Bu ziyaret ve temaslar kapsamında; Zonguldak Valisi, İl Milletvekilleri, Zonguldak Belediye Başkanı, Alaplı, Çaycuma, Devrek, Ereğli, Gökçebey, Kilimli, Kozlu İlçe Belediye Başkanları, TBMM’de Grubu Bulunan Siyasi Partilerin İl Başkanı ve Temsilcileri ve Sivil Toplum Kuruluşlarının Temsilcileri ile Zonguldak İlinin sorunları ve çözüm önerileri ile Covid-19 sürecinde İlimizin ülke gündeminde yeniden tanımlanan konumu ve önemi hakkında çok kapsamlı toplantılar gerçekleştirilmiştir.
Bu kapsamda İlimizin karar verici ve yönetici kadrolarının, siyasi partilerinin ve sivil toplum kuruluşlarının, İlimizin; ekonomik, sosyal, kültürel, tarihsel değerler, arkeolojik buluntular, jeostratejik konum, iklim, hava kirliliği, coğrafi kodlu veya niteliği taşıyan ürünler, demografik yapı ve göç olgusu, İl bütününde uygulanan veya uygulanacak olan projeler konularında analitik bir görüş alışverişi gerçekleştirilmiştir.
Arama ve Strateji Belirleme Toplantıları neticesinde elde edilen bulgular ve sonuçlar maddeler halinde aşağıda belirtilmiştir.

• Covid-19 nedeni ile Dünya Sağlık Örgütü tarafından tüm dünyada ilan edilen pandemi süreci sonrasında ülkemizde uygulanan tedbirler kapsamında Zonguldak’ın “VE ZONGULDAK” tanımlaması ile sağlık sorunlarını en üst düzeyde yaşandığı il vasfında tanımlanması, zatenİlimizin göç veren bir yapıya bürünmesinde de önemli bir rol oynayan bu sorunun artık net tespitinin yapılmış olmasıkentin moral motivasyonunu önemli ölçüde yıkmıştır. Bu noktada başka ve önemli bir gelişme yaşanmaya başlanmış olup, Zonguldaklılar tarihsel değerlerine ve köklerine olan bağlılıkları nedeni ile kentlerine sahip çıkma gereği duymuş ve bu tanımlama ve getirdiği olumsuzluklarla mücadele etmeyi hedefe almış ve bu durumu bir onur mücadelesi olarak görmeye başlamışlardır.“ BU DEFA BAŞKA! BU DEFA HERŞEY ZONGULDAK İÇİN! ” diyerek yola çıkmışlardır.

• Bu noktada kent içinden ve kent dışından tüm Zonguldaklılar; duygu ve gönül bağlarının kendilerinde yarattığı yüksek aidiyet hissi ile hiçbir dünya görüşünü öne almayan, ülkemizin kalkınmasına önemli katkıları olan bir kentin yıllar içerisinde tüm hükümetlerce yatırım ve değerlendirmelerden en alt seviyede yararlandırılarak zafiyete uğratılmasının önüne geçerek artık bir dur ve düşün denmesi zamanının geldiğini belirtmektedirler.

• Karar vericilerin; yıllara sari bölgeye ne zaman, nerede ve ne tür yatırımların yapılacağı konusundaki kafa karışıklığı ve bu karışıklıktan kaynaklanan sürekli kömür odaklı yatırımları öne alınan yaklaşımları, kömür dışı sektörlerin bölgeye bir türlü getirilememesi Zonguldaklıların illerine karşı samimiyetsiz davranıldığı kanaatine varmasına yol açmıştır.

• İlin merkezi yönetim bütçesine sağladığı katma değer ve gelirin yarısı kadar pay alması, il payının sürekli elde ettiği gelirin altında seyretmesi ve bunun da yıllara sari bir durum oluşturması, İlimizde yaşayanların sorunlarının merkezi yönetim nezdinde dikkate alınmadığı ve adeta sürekli mağduriyetin bir kader olduğu kanaatinin oluşmasına neden olmuştur.

• İlçeler arasında; İlin merkezi yönetimden aldığı paylar ve bunların dağılımında bölgesel farklılıklar olduğu ve bunun da adaletsizlik meydana getirdiği yönünde kesinleşmeye yüz tutan bir yargı ve kanaat oluşmuştur.

