Gazeteci – Yazar Turhan Oral İnanış Gazetesi'nde yer alan yazısında; "Maden işçileri tıpkı ataları gibi işine, aşına, ülkesinin ve milletinin geleceğine sahip çıkıyor." diyerek TTK'nın önemine değindi.

İŞTE O YAZI…

Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS), Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) bünyesinde çalışan üyelerini kapsayan toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamayınca grev kararı aldı.
Toplu iş sözleşme mevzuatına göre tüm görüşme süreçleri tamamlandı ve en son 29 Ağustos 2017 tarihine kadar toplu iş sözleşmesi imzalanmazsa maden işçileri greve çıkacak.
Hafta içinde Ankara'da sürdürülecek görüşmelerde anlaşmaya varılamazsa 29 Ağustos 2017 Salı günü grev pankartları tüm işyerlerine asılacak.
TTK adına GMİS ile görüşmeleri sürdüren Kamu İşletmeleri İşverenleri Sendikası (Kamu-İş) hafta içinde GMİS yönetimiyle son kez bir araya gelecek.
                                                                                              [*][*][*]
Hükümet ile Türk-İş'e bağlı sendikaların genel başkanlarından oluşan Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Koordinasyon Kurulu arasında imzalanan Çerçeve Anlaşması kapsamında işçi sendikalarının, işveren sendikaları ile görüşmeleri sürüyor.
GMİS ile Kamu-İş arasında Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü (MTA) çalışanları için yapılan görüşmelerde geçtiğimiz hafta anlaşmaya varıldı ve sözleşme imzalandı.
TTK çalışanları için yeraltında ve yer üstünde madencilik sektörüne özgü bazı ayrıcalıklı maddeler bulunduğu için Kamu-İş'in görüşmeleri sona bıraktığı biliniyor.
Ancak her gün değişen Türkiye gündemi, yaklaşan bayram ve yasal görüşme sürecinin sıkışması nedeniyle çalışanlar tedirgin oluyor.
Her türlü olasılığı göz önünde bulunduran GMİS Yönetimi grev kararını aldı.
                                                                                                   [*][*][*]
Gelişmeleri büyük bir dikkatle izleyen maden işçileri her sözleşme döneminde olduğu gibi grev olasılığına karşı hazır bekliyorlar.
Olağanüstü hal şartlarını hatırlatanlara karşı hemen hemen herkes aynı cevabı veriyor; "Olağanüstü hal yerüstünde var, yeraltında yok".
Evet yeraltı zaten olağanüstü şartlarda çalışılan bir yerdir ve orada çalışanlar için bu durum son derece olağandır ve madenciler bize göre o olağanüstü şartlarda neler yapmaları gerektiğini bilirler.
1980 darbesi şartlarında hazırlanan 1982 Anayasası'nın getirdiği tüm kısıtlamaları 1990'lı yıllarda aşmasını bilen ve meşru mücadele ortamını yaratan madenciler gerekirse bu kez de bir çıkış yolu bulacaklardır.
                                                                                                  [*][*][*]
Tarihinin en zor döneminde 8 binin altındaki çalışan sayısıyla TTK'yı ayakta tutmaya çalışan ve 14 bin kişilik norm kadro açığını gidermek için olağanüstü fedakarlıklar yapan maden işçilerinin direncini kimse kıramaz.
Maden işçileri tıpkı ataları gibi işine, aşına, ülkesinin ve milletinin geleceğine sahip çıkıyor.
Maden işçileri, yerin altındaki o kömürü görüyor ve ülkemizin ona ihtiyacı olduğunu biliyor.
Maden işçileri ve Zonguldak bölge halkı bugünkü siyasi iktidara da bu gerçeği gösterecek bilgi ve tecrübeye sahiptir.

Editör: TE Bilisim