almalarını normal karşılıyordu.

İstanbul Hükümeti`nin Zonguldak`a Mutasarrıflık verileceğini duyunca şehirde  ki Müdefa-i Hukuk Cemiyeti mensupları  Ankara Hükümeti‘nin, daha önce  Zonguldak`a Mutasarrıf atamasını doğru olacağını düşündüler.

1919`da Fransızlar Zonguldak`ı maden ocaklarını koruma maksadı ile İstanbul Hükümeti‘nin de onayı ile şehre asker çıkarmışlardı. Şehirde ki Osmanlı subayları ve devlet erkanı ile Fransızlar, birlikte çay içiyorlar,birlikte maden ocaklarını denetliyorlar, hatta birlikte eğleniyorlardı.Fakat şehirde bir de bu durumu kabulenmeyen bir kitle vardı.Bu kitle örgütleniyordu.Hüseyin Fehmi Imer gibi vatan perver okumuş insanlar maden ocaklarında,Tahir Karaoguz gibi örgütcü ve yazar  insanlar da durumu Kuva-i Milliye taraftarı gazetelere yazabiliyordu.

 

Tahir Bey, Kastamonu`da ki Açıksöz gazetesine, Ankara Hükümeti`nin İstanbul`dan önce davranması gerektiğini yazan yazıyı  yoladı

Sadece dört saat sonra ; o sırada Kastamonu`da görev yapan Kastamonu Valisi Cemal Bey haberi okuduktan sonra bizzat Mustafa Kemal`e telefon ile bildirdi.Ankara Hükümeti bir karar alıp Zonguldak`ı mutasarrıflık haline getirerek Cemal bey`i de Zonguldak Mutasarrıfı olarak ataması ile Zonguldak, Ankara Hükümeti tarafından, İstanbul Hükümeti‘nden daha önce mutasarrıf haline getirildi.

Zonguldak Valiliği kayıtlarında; ilk kez, 14 Nisan 1920 Mutasarrıf Vekili Ahmet CEVDET olarak belirtse de, 1 Nisan 1920`de Kastamonu Valisi Cemal Bey Zonguldak`a atandığını, Karaoğuz`un hatıralarından öğreniyoruz.Sanırım burada İstanbul Hükümeti‘nden önce davranmak için Kastamonu Valisi’ni biran önce atayıp 14 gün sonra da Ahmet Cevdet Bey`i vekil olarak atamış olabilirler.

Zonguldak`ın Mutasarrıf oluşundan tam 1 yıl sonra yine Karaoğuz`a göre 1 Nisan 1924`de Zonguldak il oluyor.

O sırada Zonguldak`ın mutasarrıfında görevli Ibrahim Paşa  vardır.

1920`den 1924`e kadar Zonguldak il oluncaya kadar,6 mutasarrıf görev yapmış oluyor.

1. Kasatmonu Valisi Cemal Bey ,Zonguldak Mutasarrıf görevini 1 Nisan 1920 ile 14 Nisan 1920 arasında 14 gün yapıyor.

2. Ahmet CEVDET Mutasarrıf 14.05.1920-02.08.1920

3. Nusret Bey -Mutasarrıf     03.09.1920-23.06.1921

4. Mustafa ASIM - Mutasarrıf   26.06.1921-05.05.1922

5. İhsan -     Mutasarrıf       06.05.1922-19.08.1923

6. Ibrahim Paşa   Mutasarrıf-Vali  13.09.1923-11.06.1924

O günleri daha iyi anlamak için, o yıllarda polis olan bir kişinin anılarında anlatığı ilginç hikayeyi aktarmak istiyorum.

Kozlu,Beycuma ve Kilimli takım kumandanları tamamen istanbul Hükümeti taraftarıydı. ve Kuva-i Milliye mensuplarını deyim yerindeyse göz actırmıyorlardı.Küçük kafalıların, büyük görev aşkı bu olsa gerek; Zira Anadolu`da ki gelişmeyi okuyamıyorlar, istanbul Hükümeti`nin de geldiği noktayı kavrayamıyorlardı.Vatana zarar vermelerine ramen kendilerini vatanperver görünüyorlardı.

Yine bir karakol polisinin anlatımı ile ; Soğuksu`da ki karakola o günlerde çok sayıda Zonguldaklı ,casus diye getiriliyormuş.Getirilenlerin çoğu üstü başı yırtık ve dövülmüş haldeymiş.Bunlar gizli gizli evlerde toplanan (bugün Zonguldak Incivez Mahahellesi‘nde) o zaman  boş arazide toplantılar yapıyormuş.Zaten Fransızlar bu alanı Fener Mahellesi’nden top atışları ile arada bombalıyormuş.