• Ülke ağır sanayisi ve ulusal enerji ağına önemli katkılar yaparak yön veren, İlimizin ve bölgemizin gelişiminde en önemli stratejileri içerisinde barındıracak olan ve ekonomik, sosyal, kültürel kalkınmanın anahtarı olma özelliği taşıyan, içerisinde tüm sektörlerin gelişimi için gerekli olan; yer seçimi, bölgesel ve yerel yerleşim planlamaları, hukuki ve mülkiyet yapısını da içine alan detaylı bölge yatırım planlaması, öncelikli yasal düzenleme ihtiyaçları, yatırım değerlendirme ve yönlendirme, yerli yabancı yatırımcılara önerilecek yatırım çeşitleri ve sektörlere göre belirlenmiş yer seçimleri, sosyolojik araştırmalar ile detaylandırılmış olası demografik sirkülasyon ve yeni yerleşim yerlerinin planlanması, savunma, milli güvenlik, iklim ve coğrafi özellikler ile desteklenmiş, su, enerji, tabi kaynaklar, ulaşım ve altyapı, sağlık, eğitim, turizm, kültür varlıkları, doğal koruma alanlarının dört mevsim incelemeleri tamamlanarak endemik tür tespiti yapılmış, sulak alanlar ve koruma bölgelerinin üzerinde tam ve eksiksiz tanımlandığı, çevre koruma programı günümüz gerçeklerine uygun ve gelişen dünya sağlık tehditlerine duyarlı bütüncül bir “HAVZA PLANI” mızın bulunmaması önemli bir eksikliktir.

• Yapılan inceleme ve değerlendirmelerde mevcut tüm konu ve uygulamaların bir noktada toplandığı “Kent Envanteri”nin bulunmaması önemli bir eksiklik olarak görülmektedir.

• Zonguldak kırsal kesiminde artık 3 eve bir emekli maaşının düşmekte olması göç olgusunu üst boyuta taşımaktadır. Yıllar içerisinde madenlerde çalışmanın getirdiği sebeplerle tarımdan uzaklaşan kırsal halk madenlerdeki iş gücü azaltma veya yeni işçi almama uygulaması sebebi ile iç ve dış göçe başlamıştır.

• Göç olgusu 60’lı yıllarda başlamıştır. Bu yıllarda kentimizin çok iyi eğitim veren okullarında eğitim alan gençlerimiz okumak üzere kent dışına göç etmişler ve aldıkları eğitim ile eşdeğer iş ve faaliyet alanları bulunmadığından dolayı maalesef bir daha geri dönmemişlerdir bu durum halen de devam etmektedir. İkinci göç dalgası ise 90’lı yıllarda yaşanmaya başlamış bu defa kentin tek iş ve ekmek kapısı TTK’ da ki personel azaltma politikası neticesi iş ve aş bulamayan eğitimini yüksekokul ve üniversite düzeyine taşıyamamış gençler Zonguldak’ı terk etmeye başlamışlardır. Aslında bu en büyük göç dalgası olmuş ve genç nüfusu önemli ölçüde azaltıp kentin bir emekliler şehrine dönüşmesine neden olmuştur. Bu durum da halen devam etmektedir. Göç olgusunun yaşandığı üçüncü dalga ise bir ve ikinci dalganın doğal sonuçları olarak ortaya çıkmaktadır. Yıllar içerisinde evlatlarını iş aş ve kariyer edinme telaşı nedeni ile başka illere kaptıran anne ve babalar, bundan sonraki yaşamlarını torun ve evlat hasreti yaşamadan devam ettirmek için evlatlarının yaşam sürdüğü illere göç etmeye başlamışlar ve bir parçalarını arkada bırakarak Zonguldak’tan ayrılmışlardır. Şimdi Zonguldak’a hasret ama bir o kadar da içi evlat hasreti ile dolu Zonguldaklılar bu gün bu gidişatın bir sonu olması gerektiğini düşündüklerini ifade etmekte ve güçlü bir biçimde Zonguldak’a sahip çıkma isteklerini dile getirmektedirler.

• Zonguldak halkının geleceksizlik ile ilgili kaygıları beraberinde toplumsal ve psikolojik sorunları da getirmektedir. Son yıllarda bireysel yaşam kaygılarının neden olduğu yaşamdan vazgeçme sonucu ortaya çıkan kayıplar dikkat çekmekte ve acil önlemlerin bu noktada da devreye alınması önem arz etmektedir.

