“STRATEJİ BELGESİ, YARGIDAKİ KRİZİN İTİRAFTIR!

Şu anda maalesef ülkemizde büyük bir yargı krizi vardır. Bu kriz 2007’de Ergenekon ve Balyoz davalarıyla başlamış, 2010 referandumundan sonra yargının tamamen FETÖ’cülere teslim edilmesiyle genişlemiş ve derinleşmiştir. 2016 hain FETÖ darbe girişiminden sonra ise kriz başka bir boyuta dönüşmüştür. Bugün ise maalesef bu yargı krizi devam etmektedir, hız kesmeden devam etmektedir. Yargı alanında uluslararası kuruluşların da tespit ettiği gibi ciddi gerilemeler vardır ve maalesef uygulamalarınıza da baktığımızda bu krizin de devam edeceği görülmektedir. Siz de bunları biliyor olmalısınız ki güven veren ve erişilebilir bir yargı hedefiyle Yargı Reformu Strateji Belgesi hazırladınız ve yargı paketleri çıkarmaya başladınız. Başka paketlerin de önümüzdeki dönemde çıkacağını ifade ediyorsunuz. Aslında bu strateji belgesi ve çıkarılan paketler bir itiraftır. Neyin itirafıdır? Türkiye'de yargı krizinin olduğunun itirafıdır ve on yedi yılın sonunda güvenilen ve erişilen bir yargının olmadığının itirafıdır.

DAĞ FARE DOĞURDU!

Tek adam rejimi gömleğin ilk düğmesidir ve ilk düğme yanlış iliklenmiştir. Bu sebeple de yargının iki yakası da bir araya gelmemektedir ve bundan sonra da gelmeyecektir. Kuvvetler ayrılığının ortadan kaldırıldığı, yasamanın ve yargının devre dışı bırakıldığı ve yargının tamamen saraya bağlandığı bir sistemde, ne yaparsanız yapın, bağımsız ve tarafsız yargıyı ve adaleti sağlayamazsınız. Tek adam rejimi değişmediği sürece, güçlendirilmiş parlamenter rejim yeniden tesis edilmediği sürece ülkemizde hiçbir şekilde güvenilen ve erişilebilen bir yargı sistemi kuramazsınız ve ülkemize adaleti getiremezsiniz. Bu sistemde siz de ancak tek adamın izin verdiği kadar düzeltme yapabilirsiniz. Tek adamın zihninde ise Türkiye’ye adaleti getirmek gibi bir hedefin olmadığı da defalarca ortaya çıkmıştır. Onun için varsa yoksa kendi iktidarının devamlılığıdır. Türkiye'deki adalet sistemini düzeltmek için bazı iyi niyetli çabalarınız var mı? Elbette var, buna yok diyemeyiz, bunu görüyoruz, gözlemliyoruz, Yargı Reformu Strateji Belgesi ve çıkacak olan yargı paketleri bunun bir örneği. Ancak Yargı Reformu Strateji Belgesi’yle kamuoyunu çok büyük bir beklenti içine soktunuz fakat bizce dağ fare doğurdu. Yargı paketi çıktı, adalet düzeldi mi? Maalesef düzelmedi, düzelmez çünkü bugün yargının, yapısal ve zihinsel sorunları vardır ve bu yapısal ve zihinsel sorunlar çözülmeden ne yaparsanız boş diye düşünüyorum.

 

GAZETECİLİK SUÇ OLDU!

CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş, TBMM Plan Bütçe Komisyonu’nda görüşülen Adalet Bakanlığı bütçesinde bir konuşma yaptı. Konuşmasında CHP’li Demirtaş, “Çok önemli bir Bakanlığın bütçesini konuşuyoruz ancak on yedi yılda, maalesef, hiçbir sorunu çözülemeyen; tam tersine, yapısal ve zihinsel sorunları devam eden, sorunlar yumağı hâline gelen, siyasallaşmış ve sarayın arka bahçesi hâline gelmiş, bağımsızlığını ve tarafsızlığını tamamen yitirmiş ve vatandaşlarımızın en az yüzde 70’i tarafından güvenilmeyen ve adalet dağıtamayan bir Bakanlığın bütçesini konuşuyoruz” ifadelerine yer verdi.

CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş konuşmasında şunları belirtti;

“STRATEJİ BELGESİ, YARGIDAKİ KRİZİN İTİRAFTIR!

Şu anda maalesef ülkemizde büyük bir yargı krizi vardır. Bu kriz 2007’de Ergenekon ve Balyoz davalarıyla başlamış, 2010 referandumundan sonra yargının tamamen FETÖ’cülere teslim edilmesiyle genişlemiş ve derinleşmiştir. 2016 hain FETÖ darbe girişiminden sonra ise kriz başka bir boyuta dönüşmüştür. Bugün ise maalesef bu yargı krizi devam etmektedir, hız kesmeden devam etmektedir. Yargı alanında uluslararası kuruluşların da tespit ettiği gibi ciddi gerilemeler vardır ve maalesef uygulamalarınıza da baktığımızda bu krizin de devam edeceği görülmektedir. Siz de bunları biliyor olmalısınız ki güven veren ve erişilebilir bir yargı hedefiyle Yargı Reformu Strateji Belgesi hazırladınız ve yargı paketleri çıkarmaya başladınız. Başka paketlerin de önümüzdeki dönemde çıkacağını ifade ediyorsunuz. Aslında bu strateji belgesi ve çıkarılan paketler bir itiraftır. Neyin itirafıdır? Türkiye'de yargı krizinin olduğunun itirafıdır ve on yedi yılın sonunda güvenilen ve erişilen bir yargının olmadığının itirafıdır.

