Simit Sarayı'nın 2002 yılında kurulduğunu ve 2007 yılında Ticaret Bakanlığından Turquality teşviklerini almaya başladığını ve bugün yurt dışı dahil, 400 şube sayısına ulaşan bir şirket olduğunu anlatan Yavuzyılmaz, şunları kaydetti:

"Simit Sarayı teşvik almaya başladığından buyana 12 yıl geçmiştir. Ticaret Bakanlığının ülkemizin rekabet avantajını elinde bulundurduğu ve markalaşma potansiyeli olan ürün gruplarına sahip firmaların üretimden pazarlamalarına, satışlarından satış sonrası hizmetlerine kadar verdiği teşviklerin başında Simit Sarayı geliyor. Simit Sarayı'na teşvikte limit olmadığını geçen süre zarfında hep birlikte görmekteyiz. Simit Sarayı'nın tanıtım harcamaları için aldığı tutar limitsiz, mağaza kirası limitsiz, mimari giderleri limitsiz. Harcamaların tümünün yüzde 50'sini Ticaret Bakanlığı, yani devlet, yani vatandaşımızın vergileri ödüyor."

Yavuzyılmaz, Simit Sarayı'nın Turquality'den 12 yıl boyuncu aldığı teşvik tutarının kendi hesaplamalarına göre 2 milyar lira olduğunu söyledi.

Şirketin sahibinin özel jetinin 15 milyon dolar olduğunu kaydeden Yavuzyılmaz, şöyle devam etti:

"Aslında şirketin sahibi Abdullah Kavukçu mütevazı davranmış, aldığı bu teşviklerle bir uçak filosu bile kurabilirmiş. Turquality üzerinden verilen teşviklerde çok büyük kara delik var. Bu kara deliğin de en karanlık kısmı Simit Sarayı'dır. Dolayısıyla bu noktada şirketin kasasını doldurmak yetmemiş olacak ki Ziraat Bankası zararı da ödemek koşuluyla Rekabet Kuruluna başvurarak büyük bir külfeti vatandaşın omuzlarına yüklemektedir. Vatandaşımız gitmediği hastanenin parasını ödemek zorunda, binmediği trenin parasını ödemek zorunda, geçmediği köprüden para ödemek zorunda kalıyor, şimdi de yemediği, yiyemediği simidin parasını ödemek zorunda kalacak. Devlet verdiği teşviklerle vatandaşın yemediği simidi vatandaşa ödetecek."

Kaynak: BİRGÜN

Editör: TE Bilisim