• Zonguldak genelinde muhtaç insanlara yönelik çalışmaların bir an önce yapılması ve tamamlanması gerekmektedir. Halen merkezde kayıtlı 8.000 hemşerimizin ihtiyaçlarını karşılayacak kalıcı politikaları da içeren bir program derhal hazırlanmalıdır. Bu programın da en önemli ayağı sosyal güvence ve sağlık eksenli olmalıdır. Muhtaç konumda olan kişilerin büyük ölçüde yaşlı ve engelli vatandaşlarımızdan oluştuğu bilinen bir gerçektir. Bu noktada geliştirilmesi düşünülen projelere her daim sosyal katkı ayağını finanse edecek bir model eklenmeli, böylece muhtaç insanlarımızın moral değerlerini ve terk edilmişlik hislerini ortadan kaldırılması mutlak bir gerekliliktir.

• Kenti yönetenlerin bir diğer hedefi de kentin dışında yetişmiş nitelikli insan gücümüzün kente dönüşlerini sağlayacak pozisyonları yaratmak ve yaşam koşullarını diğer gelişmiş iller seviyesine çıkartmak olmalıdır. Kentteki sağlık koşullarını iyileştirecek, sanayisini çeşitlendirecek, insan odaklı projelere yönelmeyi arttıracak yaklaşımlar ile oluşturulmuş algoritmalar bu dönüşe ivme katacaktır.

• Kuruluşu ve yerleşim merkezi oluşumu 1800’lü yılların son yarısına dayanan ve çeşitli tarihlerde inşa edilerek kentin gelişimine tanıklık eden İl Merkezi, kentsel yapı stoku önemli ölçüde yaşlanmış ve belirli alanlarda yenilemeler yapılsa da kentsel çöküntü alanları meydana gelmiştir.

• Tüm Zonguldaklıların kentsel mirasına ve sanayi tarihine yön veren bir proje olarak gördüğü ve gönülden desteklediği “Kültür Vadisi Projesi” nin hemen yanı başında yeni bir sanayi kuruluşunun hayata geçirilmesi ile ilgili ciddi kaygıları bulunmaktadır.

• Bu noktada İlin sürekli sorunu olan istihdama bir çare olarak görülen maden makinaları fabrika projesinin mutlak yararına inanan, İlimizde önemli bir maden makinası üretimi kültürü ve birikimi oluştuğunu bilen, İl için önemini ve karar vericilerin bu konudaki sektör seçimine tam destek vererek hakkı teslim eden Zonguldaklı; bu projenin gerekli sunum ve izahlardan uzak bir şekilde özellikle yeri hakkındaki sorularına cevap arzusunun giderilmeksizin yürütülmesinden endişe ve kaygı duymaktadır.

• Bu noktada kentimizin makine üretim kültür ve birikiminin bir başka uygulama alanı olacak tarım makineleri sanayisinin de tüm belediyelerimiz ile birlikte Erdemir ve Kardemir iştiraki ile kurulabileceği de bölgemizdeki uzmanlar tarafından sıklıkla dile getirilmektedir.

• Çevre ve hava kirliliği kaynaklı sonucu baş gösteren sağlık sorunlarının Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından da tespit edildiği Zonguldak’ta enerji adası olarak tasarlanan Çatalağzı bölgesinin artık yeterli kapasiteye ulaştığı tespit edilen termik santral rejiminin bu noktada sonlandırılması ve bölgeye yeni santral yapımının bir an önce durdurulması, bir zamanlar istihdam kaygısı ile bu projelere kucak açan yöre halkı tarafından da artık yüksek perdeden bile getirilmektedir. Yöre halkının halen faaliyetteki tesisleri kabulündeki ortam ile bugünkü kabulü arasında ciddi farklılıklar olduğu gözlemlenmektedir.

• Termik santrallerin 600 MW’lık bir enerji grubunda soğutma için saniyede22 mᶟ su gerekmektedir. Çatalağzı’nda halen 7 üniteden oluşan toplam 3 bin 90 megavat enerjili 3 termik santral bulunmaktadır. Bu santralların kabaca hesapla ihtiyacı olan su miktarı saniyede 110 mᶟ dür. Bu yüksek kullanım deniz yüzey suyunun 5 derece artmasına neden olmuş ve bölgede balıkçılık faaliyeti durma noktasına gelmiştir.

• Bölgesel ısıtma sistemi projesi kapsamında 10.000 konutun ısıtılmasını hedeflenmiş ayrıca bu kaynağın tarımda da kullanılabileceği tespit edilmiştir. Termik santrallerin hiçbir yan mamulünden istifade edilememesi de bölge için büyük bir değer kaybına yol açmaktadır.