Fransiz Askerleri Zonguldak`ta

ilginç olan ise şu not ; dövülenler arasında Ermeni asıllı insanların olması.Tam olarak emin olmamakla birlikte, sanırım Ermenilerin isteği Rus işgali olabilir.Zira Fransızların da çekindiği, Rusların Zonguldak`ı işgal etme maksadı idi.Zira o günlerde Türkleri, Fransızlar bir cami de toplayarak silah dağıtmışdı.Bu silahlar bir Rus işgali sırasında kulanılma maksadıyla dağıtılmıştı.Ermeniler bu sebep ile Zonguldak`ta Fransızlara karşı çıkıyor olabilirler.Tabi içlerinde gercekten Zonguldaklı gibi Zonguldaklı olanlarda vardır.

Herifler(Fransızlar) Zonguldak`ın madenlerini yıllardır sömürdükleri için babalarının malı sandılar.Türkler ile güya Ruslara karşı Zonguldak`ı koruyacaklardı.Anadolu`da ki Kuva-i haraketinin de güçleneceğini tahmin etmediler.O dağıttıkları silahlar bir gün kendilerini çevrileceğini hiç hesaba katmadılar.Zira onlar için halk ezik,fakir ve muhtaçdı.Fransızlar Padişahtan da güç alıyordu.

 21 Haziran 1920 tarihinden bir gün önce ,Kuva-i Milliye mensupları Fransızların tel örgülerle çevirdiği Fener Mahallesi yakınlarında ki çalılıklara ,gece bir manda saldılar.Mandayı bir kaç gün aç bırakmışlardı ki, çalılıklardan çıkmasın ve olağan bir istekle çalılara (adeta) saldırsın istiyorlardı.Böylelikle tel örgülerde nöbet tutan Fransız askerleri panikleşsindi.Zaten bir kaç ay önce de Zonguldak`ta Mutasarrıfla yönetim Kuvacıların eline geçmişti.Her an Fransızlar saldırı bekliyordu.

Işte o gece Fransızlar çok korktu.Çalılıklarda ki sesi duyunca  kuvacıların saldırıya geçtiklerini sandılar.Sabah erkenden Fransızlar gemi ile Zonguldak`tan ayrıldılar.

1920-1932 Yılına Kadar Kulanılan 

Mutasarrıf ve Valilik Binası

İbrahim Paşa mutasarrıf görevindeyken, 1924 yılında Zonguldak il oluyor.il olmadan önce en son Mutasarrıf olan Ibrahim Paşa, il olduktan sonra Zonguldak`ın ilk valisi oluyor.

Yeni Çarşı’da (Gazipaşa) Mithatpaşa Mahallesi yokuşunun başında bulunan bina (yıkılmıştır), valilik binası olarak kulanılıyordu.Bu bina 1932`de Zonguldak Limanı’na yapılacak olan yeni valilik binası yapılıncaya kadar kulanıldı.

Ibrahim Paşa 1924`de görevi bıraktıktan sonra yerine Hüseyin Hüsnü Bey atandı.Hüseyin Hüsnü Bey 1927 yılına kadar görevde kaldı.1927 yılında yeni Vali Akif Behzat İYİDOĞAN oldu.

Zonguldak`ın 3.ncü Valisi Akif Behzat İYİDOĞAN ,yeni bir valiilik binası için girişimler yaptı ve yeni binanın ilk temeli onun zamanında atıldı.

Zonguldak Valisi Akif Behzat İyidoğan 3 yıl süreyle görevde kalmıştır.Onun görev yaptığı sırada Belediye Başkanı Bedri Bey‘dir.Zonguldak Belediye Reisi olduğu belirtilen Bedri’nin tam ismi Hüseyin Bedri Güneri’dir. 1928-1929 arası bir yıl süreyle Belediye Başkanlığı yapmıştır.Ailesinin muhtemelen Trabzon kökenli olduğu belirtilmektedir. Ahmet Bedri’nin akrabası Necati Güneri,Zonguldak Milletvekili seçilmiştir.

“Zonguldak Valileri” Devam Edecek !

Hayati YILMAZ

Zonguldak Tarih

Editör: TE Bilisim