Zonguldak Limanının ulaşım yollarını ve yükleme tesislerini kapsayan “Seri Kömür Yükleme Limanı” olarak yapımına karar verildi. İstenen projeyi yapmak üzere teklif veren firmaların verdiği fiyatlar 15.01.1947 tarihinde toplanan bakanlıklar arası komisyonda incelenerek firmalardan proje istenmesine karar verildi.
Bakanlıklar arası komisyona sunmak üzere, ihtisas kuruluşu olarak projelerin fizibiliteleri "Frederic Snare” adlı Amerikan müşavir firma tarafından yapıldı. Uzun çalışmalar sonucu olarak Konınkılıjke Nederlandsche Maatschappıj Voor Havenwerken N.V. ( Hollanda Kraliyet Liman İnşaat Şirketi ) koşulları en uygun teklif olarak kabul edildi. 11.03.1949 tarihinde başlayan ihale görüşmeleri sonucunda, 24.06.1949 tarihinde mevcut limanın genişletilmesi demiryolu bağlantısı ve kömür yükleme tesisleri yapımı mukavelesi imzalandı.

YER SEÇİMİ…

Zonguldak’a Limanı yapımı öncesindeki yıllarda, her işletmenin kendi Lavuarı bulunuyordu. Bu lavuarlarda satış politikasına uygun olarak yenilenmesi gerekiyordu. Çaydamar, Üzülmez ve Kozlu’ya yeni lavuarın yapılması ve uygun yerin belirlenmesi için Umum Müdür tarafından bir komisyon kuruldu. Komisyonun kurulduğu tarihlerde Zonguldak limanının yeri belirlenmiş, fakat ihalesine henüz başlanmamıştı.

EKİ Amenajman Programı, yeraltı ve yer üstündeki tesislerin yenilenmesi, faaliyetlerinin düzenlenmesini ve üretim artışını amaçlıyordu. 1948 tarihinde ‘Marshall Planı’ çerçevesinde sağlanan 103,5 milyon dolar dış parasal kaynak ile uygulamaya kondu. 3 milyon ton kömürün Zonguldak limanından denizyolu ile sevk edilmesi gerektiği belirtiliyordu. Bu plan kapsamında, yer altı yatırımlarının yanı sıra yer üstünde Zonguldak Limanı ve seri yükleme tesisleri, Zonguldak ve Çatalağzı Lavuarları ile bu tesislerin demiryolu bağlantıları yapılacaktı. Bu şekilde Ülkenin ihtiyacı olan taşkömürü, Zonguldak Kömür Havzasından sağlanacaktı.

KULELER…

Lavuar (Fransızca kelime olup öğütücü, kırıcı, ufalayıcı anlamına gelir) Maden ocağından çıkarılan ham taş kömürü Lavuar’a (halk dilinde lavvar) koveyörlerle taşınır (konveyör = yük taşıyan hareketli bant sistemi) burada öğütücü makinelere verilen kömür kayaları öğütülür ve daha küçük tanelere ayrılır (mıcır gibi) daha sonra tazyikli suyla soğutulur, tozlaşması engellenir, burada amaç kömürün tutuşma sıcaklığına erişmesini ve alevlenmesini engellemektir. Mıcır haline getirilen kömür taneleri yine konveyör sistemi ile bu ağzı huni şeklindeki kulelere boşaltılır. Kulelerin dibinde demiryolu rayı vardır ve raylarda bir yük vagonu katarı vardır. Kömürle yüklenen vagonlar Karabük Demirçelik Kok fabrikasına gider, diğer vagonlarda limandaki doklara gider oradan vinçlerle gemilere yüklenir gemiler Ereğli’ye kok ve demirçelik fabrikasına, bir kısmı da İskenderun demir çelik fabrikasına gider.
Lavuardan akıtılan soğutma suyu bile ekonomik açıdan çok değerliydi. Bu kömür parçaları ve tozlarıyla yoğunlaşmış siyah su göletlerde biriktirilir dibe çöken siyah çamur yine kamyonlara yüklenir ya da yakıt olarak sanayi de değerlendirilirdi. Bu siyah çamurun adı da Şilam’dır…

çeşitli eleme işlemleri sonrasında biriken sular içinde bulunan 0.5 mm den küçük “şilam” kömürleri önce Dekantasyon (aktarma) kulelerinde çöktürüldükten sonra, flotasyon (kömür taneciklerinin yüzdürülmesi) sonrasında köpük halinde toplanır ve vakum filtrelerinden geçirildikten sonra, 0.5 - 6 mm. kömürlere karıştırılırdı... Bu ayrışma işlemi bugün anıt gibi karşımızda olan kuleler sayesinde yapılıyordu...


Alıntı: Yüksel Yıldırım


Yardımcı kaynaklar…
Ekrem Murat Zaman
Güven Fuat Akdağ

Zonguldak Nostalji

Editör: TE Bilisim