• ERDEMİR nezdinde bir başka konu ise hiç kuşkusuz Kömür-Çelik ilişkisidir. Sektörün bu bölgede kuruluş gaye ve temel ilkesinin ardındaki en su götürmez gerçek Zonguldak taş kömürüdür. Bu noktada TTK’nın güçlendirilmesi noktasında ERDEMİR ve TTK’nın mutlak işbirliği ve ortaklıklar tesis etmesi ülkemiz sanayisinin en stratejik iktisadi ve endüstriyel hamlesidir. Bu yaklaşım aynı zamanda bir gönül borcu olmanın dışında yeni üretim tekniklerinin kullanılması ile stratejik bir madenin koklaşabilir özelliğinin kullanılarak kimyasal niteliğinin de öne çıkarılması anlamını taşımaktadır. Elde edilecek kırka yakın mamul maddenin üretimini sağlanması bu bölgede kömür dışı yeni iş alanlarının da yaratılması bakımından etkili bir proje olacaktır.
• Ülkemizin en önemli Demir ve Çelik Endüstrisi kuruluşu olan ERDEMİR’in özelleştirilmesi sonucunda, İlimiz ve Ereğli İlçemiz ile Kamu aidiyeti döneminde üst seviyede seyreden İl ve İlçe ile entegrasyonu zafiyete uğramaya başlamıştır. ERDEMİR’in ilin sorunlarına ve çözüm odaklı yaklaşımdan uzak, bir üretim adası mantığı ile hareket etmesi, duvarlarının gerisinde gelişme çabası ile çırpınan bir il ve ilçeye karşı ilgisiz davranması, Zonguldaklılar tarafından bir kaygı noktasıdır. İlin bağrında onun doğal kaynaklarının referansında kurulması karar ve tesis edilmiş bir sektör devinin parçacı bir yaklaşımla ve sırf uluslararası rekabet ölçeğindeki üretim anlayışı ile zaman içinde bölge gerçeklerinden giderek uzaklaşması ve finansal değerinin de etkilenmesi kaçınılmazdır. Bu noktada bir OYAK iştiraki olan ERDEMİR’in bölge gerçeklerine duyarlı, İl ve İlçe ekonomisinin kalkınmasının aynı zamanda kendilerinin de uluslararası itibarına önemli katkı sağlayacağını dikkate almaları Zonguldaklılar tarafından beklenmekte ve arzu edilmektedir.

• İlimizin ağır sanayi ve buna dayalı sektörel üretim paydaşı Gemi İnşaatı ve yan sanayisinin bölgemizde zayıflamaya başlaması ile bu sektörde faaliyet gösteren tersanelerde azalma ve yetişmiş eleman kaybı yaşanmaktadır.

• Filyos Serbest Bölgesi bölgesinin İlin ve bölgenin bugün geldiği noktada artık bu vasfını devam ettirmesini gerektirecek bir konumu kalmamıştır. Bu alanın bir bölümünde gözle görülür ve her mevsimde de çeşitli kuş türlerinin göç ve yaşam alanı olduğu tespit edilen bir sulak alanın bulunduğu ve bu alanın tekrar dört mevsim incelemesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu noktada Çaycuma’da bulunan sulak alan bu vasıfları ile dikkat çekmektedir.

• Çaycuma İlçesi sınırları içerisinde bulunan ve gelecekte doğal yapısı sebebi ile önemli sanayi tesislerinin kurulmasına olanak tanıyan arazi çeşitliliğinin değerlendirilmesi büyük önem arz etmektedir. Yeni düşünülen sanayi kuruluşlarının planlamasında Zonguldak İl merkezindeki sıkışmışlığın aşılmasında Çaycuma önemli bir seçenektir.

• Filyos havzasında bulunan ve arkeolojik açıdan bir hazine değerindeki kalıntı ve mozaiklerin yeterli ilgi ve alakayı görememesi ilimizi önemli bir turizm geliri ve turizm destinasyonu fırsatından mahrum bırakmaktadır.

• Zonguldak tarımsal faaliyetlerinin önemli ölçüde profesyonel yapıya büründüğü Gökçebey, bu vasfı ile tüm tarımsal projelerin teknoparkı konumunda bulunmaktadır. Burada uygulanan ve proje aşamasındaki tekniklerin il genelinde tarım alanında kılavuz niteliği taşıyan uygulamalar olduğu gözlemlenmektedir.