DAĞ FARE DOĞURDU!

Tek adam rejimi gömleğin ilk düğmesidir ve ilk düğme yanlış iliklenmiştir. Bu sebeple de yargının iki yakası da bir araya gelmemektedir ve bundan sonra da gelmeyecektir. Kuvvetler ayrılığının ortadan kaldırıldığı, yasamanın ve yargının devre dışı bırakıldığı ve yargının tamamen saraya bağlandığı bir sistemde, ne yaparsanız yapın, bağımsız ve tarafsız yargıyı ve adaleti sağlayamazsınız. Tek adam rejimi değişmediği sürece, güçlendirilmiş parlamenter rejim yeniden tesis edilmediği sürece ülkemizde hiçbir şekilde güvenilen ve erişilebilen bir yargı sistemi kuramazsınız ve ülkemize adaleti getiremezsiniz. Bu sistemde siz de ancak tek adamın izin verdiği kadar düzeltme yapabilirsiniz. Tek adamın zihninde ise Türkiye’ye adaleti getirmek gibi bir hedefin olmadığı da defalarca ortaya çıkmıştır. Onun için varsa yoksa kendi iktidarının devamlılığıdır. Türkiye'deki adalet sistemini düzeltmek için bazı iyi niyetli çabalarınız var mı? Elbette var, buna yok diyemeyiz, bunu görüyoruz, gözlemliyoruz, Yargı Reformu Strateji Belgesi ve çıkacak olan yargı paketleri bunun bir örneği. Ancak Yargı Reformu Strateji Belgesi’yle kamuoyunu çok büyük bir beklenti içine soktunuz fakat bizce dağ fare doğurdu. Yargı paketi çıktı, adalet düzeldi mi? Maalesef düzelmedi, düzelmez çünkü bugün yargının, yapısal ve zihinsel sorunları vardır ve bu yapısal ve zihinsel sorunlar çözülmeden ne yaparsanız boş diye düşünüyorum.

 

GAZETECİLİK SUÇ OLDU!

Yargı paketi çıktıktan sonra FETÖ’yle uzaktan yakından hiç ilgisi olmayan, FETÖ’yle mücadele eden, muhalif kimliğiyle yayın yapan Sözcü gazetesi davasında yargılananlar beraat edecekleri yerde gazetenin sahibi hakkında Kırmızı Bülten çıkarılmıştır ve bugün için ne gibi karar çıkacağı da meçhuldür. Cumhuriyet gazetesi davasında da kararlar bozulmuş ama mahkeme kararında direnmiştir. Yani yine gazetecilik suç olmaya devam etmektedir. Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan linç girişimiyle ilgili ise davada hiçbir gelişme yoktur, tutuklu kimse yoktur. Eren Erdem kamuoyu baskısı olmasaydı hâlâ tutuklu kalacaktı. Yani diğer seçilmiş milletvekilleri de hâlâ hapistedirler.

SINAV DERHAL YÜRÜRLÜĞE GİRMELİ!

Konuşmasında yargı paketi ile getirilen Avukatlık Sınavına da değinen Ünal Demirtaş

“Bu sınavın getirilmesi çok doğrudur Sayın Bakanım, bu konuda size son derece destek veriyorum, haklısınız çünkü avukatlık mesleği işin içinden çıkılmaz bir hâle gelmiştir ancak bu sınavın beş yıl ötelenmesi son derece yanlış olmuştur. Bakın, rakamlar bunu ortaya koymaktadır. Türkiye'de daha fazla avukat ihtiyacı yoktur ancak beş yıl sonra avukat sayısı 2 katını geçecektir. Bu da mesleği işin içinden çıkılmaz hâle getirecektir. Bu sebeple avukatlıkla ilgili meslek sınavının derhâl yürürlüğe girmesini talep ediyoruz”Yargı paketi çıktıktan sonra FETÖ’yle uzaktan yakından hiç ilgisi olmayan, FETÖ’yle mücadele eden, muhalif kimliğiyle yayın yapan Sözcü gazetesi davasında yargılananlar beraat edecekleri yerde gazetenin sahibi hakkında Kırmızı Bülten çıkarılmıştır ve bugün için ne gibi karar çıkacağı da meçhuldür. Cumhuriyet gazetesi davasında da kararlar bozulmuş ama mahkeme kararında direnmiştir. Yani yine gazetecilik suç olmaya devam etmektedir. Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan linç girişimiyle ilgili ise davada hiçbir gelişme yoktur, tutuklu kimse yoktur. Eren Erdem kamuoyu baskısı olmasaydı hâlâ tutuklu kalacaktı. Yani diğer seçilmiş milletvekilleri de hâlâ hapistedirler.

AVUKATLIK SINAVI DERHAL YÜRÜRLÜĞE GİRMELİ!

Konuşmasında yargı paketi ile getirilen Avukatlık Sınavına da değinen Ünal Demirtaş

“Bu sınavın getirilmesi çok doğrudur Sayın Bakanım, bu konuda size son derece destek veriyorum, haklısınız çünkü avukatlık mesleği işin içinden çıkılmaz bir hâle gelmiştir ancak bu sınavın beş yıl ötelenmesi son derece yanlış olmuştur. Bakın, rakamlar bunu ortaya koymaktadır. Türkiye'de daha fazla avukat ihtiyacı yoktur ancak beş yıl sonra avukat sayısı 2 katını geçecektir. Bu da mesleği işin içinden çıkılmaz hâle getirecektir. Bu sebeple avukatlıkla ilgili meslek sınavının derhâl yürürlüğe girmesini talep ediyoruz

Editör: TE Bilisim