Mehmet Akkaya'nın ‘Uzun Mehmet olma zamanı" başlıklı yazısı…

Bilinen toplam kömür rezervimizi, daha birkaç yıl öncesine kadar 9 milyar 600 milyon sanıyorduk. Şimdi 15 milyar 600 milyon ton olduğunu biliyoruz. Daha da artabilir.

Şimdiki rezervin 8 milyar 515 milyon 912 bin tonu EÜAŞ'a, 3 milyar 682 milyon 480 bin tonu Türkiye Kömür İşletmeleri'ne (TKİ), 358 milyon 400 bin tonu ise MTA'ya ait.

Özetle, kömür zengini sayılabiliriz. Kömür zenginiyiz ama gel gör ki, yeraltında kömürümüz, sokaklarda hıncahınç işsizimiz, girilip çalışmayı bekleyen galerilerimiz olmasına rağmen, limanlarımız yabancıların ithal kömür gemilerinin işgalinde.

 

1980 öncesinde kömür ithalatı yok denecek kadar az. 1990'lı yıllarda ithalat yıllık 10 milyon tona ulaşıyor ve giderek tırmanıyor.

2000'li yıllarda artış daha da hızlı; yüzde 100. Yıllık 20 milyon tona çıkıyor ithalat.

AKP döneminde, 2004-2014 arasındaki on yılda ithalat artışı, daha da büyük. Rakamlar şöyle; 2012'de 29,6, 2013'te 27,2, 2014'te 30,2, 2015 yılında ise 34 milyon ton.

KÖMÜR DİYARINDA İTHAL KÖMÜR İŞGALİ

Kömür diyarı Zonguldak'ta bilinen taşkömürü rezervi 1 milyar 521 milyon ton. Bunun anlamı şu ki, bugünkü ihtiyaca göre, en az 100 yıl yetecek kadar kömür. Oysa işbirlikçi hükümetler, ithal kömüre yer açmak için, Zonguldak'ı, kömür üretimini ve işçiliği körelttiler.

TTK'nın üretim kapasitesi 5 milyon ton. Oysa 1960'tan buyana, sadece 1967 ve 1974'de kapasitenin tamamına yakın üretim yapıldı. 1973'ten itibaren ise, kömür üretiminin hızla ve sürekli düşürüldüğünü görüyoruz. Sebebini, 1973 yılındaki ilk taşkömürü ithalatından anlıyoruz. Küçük bir miktardır o zaman. 16 bin ton. Ama bu, devenin kafasını deliğe sokması misalidir. "Kafamı bir sokarsam, nasıl olsa gövdemi de geçiririm" dermiş deve. Öyle de olmuş. Açmışlar ithalat kapılarını, düşürmüşler ocaklardaki işçi sayısını, düşürmüşler yerli üretimi.

Reklamdan sonra devam ediyor

1980'de TTK ocaklarında 42 bin işçi çalışıyordu, 4 milyon tona yakın da üretim yapılıyordu. 2016'da işçi sayısını 9 bin 165'e, üretimi ise 994 bin 714 tona düşürdüler. 2017'de işçi sayısı daha da düştü; 7 bin 818.

1973'te başlatılan ithalat, 10 yıla varmadan 1 milyon 500 bin tona çıktı. Sonraki artış şöyle:

2007'de 2 milyon 509 bin 250 ton; 2008'de 2 milyon 298 bin 583 ton; 2009'da 2 milyon 100 bin 207 ton; 2011'de 3 milyon 547 bin 848 ton; 2012'de 4 milyon 557 bin 421 ton.

"1980'li yılların başında ülke toplam taşkömürü tüketiminin yüzde 80'i, sonlarına doğru ise yüzde 45'i yerli kaynaklardan karşılanırken, 2016 yılında 36.195.000 ton olarak gerçekleşen taşkömürü tüketiminin sadece yüzde 3.63'ü yerli kaynaklardan (TTK ve havza üretiminden) karşılanmıştır." (TTK Genel Müdürlüğü-Mayıs 2017 raporu)

YENİDEN ATATÜRK OLMA ZAMANI

Zonguldak ne mi oldu? "En çok göç veren il" sıralamasında önlere fırladı. Göçmemek için direnenler arasında da işsizlik tırmandı. 2013'te İŞKUR'a başvuran işsiz sayısı 15 bin 951 kişi idi, 2017 Nisan sonunda 23 bin 252 oldu. Son 3 yılda 4 bin 616 işyeri kapandı. Buralarda çalışan 30 bin kişi, işsizler ordusuna katıldı. Peki, ithal kömüre ne kadar paramız gitti dersiniz?

2010'da 6.538 bin dolar; 2011'de 5.864 bin dolar; 2012'de 6.660 bin dolar; 2013'te 3.416 bin dolar;

2014'te 8.524 bin dolar; 2015'te13.618 bin dolar; 2016'da 5.387 bin doları.

Rivayet odur ki, Zonguldak'ta kömürü 188 sene önce Uzun Mehmet bulmuştur. Bulmuştur ama, kömürün saltanatlarını sarsacağını anlayanlar yerel eşraf kin besler. Dönemin Ereğli Ayanı Hacı İsmail Ağa, İstanbul'a Fen Heyeti'ne gitmek için yola çıkan Uzun Mehmet'i, Leblebici Hanı'nda öldürtür. Sonra kömürümüze Fransızlar el koyar, seneler boyu talan ederler kömürümüzü. Halkımızı da köle tabii. Ta ki Atatürk Cumhuriyetinin millileştirmesine kadar. Bugün yeniden Uzun Mehmet olma zamanı, yeniden Atatürk olma zamanı.

 

Editör: TE Bilisim