• Devrek İlçemizde mukim cezaevinin bölgeye gelmesi ile birlikte ilçede yaşanan gerek asayiş gerekse halkın kabulleri anlamındaki endişeler giderek artmaktadır. Bu durum ilçe halkı üzerinde olumsuz etkiler yaratmakta ve ilçe sakinlerinin moral motivasyonunu olumsuz etkilemektedir.
• Devrek İlçemizde bulunan Devrek 2. Jandarma Eğitim Tabur Komutanlığını lağvedilmesi ilçemizin ekonomisini çok olumsuz etkilemiş adeta ilçenin ekonomik yapısına şok kayıp yaşatmıştır.
• Turizm şu an Zonguldak’ın kömürden sonraki ikinci gelir getirici unsurudur. Ancak aslında turizm Zonguldak’ın 1.sıradaki gelir kaynağı olmaya aday durumdadır. Son yıllarda elde edilen arkeolojik bulgular kentin antik çağlara uzanan tarihsel mirasının bölge ve kent için ne kadar önemli keşifler olduğunu göstermektedir. Bunun yanında Alaplı Gümeli’de bulunan 4116 Yıllık ve dünyanın 5. En yaşlı anıt ağacı olan PORSUK AĞACI kentimizin en önemli değerlerinin başında gelmektedir. Ayrıca yöresel değerleri beğeni ile alıcı bulan kentimizin, planlama ve yönetsel kriteri yüksek ve hedefe yürüyen bir turizm planlamasına ihtiyacı olduğunu göstermektedir. Bu noktada kenti yönetenler üzerinde bir turizm baskısının oluşturulması gerekliliği günden güne artmaktadır. Bu baskının doğal sonucu olarak turizm mutlak gündem maddesi olarak sonuçlanacaktır.

• TİOS Antik Kenti en az Efes veya Göbeklitepe kadar önemli bir arkeolojik değerdir. Kadıoğlu Mozaiği ise Zeugma kadar önemli bulgudur. İvedilikle TİOS ve Kadıoğlu Mozaiği’nin kazılar ile ortaya çıkarılarak dünya mirasına kazandırılması, bunun akabinde de çok etkileyici bir tanıtım kampanyasına girişilmesi olmazsa olmaz bir durumdur. Bu tip etkili kampanyaların arkasından sahiplenme duygusu üst düzeye çıkacağından Zonguldaklı olma olgusu en üst noktada kabul görecektir.

• Halen Almanya’da yaşayan 465.000 Zonguldaklı bulunmaktadır. Bu kadar gurbetçi vatandaşımızın Zonguldak’tan kopuk yaşamadığı da bir gerçektir. Bu vatandaşımızın yurt dışında elde ettikleri ekonomik değerlerini Zonguldak’ta değerlendirebileceği sadece toprak mülkiyeti ve konutprojeleri olmamalıdır. Bu hemşerilerimizin birikimlerini yönlendirebilecekleri projelere önem vermek ve onları zaman zaman bu yatırım fırsatlarını anlatmak ve sunumlar yapmak üzere davet etmek gereği vardır.

• Şuan pist uzatma ve iyileştirme çalışmaları devam eden Zonguldak Havaalanının bir an önce uçuşlara tekrar açılması ve gurbetçi vatandaşlarımız ile çok noktalı destinasyonlara hizmet verir hale getirilmesi gerekmektedir. Bu noktada havaalanı ve demiryolu hattının yan yana olması çok önemli bir paket tur avantajı olarak karşımızda durmaktadır.

• Halen İlimizin yetki ve uhdesinde bulunan ancak henüz kullanılamayan ama her an kullanılabilecek düzeyde yetkinliği geçerli “Havaalanı İşletmeciliği Belgemiz” bulunmaktadır. Bu belge ile her noktada ilimize gelir getirecek bir kaynak yaratmak olasıdır.

• İlimizde bulunan Bülent Ecevit Üniversitesinin İl merkezinden giderek uzaklaşan sosyal temas eksikliği, il ekonomisini önemli ölçüde etkilemektedir. İl dışından gelen ve tüm yaşamsal ihtiyaçlarını il merkezinden karşılayan öğrenci ve öğretim üyelerine diğer illerde bulunan ancak Zonguldak’ta sınırlı kapasite ile sunulabilen hizmetlerin daha kaliteli bir biçimde sağlanması için gerekli alt ve üst yapının sağlanması, kentin eski bir madenci kasabası görüntülerini yansıtan ve kentsel çöküntü alanı oluşturan metruk bina ve yapılardan kurtarılması gerekmektedir.

