DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, Zonguldak'a gelerek DSP İl Başkanlığında bir basın açıklaması yaptı. Açıklamasında gündemi değerlendiren Aksakal, CHP ve MHP'yi eleştirdi. 

Aksakal, şunları söyledi; "Demokratik Sol Parti emeği en yüce değer olarak siyasetine ilke edinmiş ve tüm politikalarını bu temelde kurgulamış bir parti olarak çalışmalarını kararlılıkla sürdürmektedir. Ülkemiz her geçen gün artan bir ivmeyle kan kaybetmeye devam ediyor. Devletin başındakiler ise bir taraftan Cumhurbaşkanı, diğer taraftan Başbakan her gün bir gerekçeyle sürekli konuşuyorlar. Bölgemizde sözde bağımsız bir devlet yapılanması içinde olduğunu hiçbir dönemde saklamamış bir aşiret ağası uluslararası platformlarda Türkiye'den daha etkin bir rol gösterisi içinde. Kuzey Irak'ta sözde bağımsızlık için referandum yapan bu peşmerge başına karşı koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti parmak sallayarak, yaptırım tehditleri savurarak tepki veremez. 

‘'BÜLENT ECEVİT'İN TALEBELERİYİZ''

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin başındaki kişi "bir gece ansızın gelebiliriz" diyemez, bir gece geldiğini görürler. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin başındaki kişi "vana bizim elimizde kapatırsam aç kalırsınız" diyemez, derhal kapatır Biz Bülent Ecevit'in  talebeleri olarak bunu böyle biliriz!

1974'de Kıbrıs'ta, Ege Kıta Sahanlığında, Haşhaş ekim yasağında bunu bütün dünya gördü. 1999 yılında, AB üyeliği görüşmelerinde cümle âlem şahittir, gece yarılarında Türkiye Cumhuriyeti devletinin ayağına kadar geldiler.

"Hükümetimiz, Yunanistan ile sorunlarımızın barışçıl yollardan çözümü konusunda gerekli siyasal iradeyi taşımakta ve bu yönde elinden gelen çabayı göstermektedir.Ancak bu sorunların çözümünün Avrupa Birliği'ne üyeliğe hazırlık müzakerelerimizin başlatılması için bir ön koşul olarak öne sürülmesini de kabul etmemiz söz konusu değildir." diyerek onurlu duruşunu ortaya koyan Ecevit, bu tavrından sonra "AB Konseyi Ortak Dış Politika ve Güvenlik Politikası'ndan Sorumlu Başkan Yardımcısı Solana, Genişlemeden Sorumlu AB Komiseri Verheugen, Solana'nın Özel Müdürü Navarro, Finlandiya Dışişleri Bakanlığı Siyasal Direktörü Blomberg ve Avrupa'dan Sorumlu Uzman Halonen, diğer çalışma arkadaşları ile birlikte bizi ziyaret etmek ve kutlama için gece uçakla Ankara'ya geldiler ve en yetkili ağızlardan Türkiye'nin eşit koşullar altında aday olduğunu, bu eşitliğe tam uyum sağlanacağını belirttiler." demişti.

İşte bizim bildiğimiz devlet adamlığı ve gerçek milliyetçilik budur. Aynı duruşu bugünkü yöneticilerin de göstermesini beklemek en doğal hakkımızdır. 

‘'TÜRK HALKI BU GİDİŞE RAZI OLMAYACAK''

Yaşadığımız süreç ve içinde bulunduğumuz manzarada üzülerek belirtmeliyim ki Türkiye olarak herhangi bir etki gücümüz yoktur. 15 yıl önce göreve getirildiklerinde bu sürecin yaşanacağını ve bugün mukadder görünen sonuçların gerçekleşeceğini bilerek misyon üstlenen AKP hükümeti ve iradesinin yaptığı şey sadece halkın gazını almak, olası tansiyonu kontrol etmek ve bu milleti sonuca razı olur hale getirmektir. Demokratik Sol Parti olarak bunu asla kabul edemeyiz. Sadece biz değil, Türk halkı da böyle bir gidişe razı olmayacaktır. Ama ne garip tecellidir ki, bu konularda ortalığı ayağa kaldırması beklenen parlamentodaki muhalefet partileri Allah'a emanet! 

CHP VE MHP'YE ELEŞTİRİ

Ana muhalefet partisi CHP kendi derdine düşmüş, kongre panayırlarında delege pazarlıklarıyla meşgul. Parlamentoda biliyorsunuz bir de "dibek dövenin hınk deyicisi" bir parti daha var. Kendi içinde paramparça vaziyette AKP'ye tam olarak entegre olmuş, güneşe ateş taşırmış.. Buzdan ateş yakarmış.. "Milliyetçi Hezimet Partisi". 

Beş bin elemanı varmış savaşacak.. Dedim ya milli hezimet.

Ağzından çıkanı kulağı duymuyor. Bu ülkenin, bu devletin şanlı ordusu bitmiş yok olmuş da senin çapulcularına mı kaldı Türkiye Cumhuriyeti!

Millet kan ağlıyor. Ekonomi dibe vurmuş, vatandaş her gün zam yağmuru altında inim inim inliyor. Memleketin kaynakları yandaş holdinglere peşkeş çekilmiş, döviz almış başını gitmiş, mazot neredeyse 5 lira olmuş, ahali perişan, koyun can derdinde kasap et derdinde. Hukuk bitmiş, adalet tükenmiş! Genel Seçimlerde 23 milyon seçmenin iradesiyle Başbakan olanı bir kalemde silerek yok eden zihniyet, aynı şekilde İstanbul'da 4 milyon oyla seçilen Belediye Başkanı'nı siyaset çöplüğüne atıyor. İşin garip tarafı bu muameleye muhatap olanlar da tüm basiretsizlikleriyle bu adaletsizliklere, bu hukuksuzluklara sessiz kalabiliyor.

Bu böyle gidemez! 

‘'SIĞINABİLECEĞİNİZ TEK LİMAN DSP'DİR''

Türkiye ve bu millet sahipsiz değildir. Demokratik Sol Parti halkın sığınabileceği en güvenli limandır. Bunu herkes bilmelidir.

Gün gelecek, devran dönecek. Bizden teslim aldığınız kutsal emaneti.. Türkiye Cumhuriyeti devletini tekrar bize teslim edeceksiniz. Bundan kaçışınız yok, başka çareniz de yok. Sizin de sığınabileceğiniz tek liman DSP'dir. 

‘'KURTULUŞUN TEK ADRESİ DSP''

Şimdilerde sözde yeni parti organizasyonlarıyla, yılgınlık içerisine düşürdükleri vatandaşları bir yere yönlendirmeye çalışan bazı kesimler, bazı medya organları var. Kerameti kendinden menkul kamuoyu araştırmacıları var. Hangi kesimlerce beslendikleri bizce malûm olan bu yapılar ancak ve ancak kurgulanan bölgesel projelerin besleyici unsurları olabilirler. Eksiden yeni olmaz!

Bu güzel ülkenin bugünkü badirelerle yüz yüze kalmasına sebep olan ve hâlâ siyasete don biçmeye çalışan ‘siyaset baronları' da iyice bellesinler ki; ne kadar uğraşırsanız uğraşın, miadı dolmuş, kredisi tükenmiş, siyasi omurgaları yamuk, kişisel ikbal esiri eskilerin oluşturacağı sözde yeni yapıları ne kadar parlatmaya çalışırsanız çalışın, çürük teneke lehim tutmaz!

Kurtuluşun tek adresi Demokratik Sol Parti'dir.

Editör: TE Bilisim