• Zonguldak’ımızın tüm ihtiyaçlarını giderecek projeler mutlak kamusal ve sektörler arası destek bekler. Bu desteklerin hiç kuşku yok ki en önemli ayağı lobi faaliyetleridir. İlimizin özellikle Ankara nezdinde etkili olabilecek yetişmiş evlatlarının bir çatı altında toplanması en önemli ihtiyaçtır. Bu güne kadar yapılmış ancak hayata geçirilememiş, yarım kalmış veya ilerleyişi tıkanmış Zonguldak projelerinin tekrara işlerlik kazanacak hamlelerle devam ettirilmesi için gerekli müdahale kuşkusuz işin uzmanı olan kişilere tıkanıklığı aşma noktasındaki nitelikli açıklama ve sunumlardır. Lobi faaliyetleri bu noktada nitelikli bir çalışma olarak ortaya çıkmaktadır. Lobi faaliyetlerinin bir başka iştigal konusu da kuşkusuz, her Bakanlık için veya her kuruluş için etkililik ve yeterliliği olan Zonguldak evlatlarının bilinmesi ve onların kariyer mücadelelerinde onlara yardımcı olunmasıdır. Zonguldak’ımızın sorunları şimdiye kadar hep bireysel katkıların ötesine geçemeyen bir yaklaşımlarla çözülmeye çalışılmıştır. Oysa lobi faaliyeti bu alandaki önemli bir eksiği de gidermiş olacaktır.

• Zonguldaklılık olgusu güçlü lobi etkileşimi ve sivil toplum kuruluşlarının da bu döngüye katılımı ile en üst yarar ve fayda düzeyine çıkacaktır.8-10 sivil toplum kuruluşunun lobi faaliyetini de arkasına alarak Zonguldak yararına yaratacağı algı ve proje yönetimi, kentin kimliğine duyulan saygıyı en üst düzeye taşıyacağı gibi lobimizin de etkinliğini, sorunlara yaklaşımını, çözüm odaklı müdahalelerini ve dikkat çekiciliğini de arttıracaktır.

• Tüm görüşme ve toplantılar sonucunda özellikle, mecliste grubu bulunan siyasi partilerininİl Başkanı ve yöneticilerinin katılımı ile gerçekleşen toplantıda mutluluk verici bir birlikteliğin başladığı gözlem ve müşahede edilmiştir. Bu noktada herhangi bir siyasi yaklaşım ve kaygıdan uzak sadece ilin sorun ve projelerine yönelik olarak oluşturulacak lobi faaliyetlerimiz de bu birlikteliğin uzun soluklu ve sonuç alır niteliğine değer katacaktır.

• Zonguldak için hareket edecek olan herkesin ve özellikle proje gruplarının siyaset dışı bir konumda yer almaları beklenmektedir. Tüm amaç ve gayesi; Zonguldaklılık Olgusunun Perçinlenmek, Zonguldak’ın Azami ve Mutlak Faydası Temelindeki Projelere Destek Olmak, Zonguldak’ın Yöresel Değerlerine Sahip Çıkılmak, Zonguldak’ın Tarihi, Doğal, Kültürel, Sosyal, Ekonomik Değerlerine Sahip Çıkıp Korunmasına Öncelik vermek olan birlikteliğimizde olmazsa olmaz prensip siyaset dışı kalmaktır.

• Zonguldak için yapılacak tüm çalışma ve proje değerlendirmelerine zemin hazırlayacak, başka düşünce ve ufukların kent üzerindeki değerlendirmelerini almak, ortak karar mekanizmalarını kent yararına kullanacak yaklaşımlarda yol ve yöntemleri geliştirmek üzere; Kent Yöneticilerini, Yerel Yöneticilerini, Milletvekillerini, Siyasi Parti Temsilcilerini, Bülent Ecevit Üniversitesinin Öğretim Kadrolarını, İlimizin Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Temsilcilerini, İlimizin Sivil Toplum Kuruluşlarının Temsilcilerini, Konusunda Uzman ve Zonguldak Özelindeki Ülke Projelerinde Başarılı Görevler Almış Öğretim Üyeleri, Üst Kademe Yönetici ve İdarecilerini kapsayan bir katılım ile Ekim 2020 Ay’ı içerisinde bir çalıştayın toplanması tüm çevrelerce gerekli görülmektedir.

Editör: TE Bilisim